Sevgili okurlarım, adına Barzani denilen herif Kuzey Irak'ta kendi bölgesinde 
referandum yaptı ve açıklamaya göre oyların yüzde 92'si bağımsızlıktan yana 
kullanıldı.
Bunun anlamı şudur:
Bağımsız Kürdistan devleti!
O herif aslında Türkiye'nin bir numaralı düşmanıdır. Üstelik bizim sayemizde 
ayakta durmaktadır. Neden mi?
PKK'nın bir numaralı destekçisi ve koruyucusudur.
 PKK onun sınırları içerisinde kurulmuş ve büyümüştür.
Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bugüne kadar PKK terörüne yedi bin'den fazla 
üniformalı şehit verdik.
Askerlerimiz ve polislerimiz…
Bu rakama bu örgüt tarafından çeşitli cinayetlerle öldürülen siviller dahil 
değil.

*  *  *

Bu konuda bugüne kadar yüzlerce yazı yazdım. Bu işin tek çözümü adına Barzani 
denilen bu katilin başına bombalar yağdırılması idi.
Sokarsın askerini Kuzey Irak'a, bu herifin tepesine binersin, dağlardaki terör 
üslerini temizlersin ve iş biter.
Bunu yapmak elbette kolay değildir, belli kayıplar olur.
Nitekim Türk ordusu bugüne kadar birkaç kez bu girişleri yaptı ama hepsi geçici 
idi. Hiçbir yeri elimizde tutmadık.
Ancak son yıllarda her nedense bu operasyonlar yapılmadı!

*  *  *

Operasyon yapılmaması bir yana, AKP iktidarları Barzani ile sürekli dostluk 
sergiledi…
Çünkü onun petrolü vardı, ortak sınır kapılarımız vardı. Kürt bölgesiyle 
ticaretimiz doğrusu çok iyi gidiyordu!
Barzani'ye mal ve hizmet satıyor, karşılığında petrol alıyorduk.
Bu durumda kim kime operasyon yapacaktı!

*  *  *

Barzani'den para kazananların başında şimdi Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan 
İlnur Çevik gelir.
Kuzey Irak'ta inşaat işlerine girdi, Kürtlere parasını peşin alıp televizyon 
kanalı kurdu, mallar aldı, mallar sattı, çok büyük paralar kazandı ve Barzani 
sayesinde milyonlarca dolar parayı cebe attı.
Onun gibi binlerce yandaş var!
Petrol zengini Barzani'nin parası çoktu. İlgili kimselere gerekli bedeli 
ödemekten (!) hiçbir zaman kaçınmazdı.

*  *  *

Siz bu referandum kararı öncesinde bizim iktidardan Barzani'yi eleştiren bir söz 
duydunuz mu?
Duymadınız çünkü Barzani sayesinde para kazanıyorlardı!
Ne zaman ki gündeme referandum geldi, bizimkiler onu tu kaka ilan etti. O kadar 
ki, hükümetin koalisyon ortağı olan Bay Devlet Bahçeli, Kerkük ve Musul'un 82. 
ve 83. ilimiz olabileceğinden söz etti.
Bu sözlere sakın ola ki kanmayın.
Onun kurduğu bu hayalin Türkçesi, ordumuzun Kuzey Irak'a girip Kerkük, Musul ve 
çevresini olduğu gibi işgal etmesi ve Türkiye'ye katmasıdır.
Hem her açıdan maliyeti çok yüksek olur ve çok kan akar, hem de 21. yüzyılda 
dünya buna izin vermez.
Dolayısıyla Bay Bahçeli'nin bu söylediklerinin dikkate alınacak tarafı yoktur, 
siyasi mizah edebiyatına bırakmış olduğu ciddiyetten yoksun sözlerdir!

*  *  *

Barzani şimdi referandumunu yaptı ve sandıktan büyük çoğunlukla evet çıkarmayı 
kendince başardı.
Yakın gelecekte bir Kürt devleti kurar mı?
Kuramaz çünkü o da korkar.
 Elinde yeterince para ve silahlı güç olmadığı biliniyor. Ancak bu sonucu bundan 
sonrası için bir koz olarak kullanıp pazarlık gücünü artırmaya çalışacaktır.
Fakat burada bir şeyi unutmamak gerekiyor.
Ona bu gücü AKP iktidarı armağan etti.
Dünya liderimiz bu herifi yanına alıp Güneydoğu mitinglerinde kürsüye çıkarmadı 
mı?
Bu hükümet peşmergelere silah ve gıda yardımı yapmadı mı?
Yakın geçmişe kadar yandaş medyada o katile övgüler düzen binlerce yayın 
yapılmadı mı?

*  *  *

Şimdi haykırıyorlar:
“Ey Barzani asarız keseriz, ayağını denk al… Bir gece ansızın gelebiliriz!..”
Oysa kimsenin kimseyi asıp keseceği yok.
Kimsenin bir gece ansızın geleceği de yok.
Keşke bu sözlerinde durup gerekeni yapabilseler!
Bunlar Türk kamuoyunu biraz olsun avutmak için verdikleri siyasi mesajlardır.
Aynen Bahçeli'nin kendi hayal aleminde kurguladıkları gibi!

*  *  *

FETÖ olayını başımıza bela eden, devleti onlara teslim eden bu iktidardır.
Barzani olayı da öyledir. Aradaki tek fark, devlet geçmişte FETÖ'ye teslim 
edilmiştir ama elbette Barzani'ye değil.
Referandumların, seçimlerin öncesinde Barzani'yi miting meydanlarında kürsülere 
çıkardılar, sırtından oy devşirdiler.
Ankara'ya yaptığı resmi ziyaretlerde onun Kürdistan paçavralarını bayrak 
direklerine çektiler, övgüler düzdüler, şimdi ise tu kaka ilan ettiler.
“Bunlar siyasetin cilveleridir, dün dündür bugün bugündür” desek hafif kaçar.
En iyisi “Biraz daha ciddiyet” diyelim!