FinCEN: Türkiye'de Siyasetçilere 800 Milyon Dolar Rüşvet

ABD Hazinesi’nin istihbarat birimi FinCEN’in 1999 ile 2017 arasındaki raporları ele geçirildi ve 16 ay boyunca 400 gazeteci tarafından incelendi, konuya ilişkin röportajlar yapıldı. Raporlar tüm dünyada 2 trilyon dolarlık para transferi yapan 20 ismi işaret ediyor. Bu isimlerden biri de Reza Zarrab.

22 Eylül 2020 Salı 06:15
FinCEN: Türkiye'de Siyasetçilere 800 Milyon Dolar Rüşvet

New York merkezli haber kuruluşu BuzzFeed News tarafından elde edilen ve Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaşılan FinCEN Dosyaları, 88 ülkeden 400'den fazla gazetecinin 16 aylık çalışması sonucu haberleştirildi.

Araştırma, temel olarak ABD Hazinesi'ne bağlı istihbarat birimi Mali Suçları Uygulama Ağı'na (FinCEN) sunulan gizli banka raporlarına ve onlarca röportaja dayanıyor. Daha önce Panama Belgeleri’ni yayımlayan kuruluş bu sefer de uluslararası bankacılık sistemi ile suç şebekelerinin arasındaki ilişkiyi teşhir ediyor. Sızdırılan dosyalar içinde Türkiye’yi de doğrudan ilgilendirilen belgeler bulunuyor. Bankacılık sistemi sayesinde dünya çapında para aklayan 20 suçlu içinde Rıza Sarraf da var.

2 TRİLYON DOLARLIK ŞÜPHELİ TRANSFER

ICIJ’in paylaştığı belgeler ve ardından yapılan röportajlardan ortaya çıkan en önemli sonuç, parayı aklayanların sadece suçlular olmaması. Belgelere göre bizzat bankalar da kara paranın aklanabilmesi için adım atıyor. Böylece 2 trilyon doları bulan para transferinde komisyon elde ediliyor. Öte yandan banka sahipleriyle küresel suçlular ve politikacılar arasındaki ilişki de bankaların kara parayı bizzat aklamasının nedenlerinden biri olarak ortaya çıkıyor. ICIJ’e açıklamalarda bulunan kara para aklama uzmanı Graham Barrow konuya ilişkin şu açıklamayı yapıyor; “Parayı aklayan suçluların kendileri değil. Bu yüzden bankaların rolü gerçekten önemli çünkü bankacılık paranın ülkelerinden güzel ve güvenli bir yere taşınmasını sağlayan sistemin adı. Sonuçta hepimiz bunun bedelini ödüyoruz. Çünkü bu para bizim vergilerimizden geliyor ve iyi ulaşım, iyi okullar ve iyi bir sağlık hizmeti sağlamak için harcanmalı. Toplum olarak bu konuda bir şeyler yapmamız gerekiyor.”

SIZDIRILAN EN AYRINTILI KAYITLAR

Yoğun teknik bilgi içeren bu raporlar, şimdiye kadar sızdırılan en ayrıntılı ABD Hazine kayıtları. Bu belgeler HSBC, Deutsche Bank, JPMorgan Chase ve Barclays dahil olmak üzere büyük bankalar tarafından yapılan işlemleri açıklıyor. Dolayısıyla şüpheli işlemlerin ve kara para aklama suçlarının içeriğinde yalnızca küçük ölçekli bankalar bulunmuyor.

Almanya'nın en büyük bankası DeutscheBank, ICIJ tarafından incelenen gizli belgelerde adı en fazla geçen banka olarak öne çıktı. ICIJ'in analizine göre ABD Hazinesi'ne bildirilen bu işlemlerin toplam tutarı 2 trilyon dolarken bu paranın yüzde 65’ine karşılık gelen 1,3 trilyon doları Deutsche Bank aracılığıyla yapıldı.

400 GAZETECİ, 16 AY ARAŞTIRDI

88 ülkeden 400 gazeteci, sızdırılan kayıtları araştırdı ve işlemler çoğu zaman sadece bir isim veya tek bir adrese çıktı. Bu isimlerden ayrı ayrı 20 uluslararası kara para aklayıcısı derlendi. Kaynaklardan ek belgeleri araştırmak, mahkeme ve arşiv kayıtlarını okumak, suç mağdurları ile görüşmek ve 1999 ile 2017 arasında gerçekleşen milyonlarca işlemle ilgili verileri incelemek için 16 ay harcandı.

TÜRKİYE'DE 538 İŞLEM 'ŞÜPHELİ'

FinCEN’e sunulan raporlarda, ABD bankaları aracılığıyla döviz işlemleri yapan Türk bankaların da adı geçiyor. ICIJ’ın analiz ettiği FinCEN kayıtlarında, Türkiye’deki banka hesaplarının gönderici ya da alıcı olduğu 538 işlem ‘şüpheli’ olarak işaretlendi. Toplamda 70 milyon doları geçen şüpheli fon Türkiye’deki banka hesaplarına geldi. Türkiye’den yurtdışına ise yaklaşık 71 milyon dolarlık şüpheli havale yapıldı.

***

FinCEN belgeleri nedir?

ABD Hazinesi uluslararası kara para transferleri için 25 Nisan 1990’da Financial Crimes Enforcement Network (FinCEN) adında bir istihbarat birimi kurdu. O tarihten bu yana Dolarla işlem yapan uluslararası bankalar şüpheli bulduğu işlemleri bu birime raporluyor. Ayrıca FinCEN kendi istihbarat ağları ile şüpheli işlemleri kayıt altına alıyor. New York merkezli haber kuruluşu BuzzFeed News ise 1999’dan 2017’ye dek FinCEN’e rapor edilen ve toplam 2 trilyon dolar büyüklüğündeki şüpheli işlemi ele geçirdi. Ancak nasıl ele geçirildiği bilinmiyor. BuzzFeed News ele geçirdiği belgeleri 16 ay önce Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaştı ve 400 gazeteci belgeler üzerinde araştırma yapmaya başladı. Araştırmanın sonuçları Türkiye saati ile önceki gece internet üzerinden sunulmaya başlandı.

Rıza Sarraf 20 isimden biri

16 aylık çalışma sürecinde bir yandan belgeler incelenirken diğer yandan belgelerin işaret ettiği isimlere ilişkin röportajlar da yapıldı. 400 gazetecinin çalışmalarının sonunda uluslararası kara para transferinin göbeğinde yer alan 20 isim tespit edildi. Bu isimler içinde Türkiye’den Rıza Sarraf da yer aldı. Gazeteciler bunun üzerine Rıza Sarraf'ın kuryesi olduğu bilinen Adem Karahan’la görüştüler ve detaylı bir röportaj yaptılar.

2008'de Adem Karahan, önce Zarrab’ın altın veya nakit dolu valizlerini taşıyarak işe başladı. Daha sonra rüşvet verilen siyasetçiler aracılığıyla bankalar devreye sokuldu. Böylece Karahan para transferlerinde kullanılan paravan şirketlerin vekili olarak milyarlarca doların kuryesi haline geldi. Karahan tüm bunları Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi’ne (OCCRP) bir bir anlattı.

2008 yılında başladığı kuryelik görevinde tonlarca altın ve nakit para transferi yaptığını belirten Karahan, Sarraf'ın kendisine "Korkacak hiçbir şey yok, Türk hükümeti de bu işin içinde" dediğini öne sürdü. Verdiği röportaja göre Karahan başta Sarraf'a inanmasa da işine devam etti. Sarraf ise hükümetin işin içinde olduğuna ilişkin olarak Karahan’a “Yakında göreceksin” dedi.

SİYASETÇİLERİN RÜŞVET PAYI YÜZDE 4

Karahan, Sarraf'ın ABD mahkemelerine beyan ettiği itiraflarının gerçeğin sadece bir bölümünü yansıttığını, yaptırımları delen işlemlerin davada söylenenden daha erken tarihte başladığını ve daha ileri tarihe kadar sürdüğünü, daha fazla kişi ile ülkeyi içerdiğini iddia etti. Karahan, tüm transferlerde Sarraf'ın payının yüzde 8 olduğunu söylerken bunun yarısına karşılık gelen yüzde 4’ün Türkiye’deki siyasetçilere rüşvet olarak dağıtıldığını söyledi.

Sarraf'ın ABD mahkemelerinde ortaya çıkan belgelere göre toplam 20 milyar dolarlık transferi gerçekleştirdiği düşünülürse yüzde 8’lik Sarraf payı 1,6 milyar dolara denk geliyor. Sarraf'ın kuryesi Karahan’ın ifadelerine göre bu paranın yarısına karşılık gelen 800 milyon dolar Türkiye’deki siyasetçilere rüşvet olarak dağıtılmış. Bu paranın da yüzde 10’undan fazlası tek bir siyasetçiye ödenmiş. Ancak Karahan aslan payını alan siyasetçinin adını açıklamıyor.

"200 TON ALTINI BAVULLARLA TAŞIDIK"

Karahan, röportaja göre en az 200 ton altın taşıyan 22 kişilik bir ekipte yer aldığını söyledi. Vardiyalı olarak iki çalışma grubuna ayrılan kuryeler bavullara konulan altınları önce altın ticaret şirketlerine ev sahipliği yapan Dubai’ye taşıdı. Bu altın satışlarından elde edilen nakit, daha sonra İran'ın küresel ekonomide ihtiyaç duyduğu şeyleri ödemek için kullanıldı. Karahan’ın da teyit ettiği iddiaya göre Sarraf'ın İran’daki ortaki Babak Zencani’ydi. Sarraf, Dubai üzerinden İran’a altın gönderirken, Zencani de altınların karşılığında Türkiye’ye para transfer ediyordu. Bu transferler de Sarraf'ın açtırdığı özel bir hesapla yapılıyor, transfer bedelleri artıkça siyasilere gönderilen rüşvet de artıyordu. Yıllar içinde İran'ın para ihtiyacı arttıkça, Sarraf'ın altın ticareti de arttı.

ESKİ BAKAN DA VAR
Banka, Ocak-Eylül 2016 arasında Zarrab ile bağlantılı olduğu belirlenen 24 şirket ve kişi için toplamda 133 milyon doları aşan 715 transfer yaptı.

FinCEN kayıtlarına göre bankanın Ocak-Eylül 2016 arasında şüpheli para transferlerini aktardığı kişiler arasında Reza Zarrab’ın kuryesi olmakla suçlanan Halil Akkaya, Murat Yılmaz, eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’ın özel kalemi Onur Kaya ve eski İçişleri Bakanı Muammer Güler de yer alıyor.

Aynı rapora göre Standard Chartered, Reza Zarrab’ın kardeşi Mohammad Zarrab’ın sahibi olduğu Lord Metal İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti adlı şirket için de para transferi yaptı.

FinCEN kayıtlarına göre Nargis Uluslararası Dış Ticaret Ltd Şti de Zarrab ile ilişkili olduğu için para transferleri incelenen şirketler arasında yer aldı.

Nargis Uluslararası Dış Ticaret, 2013’te yürütülen soruşturma kapsamında Türkiye’de mal varlıklarına el koyulan şirketler arasında yer alıyordu.

MURATOĞLU: ŞAŞIRDIK MI?

Öte yandan Ekonomist Murat Muratoğlu da konuyu irdeledi ve bakın neler söyledi:

İngiltere merkezli Standard Chartered Bankası'nın 2007-2016 yılları arasında Zarrab için toplamda 5.8 milyar doları aşan 37 bin 533 adet para transferi gerçekleştirdiği ortaya çıktı!

Üstüne kuryesi Türkiye'de 800 milyon dolar rüşvet dağıttıklarını açıkladı! Şaşırdık mı?

Türkiye'de en büyük rezaletin raf ömrü taş çatlasa bir aydır… Sonrasında unutulur. Alışılır. Eskimeye yüz tutar ve kapanır. Hatta suçu ortaya çıkartan suçlanır!

★★★

Zarrab Türkiye'de gündemi yeteri kadar meşgul etti, millet sıkıldı diye olay kapanıyor mu sanıyorsunuz? Dünyada işler öyle yürümüyor!

O kapanan bizim erozyona uğramış ahlakımız, hukuk ölçümüz. Rüşveti alanlar rahatça dolaşıyorlar yüzsüz yüzsüz!

★★★

Yabancı yayın organlarını takip etseniz bu belgelerin Türkiye'nin aleyhine olduğunu göreceksiniz. Kimlerin isimlerinin geçtiğini illa tahmin edersiniz.

İyi de bunları Türkiye'de kim anlatacak? Kim anlatsa vatan haini olacak. Zira çoğunluk inanmayacak. Yabancı güçlerin oyunu sanacak!

Bu ülkede iktidar partisinin oy kaybına neden olacak her türlü haber milli meseledir, ihanettir! Hakkında yapılacak her türlü yorum dış mihraklar ile işbirlikçiliğidir.

★★★

Zarrab'ın ortağı Babek Zencani, ifadesinde Türkiye'de rüşvet dağıttığını, kendisinin yüzde 2 aldığını, yüzde 5'ini Dubai'de, yüzde 5'ini Türkiye'de dağıttığını söyledi.

Zencani parayı, altına çevriliyor, kendisine ait havayolları şirketiyle Türkiye'ye sokuyordu. Zarrab devreye burada giriyor, Türkiye'deki şirketleri aracılığıyla Dubai'ye naklediliyordu.

Dubai'deki sarraflar tarafından eritilip ziynet eşyası şekline getiriliyor. Bu ziynet eşyaları teknelerle İran'a yollanıyor ve tekrar eritilip sisteme külçe altın olarak sokuluyordu.

★★★

Zencani; ”Türkiye'de rüşvet verdim” dediyse de, Meclis bu rüşvetin araştırılmasını AKP'nin oylarıyla ret etti! Bize göre o rüşvet değildi! İyi de para nereye ve kime gitti?

Aynısını Amerika'da Zarrab anlattı. Şema çizdi, para akışını gösterdi. Araştırma önergesi yine AKP oylarıyla ret edildi! Sahi Meclis bugüne kadar hangi yolsuzluğu araştırmayı kabul etti?

★★★

Bu adamlar kendilerine atfedilen bunca suçu tek başlarına işlemedi ya! İlla Türkiye'den birilerini ve bazı kurumları kullanarak işi kotardılar… Bazı kurum dediğimiz de köşedeki bakkal değil herhalde…

Uyarılara, zamanın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın “ABD'nin yaptığı kendisini bağlar, bizim çok sayıda uluslararası anlaşmamız var” diyerek karşılık verdi. Kendisi de malı götürenlerden biriydi… Sonra cami falan yaptırdı!

★★★

İşin ilginci gerçekten masum olan fakat suçlu bulunan ve Amerika'da tutuklanan Hakan Atilla'nın avukatları suça itiraz etmediler. İfade ve delillere “tamam” dediler. Sadece “Atilla yapmadı” diye savunma verdiler. Suçu kabul edip, sabitlediler.

Amerika'ya da desene “bu karar yok hükmünde!” Diyemezsin! İstesen de istemesen de küresel para piyasalarının bütün yönetimi kendilerinde…

Bizimkileri kutluyorum; bırakın ülke ekonomisini yönetememelerini bir de tüy diktiler üzerine… Gelelim şimdi ceremesine…

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 18.12.2020 16:33
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol