"SENİN OMURGANDAN KAYGIM VAR..."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açtı ağzını yumdu gözünü...

12 Temmuz 2011 Salı 15:03

 Siyasi arena yine alev alev! Önce Başbakan Erdoğan çıktı kürsüye, CHP'ye 'dik'lendi... Ardından ise Kemal Kılıçdaroğlu kürsüde yerini aldı ve Erdoğan'a, 'CHP dik durdu!' mesajı verdi.

Erdoğan, Meclis'i boykot eden, ardından da yemin etmeyi kabul eden Kılıçdaroğlu'nu 'Dik duramadılar' diyerek suçlayınca, kendisine ve partisine yönelen suçlamaya boyun eğmeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu ilk grup toplantısında 'yemin krizi' eleştirilerine sert yanıt verdi.

Aslında krizin çözümüne ilişkin görüşmeleri deşifre etmek istemediğini, fakat Erdoğan'ın eleştirileri karşısında kendini zorunlu hissettiğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Krizin çözümü için hazırlanan irade beyanı CHP'nin isteğine göre şekillenmiştir' dedi.

İKİ KERE GERİ ÇEVİRDİK

"Attığı imzaya sahip çıkmayan insanın omurgasından kaygı duyarım" diyen Kemal Kılıçdaroğlu konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü;AK Parti'nin çözüm için iki kez CHP'nin kapısını çaldığını ancak geri çevrildiklerini vurgulayan CHP Lideri, 'Sonunda bizim yolladığımız irade beyanı kabul edildi. O metnin altından üç AK Partili'nin imzası var' diyerek Başbakan Erdoğan'a sert sözlerle yüklendi.

"Biz iki yüzlü politikayı bilmeyiz. Biz arkadaşlarımıza yemin yolu açılana kadar yemin etmeyeceğiz dedik. Bizim söylediklerimizi bari oku. Okuduklarını anlayabiliyor mu bundan da endişem var. İki pek çok gazeteci arkadaş, sordular. Yemin yolu nasıl açılacak?

Biz hapiste kimse kalmasın tutuklularda yemin etsin dedik. Bize bir metin getirdiler. O metinde 'Tüm siyasi parti ve milletvekillerini, azami hassasiyeti göstermeleri gerektiğine inanıyoruz' yazıyordu... Kabul etmedik. Öğlen oldu aynı metin bir daha geldi, yine değişen bir şey yok. Ve biz şunu söyledik. "Tüm siyasi partilerin ve vekillerin milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM'de olmaları gerektiğine inanıyoruz"... 

Bizim istediğimiz irade beyanı buydu. Bunun altında AK Parti'nin imzası var. Bununla da yetinmedik ve Anayasa dahil tüm mevzuatı hukukun üstünlüğü çerçevesinde ve kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate alınarak, özgürlüğü genişleti bir anlayışla yorumlanması gerektiğine inanıyoruz.

NAMUSLU İNSANLAR İMZALARINA SAHİP ÇIKARLAR

AB'nin bir raporu vardı ve okumadan dengeli demişti, Ankara'ya gelince de dengeli olmadığını bulup çark etmişti. Sayın Erdoğan benim bildiğim insanlar attıkları imzaya sahip çıkarlar. Namuslu insanlar imzalarına sahip çıkarlar. Metin çok açık. Biz onların getirdiğini kabul etmedik. Bu metin geçti. İmzalar var. Biz bu ayrıntıları tartışmak istemezdik. Birileri bizi suçlayabilir ama biz sonuç almaya odaklanmışız. Şimdi kalk dik durdular, durmadılar falan. Biz dik durduk! Bu imzayı inkar ediyorsan senin omurgandan kaygım vardır.

Biz verdiğimiz sözde durduk başta ne söylediysek şimdi de aynı noktadayız. İnsan hakları olsun istedik. Biz her zaman dik dururuz.

HANİ 12 EYLÜL PAŞALARINA HESAP SORACAKTIN?

Kılıçdaroğlu'nun gündeminde sadece yemin krizi yoktu. 12 Eylül Paşalarından da hesap sorulmadığını hatırlatan CHP Lideri, vatandaşın kandırıldığını ima etti:

"27 Nisan bildirisi... CHP şöyle yaptı vesayre... 27 Nisan'da muhtıra verildi mi verildi? Hesap soruldu mu? Hani sen dikleniyordun... Sana diklenenlere neden üstün hizmet madalyası verdin. Bu tabloyu milletimizin dikkatine soruyorum. Sana muhtıra verenlere üstün hizmet madalyası verdin. Hani 12 eylül paşalarına hesap soracaktın. Sen 12 Eylül'de hangi bedeli ödedin? Hangi işkenceden geçtin. İdam edilenlerin yakınlarının acılarını istismar ettin sen!"

SABAH SÖYLEDİĞİNİ AKŞAM İNKAR EDEN SEN DEĞİL MİSİN!

Başbakan Erdoğan'ın bir dediğinin bir dediğini tutmadığını da açıklayan Kılıçdaroğlu, bu tezini de şöyle örnekledi;

"Efendim biz sabah söylediğimizi akşam inkar ediyormuşuz. Pes yani. Şimdi bir önek vereceğim. Bu beyefendi gitti, NATO'nun Libya'ya müdahalesi konuşuluyordu.

28 Şubat 2011... NATO Libya'ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu? NATO'nun ne işi var orada? Bakın Türkiye olarak bunun karşısındayız. Böyle bir şey konuşulamaz, düşünülemez. Kim söylüyor Recep Tayyip Erdoğan.

25 Mart 2011... Aynı Recep Tayyip Erdoğan yine konuşuyor. Libya'ya müdahaleyi kabul ediyor, izin veriyor, müdahale edin diyor. NATO'nun devreye girmesiyle de belli yerlerde rahatlama meydana geldi.

Allah aşkına sabah söylediğini akşam inkar edenler kim. NATO müdahale etti. Binlerce sivil öldürüldü. Akdeniz'in karanlık sularında binlerce Müslüman boğularak öldü. Türkiye'den yardım istendi, bizim gemilerimiz yardım edemedi. NATO izin vermediği için. Bunu kim eleştirdi? Sosyalist enternasyonal de CHP eleştirdi."

BAŞBAKANSIN NASIL YALAN SÖYLERSİN!

Başbakan Erdoğan'ın 'hükümet programı konusunda tek laf etmediler' eleştirisini de yalanlayan Kılıçdaroğlu, gerekli bir çok konuda görüş bildirdiklerini ancak verilen 40 dakikalık sürede her konuya el uzatmanın da mümkün olmadığından yakındı:

"Efendim CHP hükümet programı konusunda tek laf bile etmemiş. İnsaf yahu. Otururken de dinlemiyor. Hükümet programında 13. sayfayı açıp bir paragrafı okudum. Yalanın bu kadarına da insaf. Sen Başbakan'sın nasıl yalan söylersin sen. Meclis kürsüsüne çıkıyor yalan söylüyorsun. Pes yahu bu kadar da olmaz.

Hükümet programının, uluslararası sözleşmeyle ilgili, demokrasiyle ilgili, insan haklarıyla ilgili konuştuk. 40 dakika verdiniz. Ekonomiyi konuşamadık. Bugün kendisi de şikayet ediyor süreden."






Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol