İnsanoğlunun bunca sahip olma hırsına rağmen, tarihte hep sahip olduklarından vazgeçebilenleri kahramanlaştırdığına dikkati çeken Eliaçık hoca, şunları söyledi: " Onun için kahramanlar serden ve yardan vazgeçenler, yurtlarını terk edenler, önüne gelen cazip imkanlara dönüp bakmayanlar, fırsatları elinin tersiyle itenlerdir. Hepsi serdengeçtilerdir! Hangi kahramanı okudumsa böyle: İbrahim babasının sarayını, memleketini terk etmiştir… Budha prensliği terk etmiştir… Musa Firavun sarayını terk etmiştir… İsa, peşinden gelenlere ‘sahip olduğunuz her şeyi terk edip öyle gelin yanıma’ demiştir… Muhammed evini, ocağını terk edip hicret etmiştir, öldüğünde sahip olduğu hiçbir mülkü yoktur… Peki neden?
Neden insanoğlu hayatı boyunca hep sahip olma hırsı ile yanıp tutuşur da, sahip olduklarını terk edebilenleri kahramanlaştırır? Neden insanoğlu hayatı boyunca Mamon’a tapar da, sonunda sahip olduğu tek şeyle; kefeni ile Allah’ın yanına gider? Hangisi yalan, hangisi gerçek?
Mamon yapar; sonra döner ona tapar. Ki modern çağın tanrısı da bu değil mi? Onun için Hz. İsa aynı kandilin ışığından diyor ki: “Hem Allah’a hem Mamon’a kulluk edemezsiniz!” Birini kabul ediyorsanız diğerini ‘kesmeniz’ gerekir. Keza para, altın, güç, kudret ve zenginlik hırsını ifade eden “menn” kelimesi, daha dördüncü surede (Müddesir, 6) Hz. Peygamber ile ilgili de kullanılır: “Servet yığma hayallerine kapılma.” (Ve la temnun testeksir). Yani “menn” talebinde bulunma, böyle bir ihtirasın içinde olma, çoğalma, biriktirme, yığma (tekâsür) beklentisi içinde peygamberlik (din söylemi) yasaktır!"