Mansur Yavaş'ın Kampanyası Çığ Gibi...

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başlattığı “İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır” kampanyası çiğ gibi büyüyor.

18 Nisan 2020 Cumartesi 10:47
Mansur Yavaş'ın Kampanyası Çığ Gibi...

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başlattığı “iyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır” kampanyası her geçen gün çığ gibi büyüyor.

Ankaralı vatandaşlar, Başkan Yavaş’ın çağrısıyla mahallelerdeki bakkal, kasap ve manavlardaki veresiye defterindeki ihtiyaç sahibini borcunu ödemeye devam edip virüs mücadelenin sürdüğü bu orlu günlerde ihtiyaç sahiplerinin yaralarını sarmaya devam ediyor.

Başkentte hiçbir vatandaşı mağdur etmeyeceklerini kaydeden Başkan Mansur Yavaş ise, “Kendiniz veya birkaç kişi bir araya gelin ve mahallenizde ya da komşu mahallede, bakkala, kasaba ve manava veresiye yazdırılmış borçları ödeyin, hesaplarını kapatın” diyerek sosyal medya hesapları üzerinden hayırsever vatandaşlara çağrıda bulunmuştu.

Öte yandan Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil de  Ankara belediye başkanı Mansur Yavaş'ın korona sonrası ekonomik sıkıntı yaşayan vatandaşa yardım etmek isteyenlere bakkaldaki veresiye defterlerinin kapatılması çağrısında bulundu. 

Varlığıyla onur duyduğumuz Mansur Yavaş'ın veresiye defteri kampanyası, elbette 
karşılıksız iyiliğin gücünü hatırlattı ama…

Aynı zamanda, milyonlarca dolar dökülerek, fiberglas dinozor heykelleri dikilen 
başkentimizde, evine aldığı ekmeğin bile parasını ödeyemeyip, yaz deftere diyen 
insanlarımız olduğunu hatırlattı.

Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothieler içilen şatafatlı sarayların 
hemen arka sokağında, canı çektiği için alt tarafı bir paket puding alıp, 
ödeyemediği dört lirayı veresiye defterine yazdıran… Tesettür sosyetesinin lale 
devri sofralarında kırk günlük bebeğe tek taş pırlantalar takılırken, bebeğine 
içireceği bir şişe süt için yaz deftere demek zorunda kalan anneler olduğunu 
hatırlattı.

Suriyeli kardeşlerine 52 milyar dolar harcamakla, Mısır'daki müslüman 
kardeşlerine iki milyar dolar göndermekle, Somali'deki kardeşlerine 300 bin 
kişilik iftar vermekle, Cibuti'deki kardeşlerine karada yer kalmamış gibi, 
denizi doldurarak cami yaptırmakla, kurbanını Myanmar'daki kardeşlerine 
bağışlamakla övünenlerin, Ankara'nın göbeğindeki “kardeşler bakkalı”nın veresiye 
defterine yazdırılan 3.5 liralık hazır çorbadan utanmadığını hatırlattı.

Fakir fukarayı garip gurebayı dilinden düşürmeyenlerin, kendi cebini doldurunca, 
kendi ülkesinin gerçeklerinden nasıl uzaklaştığını… Kendi milletine, kendi 
insanlarına nasıl yabancılaştığını hatırlattı.

Yandaş medyanın kollektif illüzyonuna maruz kalan toplumun, aslında toplumsal 
hipermetropi yaşadığını, teee uzaklara baktırılırken, burnunun ucunu bile 
göremediğini hatırlattı.

Çocuklara bayram hediye eden dünyadaki tek meclisin… Türkiye Büyük Millet 
Meclisi'nin enflasyonsuz lokantasında, zeytinyağlı enginarlar, kuzu fırınlar, 
meksika salataları, vişneli tayfırlar gırla giderken, hemen karşısındaki 
mahallede, 50 kuruşluk bisküviyi veresiye defterine yazdıran çocuklarımız 
olduğunu hatırlattı.

Maskeli balo'nun maskesini düşürdü, veresiye defteri kampanyası.

Kazandığı gün…

“Bize Mustafa Kemal'in Ankarası'nı geri aldı, Anıtkabir'i bize geri aldı, 
Atatürk Orman Çiftliği'ni bize geri aldı, Hacı Bayram Camisi'ni bize geri aldı, 
sadece 25 yıldır hasretini çektiğimiz şehrimizi değil, 96 yıl önce kurduğumuz 
başkentimizi bize geri aldı” demiştim.

Eksik söylemişim…

Bizi, bize geri verdi Mansur Yavaş.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 18.04.2020 10:57
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol