Bugün ‘kedicik’ olarak adlandırılan kızların hayat hikayelerine baktığınızda hepsinin iyi eğitimli olduğunu ama sıradan ailelerden geldiklerini görebilmekteyiz. Oktar bu kızları kendi hayalindeki ‘güzel kadın’ imajı ile türlü estetik operasyonlarla tek tip hale getirerek kendi cariyesi haline getirecekti. İşin bu boyutu dışında, Adnan Oktar 11 Eylül 2001 sonrası değişen konjonktür ve Batılıların ‘Ilımlı İslam’ arayışına da cevap vermekte gecikmedi. Yahudi düşmanlığı yerini dinler arası diyaloğun temsilciliğine bırakacaktı bu süreçte. 2009 yılında Adnan Oktar hakkında oldukça çarpıcı ve detaylı bir analiz kaleme alan Halil Arda, Oktar’ın oportünistliğini şu şekilde anlatıyor;