BAŞBAKAN'DAN FLAŞ AÇIKLAMALAR...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Mademki sen 18’e seçme yetkisini verdin, gelin 18’e seçilme imkanını da verelim” dedi. Erdoğan, TSK'daki bir çalışmayı da ilk kez açıkladı

05 Ekim 2012 Cuma 13:09
BAŞBAKAN'DAN FLAŞ AÇIKLAMALAR...

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Mademki sen 18’e seçme yetkisini verdin, gelin 18’e seçilme imkanını da verelim” dedi. Erdoğan, TSK’da görevli er ve erbaşlara oy kullanma hakkının verilmesi yönünde hazırlıkları olduğunu açıkladı. 

Başbakan Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 2012-2013 akademik yılı açılış törenine katıldı. Üniversitenin Davutpaşa Kampüsü’ndeki kongre merkezinde düzenlenen törende Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. Törende Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek tarafından Başbakan Erdoğan’a fahri doktora unvanı verildi. Ardından düzenlenen törende konuşan Başbakan Erdoğan, ekonomik sıkıntısı olan akademisyenlerin rahat bir zeminde eğitim verebileceklerine inanmadıklarını ve bunun her geçen gün aşıldığını söyledi. Erdoğan, “Ülkemizin hangi köşesinde olursa olsun okumak, eğitim görmek isteyip de buna imkan bulamayan bir tek çocuk bırakmamak için büyük gayretler gösteriyoruz” diye konuştu.
“Özellikle kızlarımızın eğitimine önem veriyor, onlar için pozitif ayrımcılık yapıyoruz” diyen Erdoğan, bütçeden milli eğitime ayrılan payın 2002 yılında 7.5 milyarken, bu rakamı 2012 yılında 39 milyar liraya çıkardıklarını söyledi.
Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin, belediye başkanı olduğu bundan 15-16 yıl önceki halinden çok daha farklı olduğunu ifade ederek, “Esenler gibi kentsel dönüşümünü bugün başlatacağımız ülkede böyle bir üniversite olması modern bir sıçramanın vesilesidir” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin gelişmesinde ve yükselmesinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nin çok büyük önemi olduğunu aktaran Erdoğan, “Yıldız Teknik Üniversitesi bugüne kadar çok önemli başarılara imza attı. Fakat üniversitenin yükü bundan sonra artacak. Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine ulaşmasında bu üniversiteden yetişen mühendislerin, mimarların, iktisatçıların, kimyagerlerin, fizikçilerin ve matematikçilerin katkısı çok büyük olacak” dedi.
Bilimi irfan ve hikmet ile harmanlayarak, yeni teknikler ve teknolojiler geliştirilmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, Türkiye’yi her alanda dünyayla yarışır hale gelmesi gerektiğini, dünyada hangi alanda yeni bir teknoloji geliştirilmişse bunun bir tarafından mutlaka Türkiye’nin damgası olması gerektiğini söyledi.
Üniversitelerim öğretim, öğrenci yetiştirme yanında araştırma ve geliştirme faaliyetlerine de yoğunlaşmasını isteyen Erdoğan, bu kurumların öğretim kurumları olarak tanımlanırsa eksik kalacağını, öğretim ve eğitimin birlikte anlatılması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, hükümet olarak bu alana her yıl artan oranda destek verip, kaynak ayırdıklarını ifade ederek, geçtiğimiz 10 yılda araştırma geliştirme harcamalarında 3 kat artış olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını anlattı.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, son 150 yıl yıllık tarihinde hep birilerini örnek aldığını ifade ederek, şunları söyledi;
“Hep başkalarının modellerini getirip ülkemizde uygulamaya çalıştık. Başkalarına hayranlığımız tarihimize, köklerimize ve değerlerimize yabancılaşmamıza yol açtı. Artık bu dönem geride kaldı. Biz istiyoruz ki Türkiye örnek gösterilen bir ülke olsun, Türkiye cazibe merkezi olsun, Türkiye’ye bakan artık hayranlıkla baksın. Bize bakan ümit bulsun, heyecan bulsun, aşk bulsun. Başarmak için her şeye sahibiz yeter ki buna inanın.”
Kendi içinde çoğulculuğu sağlayamamış, özgür düşünceyi hazmedememiş bir üniversite yapısının özgün üretimde bulunabilmesinin mümkün olmadığını dile getiren Erdoğan bu sebeple üniversitenin kendi içine kapanmaması, dış dünyaya açık olması ve toplumla irtibatını sıkı tutması gerektiğini vurguladı.
“ÜNİVERSİTE İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE DOGMATİZMDİR”
Başbakan Erdoğan, üniversite için en büyük tehlike dogmatizmdir, tek tipleşmedir, değişim ve gelişime kapalı olmaktır. Nitekim Türkiye’de bazı dönemlerde üniversiteler tavsiyeyle, tek tipleştirmeyle anılmıştır. Üniversiteyi bir ideolojik aygıt olarak gören ve kullanan anlayış uzun süre farklılıkları zenginlik olarak kabul eden, hür düşünceyi esas alan gerçek üniversite ortamının oluşmasına mani olmuştur. Oysa üniversite fikirlerin etiketlendiği, zararlı, yaralı diye ayrıma tabi tutulduğu bir yer olmamalıdır. Gençlerimize ideolojinin deli gömleği giydirilmemelidir. Üniversitede fikirlerin çarpışmasından ve yarışmasından hakikat ortaya çıkmalı” diye konuştu.
Okula başlama yaşıyla ilgili eleştirilere de konuşmasında yer veren Başbakan Erdoğan, “Ben biliyorum ki her canlı daha anne karnında eğitim almaya başlıyor. Beslenme eğitimini orada almaya başlıyor. Doğduğu andan itibaren beslenme kabiliyetini alan canlı kusura bakmayın ama işin öğretim seviyesini aşmış, bizzat o eğitimi yaşadığı için kendi kendine besleniyor. Bir yavru nasıl emebileceğini biliyor. Hemen oradan güç alıyor ve hayata bakış farklı bir şekilde her gün, her ay, her sene artarak değişiyor. Bunu bizler çocuklarımızda, torunlarımızda gördük. Onun için çocuklarımıza, gençlerimize inanalım. Onları asla bir olumsuz kompleksin içine sokmayalım” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversiteyi asıl anlamlı kılanın insanlığın ve içinde yaşadığı toplumun tarihi birikimlerinden haberdar olan, dünyayı ve çevresini tanıyan, ezberlere teslim olmayan insan yetiştirmek olduğunu söyledi. Bunun için öğrencilerin sadece bir alanda uzmanlaşmalarını, mesleki yatkınlık kazanmalarını siyasetçiler olarak, yürütmede bulunanlar olarak yeterli bulmadıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Bunun yanında karşılaştırdıkları yeni sorunları aşabilmeleri için eleştirel akıl ve entelektüel bakış açısına da sahip olmaları gerekiyor. Bugünün Türkiye’si dünün kendi içine kapanık çevresi ile irtibatı olmayan ülkesi değildir. Bugünün Türkiye’si dünyada bulunan neredeyse bütün devletlerle, toplumlarla ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi ilişkiler kuran, küresel bakış açısına sahip bir Türkiye’dir. Üniversitelerimizin de Türkiye’nin büyük vizyonuna ayak uydurmaları, bilimsel çalışmalarını ve öğretimlerini bu yeni durumun gereklerine göre yeniden yapılandırmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul’un Türkiye’nin özeti olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, bu şehrin değerini ve kıymetini çok iyi bileceklerini, ancak bilmeyenlerin de olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bugün kentsel dönüşümle ilgili binaları yıkmaya başlayacağız. Tabi hep gönülleri kazanarak bunu yapalım istiyoruz. Şehrin insanlar üzerinde hakkı var. Maalesef insanlar yaşadıkları o şehirleri korumadılar, korumasını bilmediler. Şehrin insan üzerindeki hakkını siyasetçilerin de koruması gerekir. Ama siyasetçiler de bunu ucuz popülizme feda ettiler, kurban ettiler ve İstanbul’da 15 emsal uygulaması yaptılar belediye başkanlığımdan önce. İnkilabi kararım geldiğinde şu olmuştur; 3 emsalden fazla vermeyeceğiz. Fakat insanımız çok zeki. Bu 3 emsali nasıl yaralım, buna da plan notlarıyla bir dalıyorlar tabi müteahhitlerimiz çok zeki. Bakıyorsunuz o 7’ye, 8’e çıkıyor. İnanın olmuyor. Haksızlık oluyor. Çünkü şu topraklardan insanın ayağının kesilmemesi lazım. Çünkü biz topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Sadece beton yığınları arasında hayat, hayat değildir. Toprakla, yeşille iç içe bir hayat bizim için çok daha anlamlıdır” diye konuştu.
“GELİN 18’E SEÇİLME İMKANINI VERELİM”
Başbakan Erdoğan, 2071 hedefleriyle ilgili eleştirilere de yanıt vererek, “Aslolan benim görmem değil, onu görebilecek nesli hazırlamaktır. Benim torunum görebilir, şu anda 6 yaşında, öbürü 3 yaşında. Şu anda 2012 yılındayız. Bunun hazırlığını bugünden yapmamız lazım. Hep ben şunu hayal ederim; Fatih’leri yetiştirecek kurumların oluşması. Bunu siz değerli hocalarımızla birlikte yapacağız” şeklinde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçilme yaşının 18’e indirilmesi gerektiğine de değinerek, TSK’da görevli er ve erbaşlara da oy kullanma hakkının verilmesi yönünde adımlar atacaklarını açıkladı. Erdoğan, “30 yaşından 25 yaşına seçilme yaşını indirmede bize ne hendekler atlattılar. Bu ne demektir biliyor musunuz? ‘Biz size güvenmiyoruz’ demektir. 18 yaşına seçme yaşını veren, bu yetkiyi veren anlayışa diyorum ki mademki sen 18’e bu yetkiyi verdin, gelin 18’e seçilme imkanını da verelim. Çünkü hayatta zor olan seçilmek değil, zor olan seçmektir. İyi ile kötü ayırma kabiliyetidir. Bu belirlediğiniz yaşla da değil. Biz de biliyorsunuz bir kaide var; akli bali olma meselesi. İşin aslı bu. Bugün Batı ülkelerinin içerisinde 18 seçilme yaşı var, bizde niye olmasın. 18’i verdiğiniz zaman herkes seçilecek diye bir şey yok. Ama oradan yetişerek gelecek. Şimdi 25 olduğu zaman bizim bakıyorsunuz belli bir dinamik sürecimiz de geride kalıyor. Hatta bizim şu anda yeni bir adım daha atma hazırlığımız var. Şu anda TSK’nın içerisinde muvazzaf kadro subay, astsubay oy kullanma hakkına sahip, er ve erbaş değil. Bizim onun da önünü açmamız lazım. Asker, er, erbaş niye oy kullanmasın? Onlar da oy kullanabilmeli. Onlara haksızlık oluyor. 18 yaşa veriyorsunuz, eğer askerdeyse oy kullanamıyor. Bunun da önünü açmamız lazım. Niye açmamız lazım? Demokratik haklarını kullanma noktasında bu hakkın asla kesilmemesi lazım. Eğer ileri demokrasi diyorsak bunun gereğini yapmamız lazım. İnşallah sizlerle birlikte, bizim bıraktığımız yerden devam edip, Türkiye’nin 2071 hedeflerini belirleyecek bütün hazırlıkları genç nesle biz emanet ediyoruz” diye konuştu.

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol