TSK ve Emniyet İçin Şok Sözler, Aynı Camiye Gitmiyor...

Tarikat ve cemaatlerin merkezi haline gelen Türkiye'de inanılmaz ayrıntılar gün yüzüne çıkıyor. FETÖ'nün ordu içindeki yapılanmasının 2016'da darbeye götürdüğü ülkede dersler alınmazken CHP’li Murat Bakan, güvenlik bürokrasisindeki tarikat örgütlenmelerini çarpıcı örneklerle anlattı. Bakan, “Mesela Süleymancılar ve Menzilciler, Jandarma Genel Komutanlığı’nın camisinde aynı anda namaz kılmıyorlar” dedi.

16 Ocak 2023 Pazartesi 13:28
TSK ve Emniyet İçin Şok Sözler, Aynı Camiye Gitmiyor...

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, TSK ve Emniyet içindeki tarikat yapılanmaları ile ilgili olay açıklamalar yaptı. Gerçek Gündem'e konuşan Bakan, "Artık bunlar devlet içinde çok ama çok güçlü" ifadelerini kullandı.

İşte Bakan'ın o açıklamaları:

TSK VE EMNİYET İÇİNDE CEMAAT YAPILANMASI: ŞEYH İLE MÜRİT ARASINDA SAÇ TELİ GİBİ KIRILGAN BİR İLİŞKİ VAR

- Emniyet ve TSK’da cemaat yapılanmasına değinmişken; bu konuyla ilgili toplumu, bizleri ve belki de çocuklarımızı gelecekte bekleyen en büyük tehlikeyi ne olarak değerlendiriyorsunuz?

- Ordunun içinde sızan şimdiki cemaat ve tarikatlar FETÖ gibi organize değiller. Onlar çok güçlü, tek ve çok derinden giden bir yapıydı, eğitimli bir kadroları vardı. FETÖ, devleti ele geçirmeye hazırlanmıştı dolayısıyla Türkiye çok büyük bir badire atlattı. Ama aynı sıkıntı onun yerine gelen tarikat ve cemaatlerde. İktidar şöyle bakıyor; “polis de asker de milletin içinden olur. Millette bu tarikat ve cemaatler varsa orduda ve polis teşkilatında da olmalı.” İktidar bu bakışıyla aslında marjinal olan yapıları devletin içine kendi eliyle sokuyor ve aralarında bir denge kurmaya çalışıyor. Halbuki yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz ve toplumda tarikat-cemaat oranı çok düşüktür. Ama bunlar devlet içinde çok örgütlüler.

Bunun riski şu; tarikatın ve cemaatin şeyhi ile müridi arasındaki ilişkiyi bir saç teli gibi düşünün. Aradaki ilişki bir saç teliyle bağlı, mürit şeyhine o kadar teslimiyet içinde olmalı ki o saç teli asla kopmamalı. Şeyhine karşı geldiği en ufak bir durumu bile hoş görmezler. Bu teslimiyet “Bir ölünün ölü yıkayıcıya teslimiyeti gibi bir teslimiyet” olarak tarif edilir. Devlet içinde böyle bir teslimiyetin kimseye olmaması gerektiği paradoksu, diğer tarafta ise cemaat aidiyeti. Siz komutanınızın mı sözünü dinleyeceksiniz yoksa şeyhinizin söylediklerini mi yapacaksınız? Şeyhinize bir ölünün ölü yıkayıcıya teslim olduğu gibi teslim olmanız gerekiyor, dolayısıyla o cemaat mensubu şeyhi bir gün “tankınızı sürün, uçağınızı uçurun” dediğinde ne komutanını dinliyor ne amirini dinliyor.

İnanç özgürlüğünün de teminatı biziz ancak devlet içinde cemaat-tarikat yapılanması çok tehlikeli. Devletin memuru tek bir kişiden emir alır, o da amiridir. Ama siz Menzil’e mi mensupsunuz, devlet memuru olmayın gidin 7/24 hizmet edin. Ne yaşamak istiyorsanız inancınızı yaşayın ama biz devlet içinde örgütlenmenizi doğru bulmuyoruz.

“SÜLEYMANCILAR VE MENZİLCİLER, JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI’NIN CAMİSİNDE AYNI ANDA NAMAZ KILMIYORLAR”

Devletin içindeki tarikat ve cemaatlerin mesai saatleri içinde namaz kılarken bile ayrışan bir yapısı olduğunu görüyoruz. Mesela Süleymancılar ve Menzilciler, Jandarma Genel Komutanlığı’nın camisinde aynı anda namaz kılmıyorlar. Takkelerinin renkleri birbirinden farklı, aidiyetlerini de çekinmeden belli ediyorlar. Yani o üniforma birleştirmiş olmuyor, farklı takkeleri takınca kendi aranda bile ayrışıyorsun. Halbuki bu teşkilatlarda birlik-beraberlik olması lazım. Bu birlik ve beraberliği sağlayacak şey ise vatandır, bayraktır, kanundur, hukuktur. Buna sahip olan herkes etnik kimlik ve inanç kimliğine bakılmaksızın dayanışma içinde olmalı. Ama bu hükumet bunu da bitirdi.

ALKIŞ TARTIŞMASI: “ONU YAPAN KİŞİ DEVLET MEMURU SIFATINI KAYBEDİYOR BUNU YAPAN ARKADAŞLARIN EMEKLİ EDİLMESİ GEREKİR”
- Ordunun durumuna değinmişken, siz de bir asker çocuğusunuz ve askeri disiplin içinde askerlerle birlikte büyüdüğünüzü biliyorum. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi ve onu izleyen rütbeli askerler de alkışladı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce nasıl okumalıyız?

- Askerin siyasetin dışında kalması gerekir. Camilere, kışlaya, okullara siyaset sokulmaz. Eğer siz oraya siyaset sokarsanız ülkeyi parçalamanın önünü açmış olursunuz. Cumhurbaşkanı siyaset yapıyor, komutanlar alkışlıyor. TSK için olmaması gereken bir davranış ve onu yapan kişi TSK’da tarafsızlığını yitirmiş biridir. Devlet memurunun tarafsız olması gerekir, hangi partiden olursa olsun devlet memurunun hepsine eşit mesafede olması gerekir. Dolayısıyla onu yapan kişi, devlet memuru sıfatını kaybediyor. Biz TSK’nın zarar görmesini asla istemeyiz, TSK bizim gözbebeğimiz. Bunu yapan arkadaşların emekli edilmesi gerekir.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 16.01.2023 13:39
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol