İzmir 17
parçalı bulutlu
BİST
9.916
ALTIN
2.439,69
DOLAR
32,46
STERLİN
40,57
EURO
34,77

ATATÜRK'E HAKSIZLIK

15 Haziran 2018 Cuma 04:55

Bugün bayram
Bugün dargınların barıştı­ğı birlik günü…
Bugün dayanışma-yardım­laşma günü…
Bugün eğlence günü…
Hz. Muhammet, bayram namazına da gitmeden önce hurma yerdi.
Manevi evladı Hz. Enes an­lattır: “Resulullah bayramda bir­kaç hurma yemedikçe namaza gitmezdi.”
Hurma, zamanla “şeker” oldu.
Orucun bitimiyle kutlanan bayramda tatlı yemek sünnet oldu. Örneğin… Osmanlı Sarayı'nın ramazan ayında Yeniçeri Ocağı'na tatlı gönder­mesi gelenekti.
Son yıllarda ağız tadıyla bayram kutlayamaz olduk. Atatürk ve Cumhuriyet ile hesaplaşması olanlar bu güzel bayramı politik zemine kaydırdı. Dediler ki:
“Şeker Bayramı adı uy­durulmuştur aslı Ramazan Bayramı'dır!”
Başladı etimolojik tartışmalar:
-Bayramın adı Arapça “idü'l-fıtr”/ “fitre bayramı” zaman­la “sadaka-i fıtr”/ “oruç bozma sadakası” ve sonunda “şükür bayramı” oldu. Ve “şükür”, tarih içinde “şeker” olarak değişti!
-İlk bayramın ilk günü “şev­val” ayına geldiğinden; “şev­val”, “şeker” oldu!
-Ramazan kelimesi Arapça sözcük olan rama / “kuru sıcak” kökünden gelir. Sebebi oruç ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına tekabül etmesiydi! Yani…
Yanisi uzun… Bu tuhaf tartışmalar sürüyor! Nereye varılacak ise?
-Kuran'da “bayram adı” geçiyor mu; yok! -Hadis'te var mı; yok!
Bayramın muhteviyatıyla ilgilensene kardeşim… Gereksiz tartışmaların aydınlık İslam'ı şe­kilciliğe boğduğunu görmüyor musun?
Kimileri, bayram ismini so­run yapmayı ısrarla sürdürü­yor…
Çünkü hesabı başka…

HAFIZ YAŞAR OKUR

“Gardırop İslamcısı”…
Yıllardır Atatürk'ün inancını polemik yapmayı sürdürüyor. Bunlar, kul ile inanç ara­sına girmeyi kendilerince “görev” edinmiş!
Niye girerler kul ile Allah arasına?
Üstelik bu ahkâm kesenler, hiçbir kaynağa dayanmayıp inatla Atatürk'ü yanlış tanıtı­yor. Oysa…
Atatürk'ün temel bir kişilik özelliği vardı:
-İkiyüzlülük/riyâ yapmazdı. -Birileri beni kabul etsin veya sevsin diye gösteriş yapmazdı. Bunlar Atatürk'ü hiç tanı­mıyor…
Atatürk'ün oruç tuttuğu ya da tutmadığı yönünde bilgiler mevcut. Şurası gerçek ki Atatürk, ramazan ayına ve oruç tutanlara büyük saygı gösterirdi. Bu konuda bir kaynak sunmak isterim:
“Atatürk'le On Beş Yıl Dini Hatıralar.”
Yazarı; -soyadını Atatürk'ün verdiği- Riyaset-i Cumhur/Cumhurbaşkanlığı İncesaz He­yeti Şefi Hafız Yaşar Okur (1886-1966)
Samatya Sancaktar Hayred­din Sadi Dergahı'nda doğan Yaşar Okur'un babası, aynı dergahın şeyhi ve şeyhülislam­lığa bağlı Meclis-i Meşâyih üyesi Rıfat Efendi idi.
Hafız Okur…
Tekkenin zakirbaşısı Aksa­raylı Âmâ Hafız Hasan Efen­di'den mevlit, tevşih, ilahi, durak olmak üzere devrin hocalarından- hafızlarından dersler aldı…
Musikı-i Osmani Cemiye­ti'ne üye oldu.
Saray'da Mehmet Reşat, Vahdeddin ve Halife Abdül­mecid Efendi döneminde ha­nendelik ve baş müezzin­lik yaptı.
1924'te hilafetin kaldırıl­masından sonra Ankara'da kurulan Riyâset-i Cumhur İncesaz Heyeti'ne yüzbaşı rütbesiyle tayin edildi. İmtihan­la incesaz heyetinin şefliğine getirilip binbaşı oldu…
Hafız Yaşar Okur anıların­da Atatürk'le ilgili neler diyor:

RAMAZANDA ATATÜRK

-“Ramazanların Atam için çok büyük önemivar­dı. Ramazan gelir gelmez incesaz heyeti Çankaya Köşkü'ne giremezdi. Beni çağırır, Kur'an-ı Kerim'den bazı sureler okuturlardı. Ben okurken gözleri bir nokta­ya takılır, derin bir huşuy­la dinlerlerdi. Ruhen çok mütelezziz olduğu her hâlin­den anlaşılırdı…”
-”Bir ramazan günü Atatürk beni huzuruna davet etti. Su­re–i Yusuf'tan bir sahife okumamı söyledi ve okudum. Atatürk derin bir müşahedeye vardı. Pek sevdiği Süleyman Çelebi'nin mevlidinin Vela­det Bahri bölümünü oku­mamı söyledi. Okudum. Çok mütehassis oldular…”
-“Ramazanlarda bir ay müddetle Hacı Bayram-ı Velî ve Zincirlikuyu Cami­lerindeşehitlerimizin ruhla­rına Hatm-i Şerif okumamı emrederlerdi…”
-“Büyük Atatürk birçok vesilelerle şöyle demiştir: ‘Mukaddes mihrabı, cehlin elinden alıp ehli­nin eline vermek zamanı gelmiştir.'Camileri ibadet için olduğu kadar, düşünmek, meşveret etmek için de birer mukaddes yer olarak telâkki ederdi…”
-“Peygamber Efendimiz­den büyük takdirle bahseder­lerdi. ‘Hazret-i Peygamberin zaman-ı saadetlerinde' diye saygı kelimeleri kullanırlar­dı…”
-“İran Şahı Pehlevi, ziya­rete gelmişlerdi. Beni huzurla­rına çağırdılar. Şah Hazretle­rine ‘Benim Hafızımdır' diye takdim ettiler ve yanlarına oturttular. ‘Şah Hazretleri­ne Kerbela şehâdetine ait bir mersiye okuyunuz' dediler. Mersiyeyi Isfahan maka­mında okudum…”
-“Şükrü Naili (Gökberk) Paşa vefat etmişti. Bu haberi duyar duymaz çok üzüldü­ler. Kabrinin başında bir Yâ­sin okumamı istediler…”
Uzatmayayım…
Atatürk'ün her ramazan­da kız kardeşi Makbule Hanım'a, annesinin ruhu için hatim indirilmesini rica ettiği ve hafız için para bulunan zarf verdiği bilinirdi…
Keza…
Mevlit dinlerken “Göklere çıktı Mustafa”denince göz­lerinden damlalar süzüldüğü de görülürdü…
İyi bayramlar…

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 15.06.2018 05:02
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol