Dilipak'tan AKP'lilere: Haram Servetlerinizi İade Edin Yoksa...

31 Mart seçimlerinde 20 yıllık iktidar partisi AKP'nin hezimete uğraması kendi mahallesinden özeleştirileri de beraberinde getirmeye devam ediyor. Muhafazakar kimliği ile bilinen Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Musa ve Firavun örneği üzerinden yaptığı değerlendirmede AKP'lilere, "Sırtınızdaki haram elbiseleri çıkarın, haram mal ve serveti sahiplerine iade edin" dedi.

18 Nisan 2024 Perşembe 12:51
Dilipak'tan AKP'lilere: Haram Servetlerinizi İade Edin Yoksa...

İşte Abdurrahman Dilipak'ın özellikle iktidar sahiplerini hedef alan o yazısından ilgili satırlar:

Kur’an-ı Kerim bize en fazla Firavun örneği üzerinden çarpıcı misaller verir. Sadece Musa’ya ders vermez, Hz. Musa üzerinden Firavun'a da ders verir. Ebu Cehil'e de ders verir.

Başarıya odaklanmış bir akıl başarı için her yolu meşru görürse Firavunlaşır. Ve Allah (cc) onun bütün işlerini boşa çıkartır. Her başarıyı kendinden görüp, her yenilginin suçunu başkasında aramak Firavun ahlaksızlığıdır.

Her şeyi doğru yaptığımızı zannetsek de, bazen daha sonra bizim ya da içimizden birilerinin yanlış olduğunu sonradan zannettiğimiz, anladığımız ya da öyle bir bahane ile yenilgiyi açıklamaya, gerekçelendirmeye çalışan akıl zavallıdır. O gerekçeler esbaba tevessül bakımından aklın muktezasıdır. Olup biten her şey, şer de olsa, hayır da olsa, o bir kaderdir. Kaldı ki, bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde Allah hayır murat etmiş olabilir.

Firavun'un başına getirilen 10 bela, aslında onun için ikaz anlamında on hayırdı. Ağır bedelleri olan bu dersler karşısında ne Firavun ne de pek azı dışında insanlar Firavun'un azgınlığı karşısında uyarı görevini yapacak bir cesaret gösteremedi.

ALLAH'I İKTİDARINIZ İÇİN İKNA EDİN!

Bu hakikatler, ABD yönetimi, İsrail, Mısır yönetimi, İran, Çin, Rusya yönetimi için olduğu kadar, ülkemizin yönetimi için de bir derstir. Bu ders sadece devletler, hükümetler, yerel yönetimler için değil, Cemaat, Cemiyet, mahalle muhtarlıkları için de geçerli bir derstir. Hatta geniş aileler için değil, küçük aileler için de bir derstir.

Hadi, Allahı kendi arzu, heva ve hevesiniz, iktidarınız için ikna edin, O’nu mecbur bırakın gücünüz yetiyorsa. Kirli eller, haram elbiseler, inkarcı dudakların duası Allaha erişmez. Allah’la onlar arasında perde vardır. Hadi sandığa gitmeyenleri sandığa çağırın, onlara vaadlerde bulunun. Hadi oylarını iptal edenleri iknaya çalışın, hadi emeklilere daha çok para vadedin, hadi yaptıklarınızı, yapacaklarınızı anlatın, hadi, sizi eleştirenleri susturun, sonuç siz kendinizi değiştirmeden Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyecek. İsterseniz af da çıkartın, özgürlükçü bir anayasa çıkartın. Özgürlük her kapıyı açan bir anahtar mı sanıyorsunuz? Firavun'un zulmünden kaçıp, denizi geçen halk özgür olunca, geçilmez sanılan denizi geçmişlerdi. Ama 10 günlük yolu, başlarında 3 peygamber, Hz. Musa, Hz. Harun ve Hz. Yuşa olduğu halde, bir de önlerinde emanet sandığını taşıyan melekler olduğu halde, bir de yanlarında Hızır olduğu halde 40 yılda geçemediler.

HARAM SERVETLERİNİZİ İADE EDİN

Dilinizdeki haram sözleri tükürün, Sırtınızdaki haram elbiseleri çıkartın. Cehennemde sizi yakacak olan haram mal ve serveti sahiplerine iade edelim, haram makamlardan uzaklaşalım. Yoksa hepsi Allah’ın gazabını çeken paratonere dönecek. Sadece haram işleri yapanlar değil, onları destekleyenler de değil, bunlar olurken sessiz kalanlar da onları yakacak ateşten nasiblerine düşeni alacaklar. Biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Gelin tevbe edelim. Yoksa Firavun halkını helak eden 10 bela farklı şekillerde bizi/sizi/onları de bulur. Bu sözlerin sadece kendi ülkem için değil, diğer İslam ülkeleri için de geçerli, sadece onlar için değil her millet için geçerli. Çünkü bu sözlerimin çoğu bana ait sözler değil.

Biz alemlere rahmet olarak gönderilen Ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Hiç kimse, sadece kendi dindaşı, kendi ırkdaşı için değil, ne düşünüyorsa, Ademoğullarını muhatap alsın. Biz insanız. Elbette zalimlere karşı direnecek gerektiğinde savaşacağız. Ancak öte yandan insanları Hakk'a çağıracağız. Ortak bir kelimeye çağıracağız, Allah'a, resulüne, kitaba çağıracağız. Çünkü biz insanız ve Allah'ın bizim için resulleri ile gönderdiği bir dine iman ettik.

Hadi, olup biten şeylerin hem zahrine, hem batınına bakalım, yaşadığımız zaman ve mekana adil şahidlik edelim, sonuç aleyhimize de olsa, hatta haklı olan düşmanımız da olsa, hakkı, adaleti üstün tutalım, istişare ve şuradan uzaklaşmayalım, ehliyet ve liyakattan ayrılmayalım. Sabredenlerden, şükredenlerden, direnenlerden olalım, Allah'a dayanalım, sa’ye sarılalım, hikmete ram olalım. “Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol”

Hani riba “Allah’a savaş açmak”tı? Hani nasdı? Peki şimdi ne olacak?

Sırtınızda kambur olan arka bahçenizdeki cemaat, media, STK’lardan, dost zannettiğiniz düşmanlardan, o iş adamları ve bilim adamları(!?)ndan kurtulmadan işiniz zor.

Yol ayırımındayız, ya Musa (as)ın peşinden gideceğiz, ya Firavun’un..

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 18.04.2024 12:57
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol