'Ülke Battığı İçin Dolar Çıkıyor'

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Dolar çıktığı için ülke batmıyor, ülke battığı için dolar çıkıyor." diyerek hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi.

18 Ağustos 2020 Salı 00:48
'Ülke Battığı İçin Dolar Çıkıyor'

Doların ani çıkışını sosyal medya hesabından değerlendiren BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, "Dolar çıktığı için ülke batmıyor, ülke battığı için dolar çıkıyor." dedi.

BTP Lideri, şu ifadeleri kullandı:"Dolar çıktığı için ülke batmıyor, ülke battığı için dolar çıkıyor...

İhtiyaç listesi:

-Milli Ekonomi Modeli -Eğitim -Demokrasi -Özgürlük -İsraf -Empati!!!" 

Öte yandan Ekonomist Murat Çabas da Türkiye'nin büyük bir borç batağında olduğunu öne sürdü:

" Ülkemizde en önemli maliyet unsurlarından olan doların ateşi sönmüyor. Geçtiğimiz hafta 7,40 TL'yi geçerek rekor tazeleyen dolar şu sıralar 7,37 TL civarında…

Doların yükselişiyle alakalı Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın tarihi bir tespiti oldu: "Dolar çıktığı için ülke batmıyor, ülke battığı için dolar çıkıyor."

Yaşanan gelişmeleri en iyi özetleyen cümle bu…

Türkiye olarak yıllardır uyguladığımız yanlış ekonomi politikaları sebebiyle tamamen borç batağına saplandık. Borçlanma, kokuşmuş mevcut kapitalist sistemin doğasında var.

Kapitalist olup da borcu olmayan bir tane ülke gösterin.

En kapitalist ülke, hatta Kapitalizmin kalesi olan ülke ABD, dünyada en fazla borcu olan ülke de o… İkinci kapitalist ülke İngiltere, borcu fazla olan ikinci ülke de o…

Kapitalizmde ne kadar ilerlersen, borçlanmada da yukarı doğru çıkıyorsun.

Kapitalist ülkeler bir hard currency yani rezerv para belirliyorlar ve onun karşılığı kendi paralarını basıyorlar. Tüm dünyaya para satan ABD de Yahudi bir aileye ait olan ABD Merkez Baknkası'ndan (FED) borç alıyor. Borç döngüsü böyle devam ediyor.

Türkiye de bu döngü içinde... Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, dışarıdan gelen dolar karşılığı kendi TL'mizi basıyoruz. Bu sebeple Sayın Baş, "Türkiye'de bir kuruş Milli Para yok" derdi ve cebimizdeki TL'yi "doların tercümesi" olarak tanımlardı.

Bu durumda bizler sürekli doları talep eden bir ülkeyiz.

İşte dolar kurunu belirleyen de bu talebin miktarı ve talep eden Türkiye'nin durumu…

Karşılığında TL'mizi basacağımız, ekonomimizi döndürmeye çalışacağımız doları birkaç yolla elde edebiliyoruz: Borçla, ihracatla, turizmle, sıcak para piyasalarıyla, yabancıların doğrudan yatırımlarıyla vs.

Epey zamandır borç bulmakta zorlanıyoruz. Hatırlarsanız, yetkililerimiz Amerikan ve İngiliz fon sahipleriyle görüşmeler yapmıştı ve hemen sonrası bu ülkelerin medya basın organlarında çıkan haberlerde fon sahiplerinin ikna olmadığı açıklanmıştı.

Arap sermayesine yöneldik, bir süre değişik tavizler verilerek bu sermaye akışı da sağlandı ama şu sıralar Arap ülkeleri de batak içinde… Petrol fiyatlarındaki düşüş sebebiyle bütçe açığı veriyorlar ve borç alabileceğimiz 6 Körfez ülkesi şu sıralar toplam 490 milyar dolar borç arıyor. Kelin ilacı yok ki, bize ilaç verebilsin!

Gördüğünüz gibi, borç kapısı kapalı.

Peki, ihracatın durumu nasıl?

TÜİK'in rakamlarına göre, Ocak-Haziran döneminde dış ticaret açığı yüzde 73,2 artarak 13 milyar 788 milyon dolardan, 23 milyar 874 milyon dolara yükseldi. 

Türkiye ihracat yaptıkça açık veren, dolar gelmesini bırakın dolar çıkan bir ülke…

Döviz çıkışı anlamına gelen cari işlemler açığı sadece Haziran ayında 2 milyar 934 milyon dolar oldu. 2020 Ocak-Haziran döneminde cari açık 19 milyar 804 milyon dolar…

Yani dış ticaretle para kazanmıyoruz, kaybediyoruz.

Başka bir dolar girişi kaynağımız turizm, maalesef bu yıl yüzde 95'ler seviyesinde eridi.

Zaten cari açık rakamları turizm gelirleriyle beraber hesaplanıyor, tablo ortada…

Sıcak para piyasalarında ise sürekli erime yaşanıyor. Veriler, 'sıcak para' olarak tanımlanan ve yabancı yatırımcıya ait olan hisse senedi, tahvil ve mevduat stokunun yüzde 30'unun yılbaşından bu yana buhar olduğunu gösteriyor. 2020'ye girerken 78,4 milyar dolar olan sıcak para stoku 7 Ağustos itibarıyla 55,3 milyar dolara gerilemiş oldu.

Mevcut ekonomi anlayışında sıcak paranın varlığı da yokluğu da bir dert…

Dolara ihtiyaç duyulduğu için gelsin deniliyor, ama geldiği zaman da elde ettikleri fahiş karlarla ülkenin bütün emek ve üretimini sömürüyorlar.

Ülkeyi terk ettiklerinde ise ekonomiyi bir anda allak bullak ediyorlar.

Doların başka geliş kaynağı ise doğrudan yatırımlar…

Onlar da karlı kamu kuruluşlarına, maden sahalarına, verimli ve gözde topraklarımızı satın almaya geliyor. Ama şu sıralar, sata sata bitirdiğimiz için bu kaynak da kurudu.

Şu anda bu doğrudan yatırımcılar sadece bize ait olanları götürmekle meşgul…

Kısaca, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dediği gibi ülke ekonomisi batmış durumda… Dolar talebi de sürekli arttığı için, bize para satan küresel tefeciler daha maliyetli bir şekilde bu satışı yapıyorlar.

Dünyada dolar düşüyor, Türkiye'de ise artıyor. İşte asıl sebebi bu, ülke battı.

BTP Lideri, ülkemizin kurtuluş için ihtiyaç listesini de yayınlamıştı ve en başında Milli Ekonomi Modeli'ni koymuştu. MEM'in emek ve üretim karşılığı senyorajla devreye koyduğu Milli Para, yukarıda saydığımız ve sayamadığımız bütün problemlerin çözümüdür.

Mili Para'yla, borç biter, dış ticarette kar elde edersiniz, sömürü için gelen sıcak para ve doğrudan yatırım devre dışı kalır. Ülke kazanır, millet kazanır."

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 18.08.2020 06:46
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol