TERÖRİSTBAŞINDAN İNCİLER...

Yandaşlarına çağrıda bulunan, kolay tutuklanmamalarını, örgütlenmelerini isteyen Öcalan, 15 Haziran görüşmesinde bakın neler söylemiş neler?

18 Haziran 2011 Cumartesi 12:39
TERÖRİSTBAŞINDAN İNCİLER...

 'SAĞA SOLA GELİŞİ GÜZEL MOLOTOF ATMAYA GEREK YOK'

"Kendilerini böyle kolay tutuklatmamalıdırlar, tedbirlerini almalı, basitçe tutuklanmamalıdırlar. Gençliğin bu konuda örgütlenmesi gerekir. Ya çalışma yürütmemeli ya da yürütüyorlarsa tedbirlerini almalıdırlar. Ayrıca o gösterilerde öyle gelişigüzel sağa sola molotof atmalarına gerek yok, bu da süreci zorlayan bir husustur. Devrimci direnişleri olacak ama bu sağa-sola gelişigüzel molotof atmak değildir. Eğer gençlerin tutuklanmasına engel olunmuyorsa bu KCK'nin de sorumluluğudur. Benzer şeyleri gerilla için de söylüyorum. Üzerlerine gidilirse, saldırılırsa ellerindeki imkanlarla misliyle cevap vereceklerdir. Bu her zaman böyledir. Kesinlikle kendilerini imha ettirmemek için kendilerini her türlü şekilde savunacaklardır. Bu meşru savunmadır. Bunu anlamaları bu kadar zor mu? Daha önce defalarca söyledim. Özellikle eylemsizlik süreçlerinde gerilla kayıplarının önüne geçmeleri gerekiyor. Gerilla çatışmaya girmekten özenle kaçınmalı, kayıp vermemek için özellikle eylemsizlik sürecinde dikkat etmeli, elinden geleni yapmalıdır. Pek çok kez yetersizliklerini, özeleştirilerini yapıyorlar ama 30-35 yıldır bu yetersizliklerinden, eksikliklerinden de bir türlü kurtulamadılar. Bunu anlamış değilim."

ÇARPTIRILDIĞI ömür boyu hapis cezasını çektiği İmralı Adası'nda avukatlarıyla görüşen çetebaşı Abdullah Öcalan'ın yaptığı görüşmenin notları PKK'nın sözcülüğünü yapan internet sitelerinde yayınlandı. Öcalan'ın, "Meclis derhal toplanmalıdır. Çözüm konusunda rolümü oynayabilmem için Meclis'in bana bir çağrı yapması gerekiyor. Eğer Meclis bu çağrıyı yaparsa ben de silahlı güçlerin çatışmasız bölgelere çekilmesi konusunda ve diğer hususlarda elimden geleni yaparım" dediği belirtildi.

İmralı'da çarşamba günü avukatları ile görüşen Abdullah Öcalan'ın söyledikleri örgüte yakın internet sitelerinden yer aldı. Daha önce 15 Haziran'da biteceği açıklanan eylemsizlik süreci ile ilgili konuşan Öcalan, eylemsizlik sürecinin uzatılmasının yararlı olacağını ifade ederek, şöyle dedi:

"Eylemsizlik süreci bu koşullarda ancak birkaç ay sürebilir. Bu nedenle yeni Meclis derhal toplanmalıdır, benim önerim budur. Ve çözüm için, benim çözüm konusunda rolümü oynayabilmem için Meclis'in bana bir çağrı yapması, hakikatleri araştırma komisyonu kurulması ve demokratik anayasa meclisinin oluşturulması için harekete geçilmesi gerekiyor. Bu önemlidir, daha önce de bu konuda öneri yapmıştım, fakat yeterince önemsenmemişti. BDP'liler de AKP ile görüşmeler yapmalı, Meclis'in kapanmaması ve bana rolümü oynamam konusunda çağrı yapması hususunun önemini anlatmalılar. Eğer Meclis bu çağrıyı yaparsa, ben de silahlı güçlerin çatışmasız bölgelere çekilmesi konusunda ve diğer hususlarda elimden geleni yaparım. Öyle kendim için şarta falan da bağlamıyorum, kendimi düşündüğüm falan da yok. Fakat benim rolümü oynamam için Meclisin önümü açması gerekiyor. Karayılan da söylüyor, gerillayı başka türlü indirmenin yolu yok. Benim onları ikna etmem için gerillaya ulaşmam gerekiyor. Ben olmadan gerillanın bulunduğu mevzilerden kıpırdaması, belli bir yerde toplanması mümkün değildir. Gerillanın bana farklı bir bağlılığı, sahiplenmesi vardır. Bu kendiliğinden oluşmuş bir şeydir, ben ne yapayım. Bunu söylerken gerillayı bir tehdit aracı olarak kullanmıyorum. Dediğim gibi anayasal çözümü sağlamak için gerillaya ulaşmalıyım. Meclis derhal toplanmalıdır. Çözüm konusunda rolümü oynayabilmem için Meclis'in bana bir çağrı yapması gerekiyor. Eğer Meclis bu çağrıyı yaparsa ben de silahlı güçlerin çatışmasız bölgelere çekilmesi konusunda ve diğer hususlarda elimden geleni yaparım. Meclisin önümü açması gerekiyor." 

'BLOK'UN BAŞARISI İSTENİLEN DÜZEYDE DEĞİL'

Seçimlerdan sonra İmralı Adası'nda devlet heyeti ile kritik görüşmeyi yaptığını da söyleyen Öcalan şöyle konuştu:

"Heyetle bir görüşmemiz oldu. Görüşmemizin temel konusu, demokratik anayasa çözümüdür. Böyle bir anayasal çözüm için koşullar uygun hale gelmiş sayılabilir. Bu noktada BDP'nin ve blok bileşenlerinin az önce söylediğim gibi işin ciddiyetini ve alacakları rolün önemini iyi kavramaları, geç kalmamaları gerekiyor. Seçim sonuçlarıyla bloğa ilişkin önerilerimizin haklı olduğu ortaya çıkmış oldu. Zaten 13 yıldır bu doğrultuda tespitlerim, önerilerim oluyordu. Türkiye'nin böyle bir güçbirliğine, bloğa ihtiyacı olduğunu sürekli vurguladım, ama gereği yerine getirilmedi. Blok aslında şu anki haliyle tam istenen düzeyde de değildir. Son değerlendirmelerimde de hep söylüyorum. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne eksik olan blok, demokrasi ve özgürlük bloğu olmuştur. Onlara çok önemli bir rol düşüyor. Önümüzdeki süreç demokratik anayasa süreci olacaktır. Ben bu süreci demokratik anayasal çözüme işlerlik kazandırma olarak tanımlıyorum. Bu seçim sonuçlarıyla da bir blok gereksiniminin olduğu ispatlanmış oldu. Artık bu husus üzerinden tartışma olmaz."

'ARTIK ÇATI PARTİSİ ELZEM OLDU

Öcalan, blok çalışmaları ciddi bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini söylerek, "Bu seçim sonuçları da bunun bir ihtiyaç olduğunu ve bu konuda geç kalındığını gösteriyor. Artık bu durumda bir çatı partisinin elzem olduğu anlaşılıyor. İlgi duyan, anlamak isteyen üzerinde yoğunlaşabilir, daha önce üzerinde çok durdum, savunmalarımda da işledim. Bunlardan yararlanabilirler. Bu çatı partisinin bütün bileşenlerin üyelerinden oluşan 100 kişilik bir Meclisi olabilir. Bu meclisin içinden de 24 kişilik bir yürütme kurulu olur, gölge kabine gibi çalışır ve ülkenin tüm sorunları için çözümler geliştirir. Çatı partisinde de eşbaşkanlık sistemi uygulanabilinir. Daha sonra bu konuyla ilgili açıklamalarıma devam edeceğim" dedi.

'ÇABALARIM SÜRERKEN, MEŞRU SAVUNMA POZİSYONU SÜRDÜRÜLMELİDİR'

"İçinde bulunduğumuz süreç iki boyutu olan bir süreçtir" diyen Öcalan, "Birinci boyut benim heyetle yaptığım görüşmede ulaşmaya çalıştığımız demokratik anayasal çözümdür. Burada bu görüşmelerim, bu çabalarım devam ederken sürecin ikinci boyutu ise meşru savunma pozisyonunun sürdürülmesidir. Yani anayasal çözüm çalışmaları ile meşru savunma pozisyonu atbaşı yürümelidir. Bu nedenlerle şimdilik devrimci halk savaşını, orta yoğunluktaki savaşı esas almıyoruz. Biz Kürt sorununun çözümü için demokratik anayasal çözümü esas alıyoruz. Bu süreç, belirsizlik uzadıkça çözümün gelmesi de zorlaşabilir, böyle bir handikap var. Çünkü süreç uzadıkça yaşanan çatışmalar, meydana gelen kayıplar, yapılan tutuklamalar barış şansını da azaltıyor" dedi.





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol