Mekke Şerifi Hüseyin’in İngiliz vaatlerine kanarak Haziran 1916’da ayaklanmayı başlatmasının ardından aynı yılın Ekim ayında bu defa Yüzbaşı rütbesiyle Arabistan’a giden Lawrence, Şerif Hüseyin’in oğulları Abdullah, Ali, Zeyid ve 1921 yılında Irak tahtına geçmesinde büyük rol oynayacağı Faysal ile görüştü. Henüz başlangıç aşamasında olan ayaklanmada diğer İngiliz subaylarıyla birlikte silah, para ve isyan eden aşiretleri birleştirmek, örgütlemek, belirlenen hedeflere sabotaj ve saldırılarda bulunmakla görevlendirildi. İrtibat subayı olarak Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal’ın kuvvetlerine katılan Lawrence, vur-kaç taktiği ile Osmanlı birliklerine ve ikmal yollarına zarar vererek 6 Temmuz 1917’de kendisine Yarbay rütbesini ve bir nişanı kazandıracak Akabe Limanı’nı ele geçirdi. Hicaz Demiryolu’na saldırılarda bulundu. Bu tarihten sonra şiddeti daha da artan bu saldırılar yüzlerce Osmanlı askeri şehit olurken, ona göre bu “tür harekatlarda Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm illeri bir tek İngiliz gencinin ölümüne değmezdi.”
Görevini: “Türkiye’ye karşı bir Arap isyanı tahrik etmektir ve onun için de batılı olan dış görünüşümü gizlemek ve az da olsa Araplara benzemek zorundayım. Böylece kendimi bir çeşit yabancı sahne üzerinde, balo giysisi içinde, acayip bir dilde, gece ve gündüz aktörlük yapan birisi olarak görüyorum ve rolümü iyi oynamadığım takdirde, başımı yitirebileceğimi anlıyorum.” Şeklinde ifade eden Lawrence, düzenlediği saldırıları ise: “…Çılgınlar gibi süreriz ve Bedevilerimizle birlikte, habersiz Türklerin üzerlerine çullanır, onları yığınlar halinde tahrip ederiz... tüm hareket çok kanlı ve çirkindir. Hazırlığı ve geziyi severim, ama fiziki olarak çarpışmaktan tiksinirim” sözleriyle anlatmaktaydı.