Günlerce, Cumhurbaşkanı’nın okuduğu şiirle, reklamı yapıldı. Ve neticede, büyük tantana ile (gördüğümüz kadarı ile) çok büyük harcamalar yaparak, kutlama töreni icra edildi.

1-Bu kutlamanın amacı neydi? Gerçekten, fethi kutlamak mı; Cumhurbaşkanı’nın, reklamını yapmak mı? Zira; Fatih Sultan Mehmet’ten ziyade, Erdoğan övgüleri icra edildi. Her konuşan kendisine hitap etti.
Hele; tören alanına gelişinde, takdimcinin sarfettiği çok çok abartılı iltifatların anlamı neydi? (Bu kadar övgü karşısında, gurur ve kibre kapılmamak için, çok sağlam bir irade ve iman gerekir.) Gelen kişi hükümdar ve halife değil ki. Ama, takdimci, abarttıkça abarttı.
2-Bu arada, ‘’halifelik’’ konusunu iyi incelemek gerekir. Zira, hepimiz biliyoruz ki, hilafet dönemi, Hz. Ali (RA) Efendimizin şehit edilmesi ile sona ermiştir. (Buna, maalesef çok kısa süren, Ömer Bin Abdülaziz dönemini de ilave edenler vardır.)
Daha sonra, halife sıfatını taşıyanların, dini bir özelliği yoktur. Sadece saltanat sahibidirler. Yani, davranışları ve sözleri, insanları bağlamaz. Bizde, Hıristiyanlıkta olduğu gibi, ‘’Papalık’’ makamı yoktur. Biz Cenab-ı Hak ile aramıza kimseyi sokmayız. Dini konularda, kimsenin emir-komutası altına girmeyiz. Aklımızı, vicdanımızı, imanımızı, kimseye ipotek etmeyiz. Bir kimse; havada uçsa, ya da suda yürüse önem vermeyiz. Yaşantısına, karakterine, inançtaki samimiyetine bakarız.
a) Yüce Kitabımız'da, yüzlerce defa; ‘’aklınızı kullanın’’ İlim, araştırma, sağlıklı analizler, emredilmektedir. Sevgili Efendimiz (SAV); ‘’En iyi müftü, insanın kendi vicdanıdır’’ demektedir.
b) Görev, tek tek hepimize düş Okuyacak, araştıracak, sağlam kaynaklardan yararlanacağız. Kuran-ı Kerimi, Hadisleri, mezhep imamlarının açıklamalarını, çok sayıda gerçek din aliminin ( ki aynı zamanda bir müspet ilmin de zirvesindedirler) çok sayıda kitabını; inceleyeceğiz. Sadece, şerefli Peygamberimizi (SAV) örnek alacağız. Politik tuzaklara düşmeyeceğiz.
c) Bugün için; Kıyas ve İcma-ı Ümmet, yollarından yararlanmak mümkün değ Zira, İslam dünyasında, güvenilecek din alimi kalmamıştır. Tümüne yakını, politikacıların, diktatörlerin emrine girmiş; dünyayı ahirete tercih etmişlerdir.
3) Şahsen; tarihi, Müslümanlığı, Türklüğü ve Osmanlı torunu olmakla iftihar eden, birisiyim. Ancak; bu durum (zaten İslam’a en uygun olan) Cumhuriyet rejimini benimsememe ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarına minnet duymama engel değildir. Kim, hizmet etmişse, müteşekkir olurum. Bu arada; mevcut uygulamaları tenkid edenleri, ‘tarihine düşman’’ diye damgalayanlara da, hiç kulak asmam. Doğru bildiklerimi söylerim, yazarım. “Dilsiz şeytan’’ olmam. Boş yere övünmem. Ömrümü, zamanımı, boş laflarla israf etmem. ‘’ İki günü bir olan zarardadır’’ Hadis-i Şerifi'ne gönülden inanırım. Gerçekçilikten ayrılmam;
a) Şimdi, biri ben halifeyim dese, kim takar. İslam alemi; perişan, cahil, esir, durumdadı Sömürücü ülkelerce soyulmaktadır. Hiçbirinde demokrasi yoktur.
b) Emevi ve Abbasi saltanatları, dinimizi dejenere etmiş İlaveten de, Şia ve Vehhabiliğin sapık görüşleri, her tarafa hakim olmuştur.
c)İşin bir de Türkiye tarafı vardır. Dış itibarı sıfırlanmış; teröre esir düşmüş, herkesle kavgalı; 17 adasının, Yunanistan tarafından işgaline ses çıkaramayan; türbesini bile koruyamayan; IŞİD’li serserilerin devamlı füze atışlarına bile engel olamayan bir ülkenin liderini kim takar? Yapılan sadece içe dönük, beyin yıkamaya matuf, boş bir propagandadır. Dünyanın bizi kıskandığı filan yoktur. Ciddiye alan da yoktur.
4- Devamlı olarak; İsrail’e, ABD'ye, AB’ye kafa tutuyoruz? Ama her türlü tavizi veriyoruz, her emredileni yapıyoruz. Dik durmak bir yana, iki büklüm duruyor, düşmanlardan medet umuyoruz. Hepsi şov. Hepsi, içe dönük beyin yıkama senaryosu. Tek yaptığımız ayna karşısında, gölge boksu. Yoksa, Dışişleri Bakanı ‘’küsecek değiliz’’ diyebiliyor. İsrail ile her türlü ilişkiyi sürüyor? PYD'ye destek verenlerin uçakları, bizim hava alanlarımızdan kalkıyor?

Ve bu arada, her fırsatta dini istismar eden AKP iktidarı döneminde; misyonerlik ve Yehova şahitlerinin faaliyetleri gemi azıya almış, gidiyor. Her tarafta kiliseler açılıyor. Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın milyarlarca doları, bu işlere aktarılıyor. Ve iktidarın umurunda değil. O, paralel senaryoları ile uğraşmakla meşgul.
Ey sevgili halkım. Kendine gel. Gözünü aç. Ülke elden gidiyor. Toplum, iki düşman kampa bölünmüş durumda. Hukuk düzeni, demokrasi, her türlü fazilet yok edildi. Terör arttıkça artıyor. Her gün, yeni şehitler veriyoruz.
Başkanlık sistemi gelse, ne değişecektir? Aksine, tablo daha da kötüleşecektir…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Gurbet baba 2016-06-06 15:31:17

Sen zaten bu yazıyı kaleme almakla israf etmişin zamanını bende birşey sanarak seni okuyarak israf etmişim zamanımı Allah suuur izan versin ıslah eylesin seni

Avatar
olmamalı 2016-06-07 03:34:43

sayın özfatura umid edıyorumkı zaman sızı mahcup etsın bu soyledıklerınız çok derin üzücü...