'İdlib'te Oyun Çok Büyük'

12 Eylül 2018 Çarşamba 03:53
7 yıldır Esad'ın başına binbir çorap örenler şimdi çıkmış ‘İdlib'e girersen fena olur' diyor.

Trump gibi deli olanlar da ‘Fena yaparım' tehdidinde.

100 ülke 300 bin ruh hastası, sapık ve katili besleyerek ‘Alevi' Esad'ı devirmek ve yerine ‘Sünni' IŞİD, Nusra ve benzeri terör örgütlerini Şam'da iktidara taşımak istemişti.

Başarsaydılar acaba ne olurdu?

Ama dünyada ciddi olan her devletin yapacağı gibi Suriye devleti direndi ve herkesi yendi veya yenmek üzere.

Ama İdlib sorununu çözerse!

Temel soru: Neden herkes İdlib'e karışıyor?

Suriye ordusunun bir Suriye şehri olan İdlib'e yönelik operasyonuna itiraz edenler, İdlib ve çevresinde bulunan 50-60 bin Nusra, IŞİD ve benzeri örgütlerin katillerini alıp kendi memleketine götürsün bu iş yarın biter.

Götürürken adamların tank, top, füze, roket, İHA, SİHA ve kimyasal silahlarını da unutmasınlar.

Belki başka yerde kullanırlar!

Kim ne der ve yaparsa yapsın, Suriye devleti en geç eylül sonu bu sorunu çözmeye kararlı görünüyor..

Yaklaşık iki yıldır Putin ve sonra Ruhani ile diyalog içinde olan Ankara, bugün yapılacak Tahran Zirvesi öncesinde ABD ağzıyla konuşur oldu.

Hani bu ‘Evanjelist ABD Siyonist İsrail ile birlikte Türkiye ve Erdoğan'ı ortadan kaldırmak istiyordu?'

AKP'nin çelişkileri ya devam ediyor ya da ‘Siyasal İslamcı' hesap, plan ve projelerinden vazgeçmiş değil.

ABD'yi PYD'ye binlerce TIR silah vermekle suçlayan ve bu konuda en ağır şekilde eleştiren Ankara şimdi İdlib'i kurtarmak(!) için aynı ABD ile hareket ediyor.

Yoksa Ankara, ABD'nin Fırat'ın doğusunda kalmasını mı istiyor!

Anlayan varsa beri gelsin.

7 yıldır Esad ve Suriye ile ilgili binlerce yalan söyleyen yandaş medyanın kalemşörleri şimdi de yeni bir tezgah peşinde:

Meğer ‘PYD Esad ile görüşüyor ve Türkiye'yi sıkıştırmak için Kürtlere özerklik verecekmiş'!

Vay anasına!

Peki o zaman bırakalım Amerikan, Fransız, İtalyan ve İngiliz orduları, Türkiye'nin güney komşusu olsun, PYD'ye binlerce TIR silah versin sonra da Batı Kürdistan'ını kursun.

Olay bu kadar açık ve net ama Ankara başka bir havada.

1-2011 öncesinde PYD yoktu.

2-2011 sonrasında PYD lideri Salih Müslim'i birçok kez misafir eden ve ona ‘Esad'a ayaklan yeni Suriye'de sana istediğin herşeyi verelim' diyen Şam değil Ankara'dır.

3-2011 öncesinde Ankara ve Şam arasında PKK sorunu yoktu.

4-2010-Haziran 2015 döneminde ‘Barış Süreci' başarıyla devam ederken Şam bu çabayı engellemeye kalkışmadı.

5-2011 öncesinde Ankara'nın Şam ile ilişkileri ‘model' oluşturacak kadar iyi iken Fırat'ın doğusu ve batısında ortak sınırda hiçbir olay yaşanmıyordu ve vizeler kalktığı için 2010'da Suriye'den Türkiye'ye 1,1 milyon tersi yönde 1.6 milyon kişi seyahat etmiş.

Ne olur son bir kez samimi olun.

Ya ‘Türkiye'yi yok edecek Evanjelist ABD'den yana ya da Ankara ile birlikte Suriye sorununu toptan çözmek isteyen Rusya ve İran ile birlikte olacaksınız.

Karar sizin.

Ya Suriye, Irak ve Türkiye dahil tüm bölgeyi kurtarırsınız ya da son 7 yılda olduğu gibi Türkiye'yi bölgenin bataklığına saplar gelecek karanlıkları bekler durursunuz.

Bu nasıl bir mantık?

Suriye ve Irak dağılacak ama Türkiye kazançlı çıkacak!

Öyle düşünen varsa bu iki ülkenin daha da perişan edilmesi için uğraşan ABD, İsrail ve Suudiler'e destek versin.

Yandaş medyanın cahil ve cühelası azman ve uzmanları:

Vazgeçin artık akılalmaz palavralarınızdan.

İdlib sorunu Suriye devletinin istediği şekilde sonuçlanmazsa iki yıldır başarılı bir şekilde devam eden Erdoğan, Putin ve Ruhani diyaloğu sekteye uğrayacak ve Suriye'de durum yeniden karışacak.

Suriye karışırsa Türkiye asla rahat olamayacak.

Bunu istiyorsanız kendi bildiğiniz yanlış yolda devam edin.

Ben olsam yapmam.

Gelecek çok daha karanlık olur!

Türkiye'ye yazık olur.

Öte yandan Tahran Zirvesi'nden bir sonuç alınmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İdlib savaşını durdurma çabası Putin'in ‘tatlı sert' yanıtıyla işe yaramadı.

Şimdi herkes CIA- MI6 ve Mossad üretimi Beyaz Miğferliler'in yeni bir kimyasal saldırı tiyatrosunu bekliyor.

Bu coğrafyada her an herşey olabilir…

Irak'ın Basra kentinde durum çok gergin…

YPG ve Amerikan askerleri Rakka ve çevresini işgal edince Amerikalılar teslim olan binlerce IŞİD'ciyi alıp götürmüştü.

Nereye?

Aynı günlerde Beyaz Saray'a yerleşen Trump, “İran'a gereken ders verilmelidir” diyordu.

İsrail ve bol paralı Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Suudi Arabistan Trump'a destek verdi.

Birlikte harekete geçtiler.

İran'ın içini karıştırmak istediler ama olmadı.

Şimdi de İran'ı Irak'ta sıkıştırmayı deniyorlar.

2011 ‘Arap Baharı'yla birlikte Türkiye dahil bütün ‘Sünni' ülkeler ‘Alevi' Esad'a destek veren ‘Şii' İran'ı düşman belleyip karşı tavır aldılar…

Ocak 2017'de Türkiye Astana Süreci'yle bu ‘düşmanca mezhepçi' politikasından vazgeçti ama Suudi Arabistan ve müttefikleri devam ediyor.

Para ile…

Temmuz 2017'de Cidde'ye davet edilen Irak'lı Şii lider Muktada Sadr'a Kral Salman'ın oğlu Muhammed, “İran'ı Irak'ta sıkıştır sana istediğin kadar dolar verelim” dedi.

Ekim 2017'de Ürdün Kralı Abdullah,Ben de veririm” dedi.

Milyarlarca dolarla ülkesine dönen Sadr ‘ABD yanlısı' Komünist Parti, liberal sağ parti ve örgütlerle ittifak kurarak Mayıs 2018'de yapılan seçimlere katıldı ve 329 sandalyeli mecliste 54 sandalye kazanarak birinci parti oldu. Haşdi Şabi olarak bilinen İran yanlısı Şii milislerin ittifakı ikinci, Şii Başbakan İbadi'nin ittifakı üçüncü ve eski Başbakan Şii Maliki dördüncü oldu.

Peki Amerikan işgaline karşı ilk direnişi başlatan Sadr ne oldu da Amerikancı oldu ?

İlkesiz tiplerin lümpen karakteri!

Katılımın % 48 olduğu seçimlerde herkesin hile yaptığı, işgalden bu yana yolsuzlukların 200 milyar doları aştığı ve IŞİD sorunun henüz bitmediği ülkede seçimi kazanmak çok kolay.

Binlerce silahlı militanı bulunan Sadr Amerikalılarla birlikte İran'a karşı sesini yükseltiyor ve ortamı gerginleştirmek için her şeyi yapıyor.

Bunu fırsat bilen IŞİD'ciler Musul'daki yenilginin intikamını almak için her yeri karıştırmayı planlıyorlar.

Irak gibi ülkede provakasyon çok kolay.

Peki nasıl bir söylemle?

“Hazreti Ali ve çocukları Acem değil Araptır, asıl olan Arap Şiiliği ve Şii'lerin kutsal merkezi Kum değil Necef'tir.”

Aşağılık kompleksi ya da üstünlük taslama zavallılığı.

Elbette Sadr İran'a saldıramaz ama İran yanlısı Irak'lı Şiilere sataşabilir.

Şii ağırlıklı hükümetlerden hoşnut olmayan Sünniler Sadr'a destek vermeye hazır. Özellikle IŞİD'i Musul'a sokan Sünni aşiret ve siyaset adamları.

Hepsi de Ankara'nın dostu.

Irak eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi ve Musul eski Valisi Esil Nuceyfi.

Şimdi hep birlikte Sadr'a destek veriyor ve İbadi ya da Maliki'nin hükümeti kurmasını engellemeye çalışıyorlar.

Irak'ta durum çok kritik, karmaşık ve tehlikeli.

ABD, İsrail ve Suudi Arabistan Suriye'den sonra Irak'ı dağıtmak istiyorlar.

Sonra da Türkiye'yi güney sınırlarından sıkıştırmayı planlıyorlar.

Kuzey Suriye'de PYD'yi destekleyen ABD istediği an Kuzey Irak'tan da harekete geçebilir.

Bir de bakarsınız Mesut Barzani'nin bağımsızlık referandumu tekrar gündeme gelir.

Kuzey Suriye'de PYD, benzer bir operasyon için yoklama çekiyor.

PYD'liler dün Kamışlı'da 14 Suriye askerini öldürdü.

Amerikan emriyle!

Sıra Güneydoğu'da.

HDP'nin 10-11 ilde kazanmasını önlemek için AKP çok farklı bir yerel seçim ortamı yaratacaktır.

ABD, İsrail ve S.Arabistan, İran'ı rahat bırakmayacak.

İncirlik ve Kürecik full-time 24 saat çalışıyor.

Suudiler 40 aydır Yemen'i bombalıyor ve her gün onlarca çocuk öldürüyor ama haber bile olmuyor.

ABD, Batlı müttefikleri ve diğerleri utanmadan İdlib'deki 50-60 bin Nusra ve IŞİD'ci için kıyameti koparıyorlar.

Adamlar sağ gösterip soldan dalıyorlar.

Şimdilik Basra sonrası Allah Kerim!

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 12.09.2018 04:07
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol