Rahip Brunson Sessizliğini Bozdu, Bakın Neler Anlattı?

Rahip Brunson, Türkiye sessizliğini bozdu. Brunson, salındığı için tepki gösteren muhalefeti eleştirdi.

03 Şubat 2022 Perşembe 14:14
Rahip Brunson Sessizliğini Bozdu, Bakın Neler Anlattı?

Rahip Brunson, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanmış ve Washington - Ankara hattında krize neden olmuştu. Brunson Türkiye ile ilgili sessizliğini bozdu. Halk TV’den İsmail Saymaz, bugünkü köşe yazısında Brunson ile yaptığı söyleşiyi yayımladı.

Brunson, o dönem için “Türkiye’nin ABD’den uzun bir talep listesi olduğunu" söyledi. Brunson, iki devletin hükümetlerinin başta anlaştığını ancak Türkiye'nin ABD'nin veremeyeceği şeyler istediğini ifade etti.

"Halk Bankası meselesini çözelim" gibi. Suriye'de bazı şeyler. Trump ise "Verebileceğim bir şey isteyin" dedi." diye konuşan Brunson'un sözlerini Saymaz şöyle aktardı:

"Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu bir yargı süreci, Amerika'nın bırakılmasını istemesi hakarettir" diyordu. Bunları söylerken, biliyordum ki, perde arkasından pazarlığımı yapıyorlar. Hep karşılık olarak bir şey istediler. "Bırakırız ama şunu verin." (gibi) Beni öyle kullandılar."

Öte yandan Brunson, cezaevinden salındığı dönem ile ilgili olarak Türkiye'deki muhalefet partilerinin "Adalet bağımsız değil, talimat geldi, bıraktınız" eleştirilerine tepki gösterdi. "Gitmeme izin vermelerini eleştiriyorlar" diyen Brunson şunları kaydetti:

Türkiye'ye ne zaman geldiniz?

1993'te İstanbul'a geldik. Eşimle Marmara Üniversitesi'ne başladık Türkçe'yi daha iyi öğrenmek için. 2000 yılında İzmir'e geldik. Yeni Doğuş Kilisesi'ni ve Diriliş Kilisesi'ni açtık. Türkiye'den gitmeyi düşünmüyorduk. 23 yıl oturduk.

Neden geldiniz?

İsa'yı anlatmak istedik.

Kasım 2016'da karakola çağrıldığınızda ne düşündünüz?

Biz süresiz ikamet için başvurmuştuk. İkamet vereceklerini düşünerek karakola gittik, bambaşka şeyle karşılaştık. Sınır dışı kararı vardı. Cuma günü gözaltına aldılar. Pazartesi zaten gidecektik. Biletimiz vardı, Londra'ya. "Madem gönderiyorsunuz, bırakın, gidelim" dedik. Bizi Işıkkent Geri Gönderme Merkezi'ne götürdüler. Eşimle beraber 13 gün kaldık. Işıkkent'te IŞİD'li yabancı erkekler vardı. 13 gün sonra eşimi bıraktılar. Beni Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'ne götürdüler. 50 gün kaldım.

Hükümet masum olduğumu biliyordu. 2016'nın Kasım ayının sonunda Amerikalı 17 senatör mektup gönderdi Başkan'a. (Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kastediyor) Beni bırakmasını istediler. O zamana kadar idari gözaltındaydım. Mektuptan sonra adli gözaltına aldılar. Savcı dedi ki, "FETÖ'yü övdün, PKK'yı destekledin. Seni tutukluyoruz."

Amerika "Neden bırakmıyorsunuz?" diye soruyor. "Suriye'ye geldi", "İnsan ticareti yapıyor" ya da "Gülen'in konferansına katıldı" deniliyordu. Beni cezaevine göndermek için "FETÖ" dediler. O zamana kadar bir Fetullahçı ile tanışmamıştım. Yalan olduğunu biliyorlardı.

Size göre tutuklanmanızın asıl gerekçesi neydi?

Birini örnek yapmak istediler. Beni seçtiler.

Niçin?

Benim gibi misyonerler ve dinini paylaşmak isteyen yabancılar kendiliğinden gitsin diye. Ve giden oldu. Bazı kardeşler korktu ve gitti. Bir de Türk kardeşlerimiz... "Amerikalıya bunu yapabilirsek, size her şeyi yaparız" mesajı vermek istediler. Başta uzun vadeli tutmayı düşünmüyorlardı. Gittikçe başka şeyler eklendi. "Bakalım, kullanabilir miyiz?" diye.

Ne için kullanmak?

Uzun bir talep listesi vardı. FETÖ'yü istediler. Erdoğan, açıkça söyledi televizyonda. "Papazımızı verin, biz de papazınızı..." Birkaç defa anlaşmış hükümetler. Sonra Türkiye çekiliyor. "Hayır, daha fazla istiyoruz." (diye) Amerika'nın veremeyeceği bir şey istediler.

Ne gibi?

Birçok şey. "Halk Bankası meselesini çözelim" gibi. Suriye'de bazı şeyler. Trump ise "Verebileceğim bir şey isteyin" dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu bir yargı süreci, Amerika'nın bırakılmasını istemesi hakarettir" diyordu. Bunları söylerken, biliyordum ki, perde arkasından pazarlığımı yapıyorlar. Hep karşılık olarak bir şey istediler. "Bırakırız ama şunu verin." (gibi) Beni öyle kullandılar.

Dört duruşma oldu. Her duruşmayla bir mesaj veriliyordu. Duruşma tarihleri Hakan Atilla'nın mahkemesine (ABD'deki Halk Bank Davası) göre alındı. Üçüncü duruşmada anlaşmaya vardı hükümetler. Bırakmaları gerekiyordu. Bir daha cezaevine gönderdiler. Trump çok kızdı. Çünkü İsrail'de Türk bir kadın gözaltına alınmıştı. (Haziran 2018'de tutuklanan Ebru Özkan) Trump araya girdi. Ona bıraktılar. Beni de bırakmaları gerekiyordu. Trump tehdit etmeye başladı.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 03.02.2022 14:24
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol