Suriye'de Askerimize Saldırı Uyarıymış!

Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, rahmetli İsmet İnönü'nün sözün hatırlatarak "Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer" dedi. Takan, bugünkü köşesinde Erdoğan'ın katıldığı G20 zirvesine dikkat çekti.

29 Haziran 2019 Cumartesi 12:01

Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, bugün kaleme aldığı köşesinde rahmetli İsmet İnönü'nün sözünü hatırlatarak Türkiye'nin dış devletlere karşı olan stratejisini eleştirdi.

İşte Takan'ın o yazısı:

Rahmetli İsmet İnönü'nün meşhur sözüydü;

"Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer."

Ülkenin en hassas dengeleri, dış politikası, stratejik derinliklere, pelikancılara SETA'cılara, inceli kalınlı kıyafetsiz muhterislere bırakılınca ne yazık ki sık sık hatırlamak zorunda kalıyoruz. Bunların üstüne bir de toplumun tüm sinir uçlarına ağır tahribat veren duyarsızlık hastalığını ekleyin...

Hafta başında, Amerika ve Rusya'nın katılımıyla İsrail'de, yapılan üçlü güvenlik zirvesinin önemine dikkat çektik. Bakın bu, Japonya'da gerçekleşecek G-20 Zirvesi'nin öncesine geliyor çok manidar dedik. Olmadı!.. Ardından açık kaynaklara dayanarak zirvenin sonucunun, 2011'den sonra Suriye topraklarında bulunan yabancı askeri güçlerin çıkarılması olduğunu yazdık. Hedefte Türkiye'nin olduğunu avaz avaz bağırarak söyledik. Olmadı!.. Kimse tınlamadı. R,Erdoğan G-20 zirvesinde liderlerle gülücüklü fotoğraflar çektirip Türkiye'de servis edilirken (!) acı haber düştü;

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Suriye hükümeti güçlerinin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde kontrol ettiği bölgeden, Türkiye'nin 10 numaralı gözlem noktasına top/havan atışları ile saldırılar gerçekleştirildiği aktarıldı. Saldırıların kasıtlı olduğunun değerlendirildiği belirtilen açıklamada, "Yapılan saldırıda 1 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 3 kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmıştır." denildi.  Rusya'nın Ankara Ataşesi'nin, Genelkurmay Başkanlığı'na çağırılarak Rusya nezdinde gerekli girişimlerde bulunulduğu ve saldırıların en ağır şekilde cezalandırılacağının iletildiği kaydedildi. Bakanlık'dan yapılan diğer bir bilgilendirmede, "Bölgede bulunan ateş destek vasıtalarımız ile saldırıyı gerçekleştiren rejim mevzileri etkili şekilde vurulmuştur" denildi.

Yani, Ankara, saldırın arkasındaki gerçek adresi biliyordu ama açık edemiyordu!.. Genelkurmay'da bir askeri kaynağımla görüştüm aynen şunları söyledi;

"Suriye rejimini Rusya salmış üstümüze. İdlib'deki 10 numaralı gözlem noktasına Suriye rejiminin yaptığı saldırı nokta atışları ile gerçekleşti. Rejim ordusu bu saldırıları Rusya'nın desteği olmadan yapamaz."

Peki,bunun değerlendirmesi ne?..

"Japonya'da toplanan G-20 Zirvesi'nde  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump ile görüşmesinden önce bir tehdit mesajı. S-400'lere yönelik...' Bir sapma olursa, Suriye'de askerlerinizi şehit ederim. İdlib'den ülkenize 3 milyon  mülteci gönderirim' diye."

Genelkurmay karargahından aldığım bu değerlendirmelerin önemli eksik bir yanı var. Rusya, İsrail'deki üçlü toplantıda alınan karardan sonra "ben anlaşmaya bağlıyım. Bakın Türk ordusunu vuruyorum" mesajını net bir şekilde verdi. Hem de G-20 Zirvesi'nde fotoğraflar çektirilirken!..

***

Türkiye savaş ortamında... Akıl almaz git geller yaşıyoruz... Deve kuşu misali, hala kafamızı toprağın içinden çıkaramadık. Günümüzü doldur boşalt kısır iç siyasi çekişmelerle geçiriyoruz. İktidar, büyük bir uyanıkla, 23 Haziran gümbürtüsünden istifade ederek, jet hızıyla Meclis'ten yeni askerlik düzenlemesini geçirdi. Muhalefette, popülizm hastalığından kurtulamadığı için yeni yasaya oy birliği ile destek verdi. Türkiye savaş ortamındayken bu düzenlemede bu kadar acele edilmesine gerek var mıydı?.. İdlib'de verdiğimiz şehit ile birlikte bu yazıyı kaleme alırken RS FM'de Zafer Arapkirli'nin yaptığı Seyr-i Alem programına katılan emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk'ün eleştirilerini hatırladım.Özetle şunları dile getiriyor Solmaztürk;

"6 ay, askerin muharebeye hazırlanması için profesyonel askerin kabul edeceği durum değil.

Zaten kadrolar eksilirken savaşılıyordu. Bu zamanda kadroları daha da eksiltiyorsunuz. Savaş alanında sıkışan personel, 'param olsaydı bu durumda olmayacaktım' diyebilir. Psikolojik etkisi düşünülmedi. Vatandaşlık ödevinin eşit olarak yapılmasına ciddi zarar veriyorsunuz.

Yasa, yamalı bohça... Getirdiğiniz statüler, personelin sürtüşmesine yol açar.

Yasadaki en kritik maddelerden biri, Cumhurbaşkanına verilen yetkilerle ilgili 45'nci madde. Gerekçesi yok. Özel olarak görevlendirilen gönüllüler ne demek?.. Hangi koşullar altında gönüllülere ihtiyaç duyacaksınız? Nedir bu?..

Vatandaş askerliğini yaptı terhis oldu. MSB subay almak için duyuruya çıkıyor, mülakat yapıyor. Meslek okulları mezunlarının puanları yüzde 20 arttırılıyor. Diyelim, düz lise mezunu mülakata girdi 75 puan aldı. İmam Hatip Lisesi mezunu da 75 puan aldı. İmam Hatip Lisesi mezununun puanı otomatikman 20 puan arttırılacak. Askeri liseleri kaldırdınız. Bunlar içinde meslek liselerini ayrıcalıklı hale getirirseniz o zaman siz, demek ki, bunu özel bir maksatla yapıyorsunuz."

 Çok önemli saptamaları var Haldun Solmaztürk'ün. İnternetten bulup mutlaka baştan sona dinlemenizi öneririm. Ancak çok acı bir gerçekle  karşı karşıyayız;

"Tozdan dumandan ferman okunmuyor"!..

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol