Ankara, Kayseri, Erzurum, Adana, Diyarbakır, Sakarya, Kocaeli, Samsun, Denizli, Eskişehir, Konya, Kahramanmaraş, Mersin ve Muğla’nın yer aldığı ilk grup iller için 13 Şubat’a kadar teklif verilebilecek. Bursa, Gaziantep, Tekirdağ, Antalya, Manisa, Van, İzmir, Hatay, Trabzon, Balıkesir, Şanlıurfa, Ordu, Aydın, Mardin ve Malatya’nın yer aldığı ikinci grup iller için ise teklifler, 14 Şubat’a kadar iletilebilecek.

Sözcü gazetesinin haberine göre, 31 Mart yerel seçimlerinde Belediye başkanlığı, ilçe belediye başkanlığı, meclis üyeliği, muhtarlık pusulaları aynı zarfa konulacak. Böylece pusulaların yanlış zarfa konulması nedeniyle oyların geçersiz sayılmasının önüne geçilecek. YSK'nın askıya çıkardığı listelere göre, 57 milyon 93 bin 985 seçmen bulunuyor. Bunların 1 milyon 2 bin 392'si ilk kez 31 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak. Bu kişiler toplam seçmenin yüzde 1,8'ine denk geliyor.2018 seçimlerinde 51 milyon 178 bin 630 seçmen sandık başına gitmişti. Kullanılan oyların 1 milyon 53 bin 230’u geçersiz çıkmıştı. Bilindiği üzere birçok çevre YSK'ya ve YSK üyelerine güvenmediğini her fırsatta dile getiriyor.

'ERDOĞAN, YSK'YA SEÇİMİ AKP KAZANACAK DEDİ'

Bilindiği üzere bir süre önce Korkusuz Gazetesi Yazarı Can Ataklı, 31 Mart seçimlerine yönelik şok bir iddia yı gündeme taşımıştı.

Ataklı, " Cumhurbaşkanı Erdoğan YSK'ya seçimi AKP'nin kazanacak dedi' iddiasında bulunmuş, şu görüşleri dile getirmişti:

" Cumhurbaşkanları seçim yasağının dışındadır diye bir karar aldı YSK. İyi de Cumhurbaşkanı neye göre yasakların dışında kalıyor ki.. Kendisi zaten artık icranın başı. Herşeyi o yapıyor seçime de o gidiyor zaten. Cumhurbaşkanı olmasının dışındaki birinci görevi ne iktidar partisinin genel başkanı. Cumhurbaşkanı sıfatıyla seçimlerin başı. Yani seçimin ne zaman yapılacağından kimin nerede nasıl aday olacağına karar veren kişi. Önceki cumhurbaşkanları gibi tarafsızdır, bağımsızdır, sorumsuzdur durumunda değil ki artık. Tam tersi Türkiye'de sorumlu tek kişi kendisi. CHP'nin, diğer partilerin genel başkanları her türlü yasağa uymak zorunda ama devletin tüm gücünü elinde tutan, herşeye karar veren, her türlü olanaktan sınırsızca yararlanan Cumhurbaşkanı bu yasağın içinde olmayacak. Sonra da buna rağmen kalkıp diyeceksiniz seçim güvenli olacak. Hayır güvenli olmayacak. Bakın çok net söylüyorum bu seçimleri ya AKP kazanacak ya da yapılmayacak. Başka yolu yok artık.YSK'nın aldığı bu karar bile seçimlerin nasıl sonuçlanacağını gösteriyor. Eğer siz şeklen bile olsa Cumhurbaşkanı da seçim yasaklarına tabidir diyemiyorsanız belli ki Cumhurbaşkanı YSK'ya seçimleri kesinlikle kazanmaları gerektiği yönünde talimatı vermiş. Aday şu olmuş bu olmuş hiç önemli değil. Buna karşın baktılar ki seçimleri tüm bu manevralara rağmen kazanamayacaklar, iş ne yapsalar aleyhe işliyor o zaman da gayet net söylüyorum bu seçimler yapılmayacaktır. Dolayısıyla gerek anamuhalefet gerek sivil toplum kuruluşlarının şeklen bile olsa iktidarın da kurallara uygun davranmasını sağlaması lazım. Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak o sandıklardan güvenli, doğru bir karar çıkacağına inanmıyorum. Bu artık mümkün değil. Çünkü Cumhurbaşkanı'nı seçim yasağı dışında bırakmak devletin tüm gücünün seçimde kullanılabileceği anlamına gelir. Bize tüm ülkeye söylenen açık bir şekilde şudur; seçim güvenliği falan yok kardeşim. İktidar kazanıncaya kadar da bu iş devam edecek."

Ayrıca AKP'nin YSK'da görev sürelerini uzatmasına tepki gösteren İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Seymen de, "YSK üyeleri, cumhurbaşkanının devlet imkanlarını kullanarak AKP propagandası yapmaması için yapılan başvurumuzu reddeden üyelerden başkası değil" dedi. Konuya ilişkin yazılı bir basın açıklama yapan, İYİ Parti Seçim İşleri, Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen, "Mevcut iktidarın ve YSK’nın seçim dönemindeki tutumları sebebiyle vatandaşlarımızın demokrasiye olan inançları gün geçtikçe azalmaktadır" ifadelerini kullandı.