Bakkala girdim.
Sanırsın metrobüstür…
Küçücük dükkana belki 25 kişi doluşmuş.
Komşu esnaf, taksi durağının şoförleri, apartman görevlileri, bütün mahalle
orada, köşedeki rafta küçük ekran televizyon var, Tele1 açık, adeta nefes bile
almadan seyrediyorlar, hayrola dedim, yoksa gene Suriye'den kötü bir haber mi
var, yok abi dedi bakkal, virüs gelmiş…
★
İyi de birader dedim, satürn bile dünyaya çarpsa, sen gözünü kırpmadan ahaber
seyredersin, şimdi niye böyle Tele1'i açtın, gerçekleri dinlemeye alışık
değilsin, bünyene dokunmasın?
Yarım ağızla gülümsedi ama, bir kelimeyi bile kaçırmamak için gözünü ekrandan
ayırmadı.
★
Çılgın bir ülke burası…
Tabanca sesi duyduğu zaman, aman serseri kurşuna denk gelmemeyim diye
saklanacağına, nereden ateş edildiğini, kime ateş edildiğini seyretmek için
pencereye koşan tek millet, bizim millet.
Geçenlerde düğünde halay çekerken damadı suratından vurup öldürdüler, sevinirken
ateş açan hıyarto damadın kardeşi çıktı.
Yanlışlıkla gelini vuran da var, davulcuyu vuran da… Davetlilerden birini gömmek
zaten nikah şekeri dağıtmak kadar geleneksel.
Herhangi bir yerde bombanın patlamasıyla, esnafın camı çerçeveyi takıp, tekrar
satışa başlaması en fazla üç saniye alıyor. Enkazı şöyle süpürüp, ayaklarıyla
kenara iteleyip, hiç yaşanmamış gibi aynen devam ediyorlar.
Taksim civarındaki dönercilerin, büfecilerin gaz maskesi var, tomalar
püskürtmeye başladığında takıyorlar, bir defasında benimle röportaj yapmaya
gelen Japon belgeselciye göstermiştim, Japon iki saat kendine gelemedi,
tezgahının altında gaz maskesi olan simitçi var.
Maazallah bir yerde terör saldırısı olsun, zahmet edip muhabir göndermene gerek
yok, komşular cep telefonuyla çekip gönderiyor, gerçi adamını bulursan örgütler
de görüntüleri servis ediyor ama, genellikle uzaktan çekilmiş oluyor, vatandaş
kadar olayın içine dalamıyorlar. Silahlı çatışma filan olduğunda, en önce çevik
kuvvet geliyor ki, ahaliyi dağıtsın, yoksa ahalinin izdihamı nedeniyle olay yeri
inceleme ekipleri olay yerine giremiyor. İstanbul'un göbeğinde askeri servis
otobüsünü havaya uçurmuşlardı, trafik bile durmadı.
Cinayet işleniyor, maktul'un ailesi fotoğraf albümünü kapıp, en yakın
televizyona koşuyor, akşam ana haberde ailece canlı yayına çıkıyor, ana haber
bülteni yönettiğim dönemlerde, ekrana çıkarılması karşılığında maktul'ün düğün
videosunu getiren kayınpeder gördüm ben… Kızı katledilince, aslında grafiker
olmasına rağmen, müziğe merakı var diye, asrın liderimiz tarafından devlet
sanatçısı ilan edilip, devlet klasik Türk müziği korosuna alınıp, ramazan
konserinde sahnede şarkı söyletilen baba var. Eski eşini bıçaklayarak, yeni
eşini baltayla öldüren herif, evlendirme programına çıkartıldı, “bu kadar
güleryüzlü katil gördünüz mü hiç” diye alkışlatıldı bu ülkede.
Türkiye'de her gün 18 kişi, trafik kazasında ölüyor.
Türkiye'de her gün 850 kişi, trafik kazasında yaralanıyor.
Normalde eşşeğe bile binmesi sakıncalı olan tiplere ehliyet verildiği için,
Türkiye'de sırf geçen sene 1 milyon 229 bin trafik kazası oldu.
Suriye sınırında harp var.
Yunan sınırında siper kazılıyor.
İran sınırı kapalı…
Kimse istifini bozmadı.
★
Virüs geldi…
Sanki sürprizmiş gibi, panik çıktı!
★
Bu saldım çayıra memleketinde senelerdir anormal şekilde yaşaya yaşaya, normal
insan doğasından öylesine uzaklaştık ki…
Tehlike, doğamız haline gelirken, doğa, tehlikemiz haline geldi.
★
Çelik yelek giyip, kask takın desek, kimse yadırgamaz…
Elinizi yıkayıp, kolonya sıkın deyince, herkese tuhaf geldi!
yuzdeyuzhaber
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol