65 yaş

25 Mart 2020 Çarşamba 06:14
65 yaş


Aile büyüklerimizi çok severiz.

Pek sayarız.

Bayramda seyranda bütün akrabalar ihmal etmeyiz, sarılırız, ellerinden öperiz.

Amcalarımız baba yarısıdır, teyzelerimiz anneden farksızdır, dayılarımız 
halalarımız, aman yarabbi, can ciğer kuzu sarmamızdır, enişteler abi gibidir, 
gelinler öz kızın olsa bu kadar sevilir, dünyada aile büyüklerine böylesine 
bağlı bir başka millet yoktur.

Dede bi ölür kardeşim…

İki tane osuruktan halı yüzünden bütün sülale mahkemelik olur!

Bütün makyaj dökülür.

Mazallah ev, arsa filan kaldıysa, miras davası kan davasına dönüşür.

Dünyada miras yüzünden en fazla akraba vuran millet, bu millettir.

“Bunak bu” diye anasını mahkemeye veren evlat mı ararsın, “üç aylığımı çalıyor” 
diye torununu savcılığa veren babaanne mi… Kayınçonun saçını başını yolan yenge, 
baldıza tüküren elti, görümceyi yumruklayan bacanak, takılarla kaçan gelin, 
adliye önünde bayılan kaynana… Dünyada bizim kadar aile büyükleriyle mahkemelik 
olan bir başka millet yoktur, “cenazeme bile gelmesin” filan.

Sayın ikiyüzlü ahalimizin “büyüklere saygısı” aslında budur.

65 yaşındakilere sokağa çıkma yasağı getirilmesi de, aslında budur.

Dünyanın en saçma kararı olduğu için, bütün dünyada sadece Türkiye'de 
uygulanıyor. Maalesef, bir de Azerbaycan'da.

(Öncelikle, bu 65 yaş nereden çıktı diye merak ediyorsanız…

Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği yaşlılık sınırı'dır.

Ama aslında, hastalıkla sağlıkla filan alakası yoktur, sadece nüfus 
istatistiğinden ibarettir.

2012 yılına kadar, yaşlılık sınırı 60'tı.

Dünyada ortalama ömür uzadığı için, 2012 yılında, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 
65'e çıkarıldı.)

(Yani aslında, 50 yaşındaki veya 60 yaşındaki kişilerin, 65 yaşındaki kişilerden 
daha sağlıklı olduğunu falan göstermez… Sadece dünya nüfusunun ömür süreleriyle 
alakalı istatistiktir.)

(Sayın hükümetimiz, yaşlılık sınırının 60'tan 65'e çıkarılmasının hemen üstüne 
atlamıştı.

Çünkü, bu sayede emeklilik yaşını ileriye öteleyerek, kağıt üstünde “zengin 
olduk” palavraları yaratmıştı.

Yaşlılık sınırının 65'e çıkarılması, emekli maaşı vermeden, milleti beş sene 
daha fazla çalıştırmak için sömürü fırsatı olarak kullanılmıştı.

“Akp'nin sağlık politikaları sayesinde Türk halkının ömrü uzadı” yalanları bile 
yazılmıştı.)

(65 yaş kavramı, sadece nüfus istatistiğidir.

50'li 60'lı yaşların daha sağlıklı olduğunu göstermez.

30'lu 40'lı yaşların hastalıktan muaf olduğunu asla göstermez.)

İstanbul büyükşehir belediyesi seçiminde, aynı sandığa atılan dört oy 
pusulasından üçünün geçerli, birinin sahte kabul edilmesi ne kadar akla mantığa 
aykırıysa… 65 yaşındaki vatandaşları eve kapatıp, 65 yaşından küçük vatandaşları 
sokağa salmak, o kadar akla mantığa aykırıdır.

Farzedelim, baba 65 yaşında, anne 64 yaşında, aynı evde yaşayan çocuklar 30 ve 
27 yaşında… Çocukların moda tabirle “home office” çalışma imkanı yok, mecburen 
işe gidiyorlar, market-pazar alışverişini anne yapıyor.

Aynı sandıktaki dört oy.

Aynı evdeki dört insan.

Sadece 65 yaşındaki vatandaşı “sorunlu” gören zihniyetin, hiç mi kafası 
çalışmıyor kardeşim?

İşine gidemeyen vatandaşlarının maaşını hükümet olarak karşılamamak için, 
elektrik su paralarını ödememek için, insanların kredi borçlarını ertelememek 
için, resmi olarak sokağa çıkma yasağı ilan etmeyeceksin, saldım çayıra 
diyeceksin…

Sonra da “biz üstümüze düşeni yapıyoruz, bizim hiç kusurumuz yok, hep bunların 
yüzünden oluyor” diyerek, 65 yaşındakileri “öcü” olarak göstereceksin öyle mi?

İşler yolundayken, bayramda seyranda hayırlı evlat pozlarına bürünüp, dualarıyla 
beraber oylarını kapmak için, ellerini öpeceksin, saygıda kusur etmeyeceksin, 
örf adet anane ayaklarına yatacaksın…

İşler biraz sarpa sarınca, uzak durulması gereken, izole edilmesi gereken virüs 
muamelesi yapacaksın öyle mi?

Özellikle kritik eşiğin aşıldığı şehirlerde, toplumun tamamına sokağa çıkma 
yasağı getirmen gerekirken, hâlâ algı operasyonuyla uğraşacaksın…

Vaktinde almadığın önlemlerinin, ihmallerinin, göz göre göre hatalarının, siyasi 
günahlarının bedelini 65 yaş üstündeki insanlarımıza fatura edeceksin öyle mi?

Gerçeklere maske takmaya çalışan sağlık bakanı açıklamıyor.

Birini ben açıklayayım…

İzmir'de hayatını kaybeden vatandaşlarımızdan biri henüz 45 yaşındaydı.

Sayın yöneticilerimizin mantığına göre, sokağa çıkma yasağına takılması için 
daha 20 senesi vardı!

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 26.03.2020 07:17
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol