Türk siyasal hayatında Silahlı Kuvvetlerin her zaman belirgin bir rolü olduğu görülmektedir. Bu durumda, geçmişin yani Orta Asya kültürünün izleri, teknolojik gelişmeler ekonomik faktörler ve Türk toplumunun sahip olduğu değerler sistemi gibi birçok etkenin rolü vardır. Ayrıca, subay kesiminin toplumsal kökeni de ordunun siyasal eğilimlerinin oluşumunda önem taşımaktadır.

Askerlik ilk önce Türklerde bir meslek, sonra da milli bir görev olmuştur. Hatta "Her Türk Asker doğar", "Halk Ordu, Ordu da Halktır" söylemleri de buna birer örnek teşkil etmektedir.  
Geçmişte askeri ve sivil yönetim iç içe olmuştur. Asker ve sivil yöneticiler aynı eğitim kurumlarından geçtikleri için devletin kendisi askeri bir temele dayanmış ve Silahlı Kuvvetler doğrudan siyasal sürecin içinde yer almış, padişahların tahttan indirilip, tahta çıkarılmasında önemli bir rol oynamıştır. 

Türk Silahlı Kuvvetleri, politika içinde bir koruyucu değildir, olmamalıdır da. Orduyu kendine destek yapmak isteyenler ile muhalefet de aynı yöntemi seçerse ordu parçalanmış demektir. Tarihte bunun örneklerine rastlanmaktadır. Darbeler, ülkedeki anayasal gelişimi durdurduğu gibi siyasal kurumlar ile demokratikleşme çabalarını da etkisizleştirir. Ordu, darbe sonrası yönetimi sivillere bırakmış olsa da yeni bir darbenin yolunu açmış olur.
Demokrasi kültürü gelişmemiş toplumlarda görülen, Türk siyasal hayatında önemli izler bırakmış olan darbelerin hayata geçirilişi ve sonuçları da birbirinden farklı olmuştur. Bu sonuçlar toplumda askerin siyasete müdahalesine karşı sert bir tutumun oluşmasında çok etkili olmuştur. Geçmişte doğrudan toplum adına harekete geçerek arzu edilen siyasal sonucu elde etmeye yönelik darbe girişimleri gerek toplumsal yapıdaki gerekse uluslararası konjonktürel değişimler askerin doğrudan darbe yoluyla iktidarı ele geçirmesine uygun bir zemin yaratmamaktadır.
Toplumun farklı kesimlerinde bir anlaşmazlık yaşanıyorsa müzakere yolu ile çözüm bulunmalıdır. Eğer bu da çözüm değilse demokrasilerde olduğu gibi sandığa gidilmelidir. Seçim yoluyla iktidara gelmelerinin mümkün olmadığını anladıkları zaman askeri, darbe yapmaya davet etmekten kati suretle kaçınmalıdırlar. En önemlisi de toplumda bireylerin birbirine kuşku ile bakmalarına izin verilmemelidir. Ülke demokratik yöntemlerle çözüm ürettiği sürece darbe girişimine engel olabilir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri siyasal yaşamda güç dengelerini değiştirmek için ordu sık sık devreye sokulmuştur. Ordu, parti politikası dışında kurulmuştur ve devleti korumakla yükümlüdür. Türk Silahlı Kuvvetleri, bağımsızlığımızı, egemenliğimizi ve eşitliğimizi sembolize eden önemli bir kurumdur ve öyle de kalmalıdır...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol