Ülkenin adım adım felakete sürüklendiğini kaydeden Şengör hoca, ' Bu korkunç birşey' dedi.

İşte o sözler!

" Felakete gidiyor Türkiye. Dünyada yalnızlaşmış, zenginleştiğini zannediyor ama aslında fakirleşiyor, halk tabakaları birbirlerinden hızla kopuyor, parçalanmaya gidiyor. Gayet açık. Korkunç birşey. Yani Türkiye tarihinde daha önce görülmemiş felakete doğru gidiyor Türkiye. Ben bunu Selçuklu döneminin sonlarına benzetiyorum yani orada da bunu sağlayan Baycu'dur. Türkiye'nin bu kütlesini muhafaza ederek devam etmesi çok zor gözüküyor bana. Yani aslında Türkiye bir parçalanmaya gidiyor ve bu parçalanmanın da çok dostça olacağını zannetmiyorum. İç savaşa gidiyor Türkiye ve toplumun kültürü müsait değil dostça ayrışmaya. Yani bir Çek-Slovak gibi olmaz burası. Afganistan olacak en iyi ihtimalle. Böyle olduktan sonra herkes biz nasıl böyle olduk denecek. Cevabı basit biz hep böyleydik. Bu toplum böyle yürümez. Bugün Türkiye'yi yönetenler toplumu şiddetle yönetiyor. Ne hukuk kaldı, ne polis kaldı ne başka birşey. Sadece cehalet. Ve cehalet de başka türlü yönetemez. Toplum da bunun farkında değil çünkü kendisi de öyle."

Celal Şengör hoca bu olay açıklamalarından önce de yine çok çarpıcı ifadelere imza atmıştı. Onları da hatırlatmakta fayda var:
"Türkiye'de olacaklar 2003 yılından itibaren belliydi. Biz deprem uzmanları olarak bir yerde deprem olacağını biliriz ancak ne zaman olacağını bilemeyiz. Oysa Türkiye'de yönetimsel deprem 2003 yılından itibaren zaten belliydi. Şu anda iktidarı elinde tutanların dünya görüşleri, bilgileri ve tahsilleri, Türkiye gibi büyük bir ülkeyi dünya çapında yönetmeye müsait değil. Bunu ben defaatle söyledim yazdım. Dedim ki bakın ben bir eğitimciyim, politikadan anlamam, politikayla da ilgilenmem ama her işin bir uzmanlık dalı vardır. Politikacının işini yapabilmesi için belirli bir tahsili belirli bir görgüsü olması gerekir. İngiltere'de belirli okullardan mezun değilseniz Başbakan olamıyordunuz. Bu uygulamayı bozdular sonrasınd ABD'nin uydusu, uşağı haline geldiler. Fransa'da Sarkozy'e kadar iyi getirdi sistemi ondan sonra onlarda bozuldu bugün Fransızlar o isimden yaka silkiyorlar. Peki yolsuzluk ve hırsızlıkların eğitimle ne ilgisi var? Hiçbir ilgisi yok. Olmadığı için zaten görgüyü de vurguladım. Bir sosyal bilimci dostumla konuştum o bana 'kırsal alandaki adamla şehirdeki adamın ahlak anlayışı farklıdır' dedi. Kırsalda yaşayan insan için önemli olan karısı, kızı, annesi, babası, hayvanı ve orada üç beş sahip olduğudur ve buna göre dünyayı görür. Şimdi bu insana şehirde yaşayan birinin kitabından alıntı değil çalıntı yapıldığını söylesen de o bunu kötü bulmaz çünkü bunun nasıl birşey olduğunu bilmez. Toplumun buraya gideceği taa 2003'te belliydi işte. Belirli seviyede olmayan insanlara devleti teslim edemezsiniz. Demokrasinin olabilmesi için demokrasiyi içleştirmiş insanlar lazım."