Ziraat Bankası eski müdürü ekonomist Prof. Dr. Şenol Babuşçu Türkiye ekonomisinin son durumunu değerlendirirken seçime yönelik AKP’nin bir hazırlık içerisinde olduğunu belirtti.

SEÇİME 6 AY KALA AKP'NİN OYNAYACAĞI OYUN!

Katıldığı bir sosyal medya kanalında konuşan Şenol Babuşçu “Hükümet seçim stratejisi olarak enflasyonla mücadele etmiyor. Seçime 6 ay kala enflasyon yüzde 40’lara geriletilecek ve ‘bakın biz yapabiliyoruz’ diyecekler” ifadelerini kullandı.

Babuşçu çok konuşulacak iddiasıyla ilgili şunları söyledi:

"Hükümet algı yönetimi yapmak için süslenmiş sözler söylüyor. Enflasyonun ülkemizde düşmesi mümkün değil. Daha da yükselecek. Enflasyonu düşürmekle bilerek uğraşmıyorlar. AK Parti seçim stratejisi olarak 2022 enflasyonu 80, 90 çıksın. 2023’te seçim öncesi enflasyonda bir şeyler yaparız. Bir takım tedbirler alırız ve 6 ayda yüzde 40’a indiririz.

Sonra da ‘Bak biz istersek indirebiliyormuşuz. Daha da indirebiliriz 2022’de enflasyon yüksekti zaten’ diyecekler. Dolar kurunda böyle yapmadılar mı? Doları bir gecede 18 TL’ye çıkarıp tekrar bir gecede 13 TL’ye kim indirdi. Enflasyonda da aynı strateji uygulanacak"

AKP KAYBEDİYOR...

Öte yandan Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy, gündemdeki son gelişmeleri yapılan anketler üzerinden değerlendirdi.

Aksoy, kutuplaşmanın bu defa AKP'ye kaybettirdiğini ifade etti.

İKİ ÖNEMLİ NEDEN VAR
Erdoğan’ın bu açıklamalarının iki önemli nedeni var; İlki kendi tabanını konsolide etmek, ikincisi muhalif bloğa kaptırdığı seçmeni, muhalif bloğu itibarsızlaştırarak tekrar kazanmak. Oysa sonuçlar hem kendi tabanını konsolide edemediğini, hem de muhalif bloğa kaptırdığı seçmeni döndüremediğini gösteriyor. Özetle; kutuplaştırma bu kez AKP’ye kazandırmadığı gibi kaybettiriyor. Aşırılaşan siyasetin bizlere psikolojik yükü büyük fakat bu siyasetin sahiplerine siyasal maliyeti daha büyük. Ülkenin geldiği yer itibariyle biz sosyal demokratlara düşen önemli bir görev var; aşırıya karşı makul olanda inat ve ısrar etmek. Ötekileştirene, yoksulluğu dahi yönetmeye çalışana karşı kapsayıcı olan, yoksulluğu yok etmeyi önceleyen, insanı merkeze alan bir kalkınma programından başka bir şeye zihnimizde yer açmamak.