"İZMİRLİLERİN ŞİMDİKİ DERDİ KÜRTLER..."

BBC Türkçe Servisi'nden Güney Yıldız, İzmir'in Kadifekale ve Limontepe gibi Kürt vatandaşlarla yoğun olan semtlerinde seçimin nabzını tuttu. İzmir'in Kürt vatandaşları adeta içini döktü.

12 Haziran 2011 Pazar 16:59

 'İzmir'in aslında en güzel, ama şu anda en pis yeri orası.'

Taksici Mehmet'e karşıdaki tepe Kadifekale mi diye sorduğumda bu yanıtı veriyor.

'Gecekondu olduğu için mi pis?' diyorum.

'Yok, genelde doğulu vatandaşlarımız yaşıyor orada. BDP'li hepsi. Sen, ben gidemeyiz oraya.'

Gidemememizin nedeni, onların dedelerinin kinini güdüyor olmalarıymış. 'Sevilmediklerini biliyorlar, ama suç onların. Zamanında uyum sağlamadılar.'

Kızkardeşi Frankfurt'ta yaşıyor. 'Almanya'daki Türkler de Almanlar tarafından sevilmediklerini söylüyor? O niye?' diye soruyorum.

Biraz düşündükten sonra. 'Almanlar sevmiyor, çünkü Türkler çok çalışkan ve kendileri tembel.' diyor.

"Kürt olduğumuzu polis hatırlatıyor"

Seçim izlenimleri için geldiğim İzmir'deki son günümde, 'gidemeyeceğimiz' yerlerden bir başkasına, 'doğulu vatandaşların' yoğun olarak yaşadığı varoş semti Limontepe'ye gittim.

Semtteki Kürtler de kentte sevilmediklerinin farkında, ama asıl olarak polisten şikayetçiler.

Tüm ailesi AK Parti'ye oy verirken, kendisi BDP'nin de desteklediği sol blok adayları için kampanya yürüten Diyarbakırlı Ümit, kendisine öteki olduğunu, Kürt olduğunu hatırlatanın daha çok polis olduğunu söylüyor.

'Polis arabamı durdurduğunda kimliğimde nereli olduğumu görene kadar normal davranıyor. Sonra tavırları değişiyor. Tüm arabayı didik didik arayıp suçlu muamelesi yapıyorlar.'

Ümit'in siyasi tutumunu belirlemesinde, polisten gördüğünü söylediği muamelenin önemli rolü var.

Aynı masadaki Bulut ise 'Doğu'da polis artık Kürtleri kabullenmiş, çünkü orada neredeyse herkes Kürt. Fakat batıda kabul etmek istemiyorlar.' diyor.

BDP mitingi

Yanımda, mahalleye çeşitli konularda eğitim veren Yaşam Kooperatifi'nde gönüllü çalışan Gül ile balıkçılık yapan Mehmet ile Zekiye'nin evlerine gidiyoruz.

40'lı yaşlardaki Zekiye, Türkçesinin iyi olmadığını ve bundan dolayı hastanede ve devlet kurumlarında sık sık aşağılandığını 'gururuyla oynandığını' söylüyor.

'Erkeklere böyle davranamıyorlar. Onların Türkçeleri daha iyi ama kadınlar çok çile çekiyor.'

Mahallede BDP'liler CHP tabanındaki Kürtlerle daha yakın ilişkideler.

Mehmet, CHP'yi eleştirirken bir ayrım da yapıyor, 'Merkezde oturan CHP'li ile bu mahallede oturan CHP'linin tutumları farklı. Buradaki CHP'liler komşumuz.' diyor.

Konuştuğum BDP'ye yakın Kürtlerin hiçbiri fotoğraf çektirmek istemiyor. Kimisi 'Çocuklarımız var, cesaret edemeyiz." diyor. Kimisi de "Çekmesek olur mu?' diye rica ediyorlar.

CHP'ye oy veren bir tabandaki ayrışmadan önceki bir izlenimimde söz etmiş bununla ilgili örnekler aktarmıştım.

CHP'lilerin Kürtlere yaklaşımı aynı zamanda bu farkların da bir izdüşümü.

AKP'ye oy veren Kürtlerin ise kendileriyle seçimle ilgili konuşmalara girmeyi reddetiklerini söylüyorlar.

Semtteki Kürt oyları Emek, Barış, Özgürlük Bloğu, CHP ve AK Parti arasında bölünmüş durumda.

Kılıçdaroğlu CHP'si özellikle Alevi Kürtler'in partiye yeninden ısınmasına yol açmış.

Yeni CHP'nin İzmir merkezindeki tabanının Kürtlere ısındığının işaretlerine rastlamak ise henüz zor.

'İzmirlilerin şimdiki derdi Kürtler'

'İzmirlilerin 'dincilerle' pek işi kalmadı. Şimdi Kürtlerden nasıl kurtuluruz diye düşünüyorlar. Asıl sorunları bu.'

İzmir'de lezbiyen, gey, biseksüel ve transeksüellerin derneği Siyah Pembe Üçgen'den Erdem Gür serbestliği ile bilinen kentte 'öteki' olmak üzerine konuşurken Kürtlerle ilgili bu yorumu yapıyor.

Bazı kamuoyu yoklamaları, Türkiye genelinde CHP tabanının AK Parti tabanına oranla Kürtlere karşı daha hoşgörülü olduğuna işaret ediyor.

Erdal Avcı, Guney Yıldız ve Mehmet Tahtan

İzmir genelinde konuştuğum Kürtler ise çoğunlukla AKP tabanının yanında, CHP'lilere oranla daha az ayrımcılığa uğradıklarını söylüyorlar.

Kentte kaldığım süre boyunca, diğer mitinglerle birlikte Emek, Barış, Özgürlük Bloğu'nun da mitingini izledim, bloğun iki adayı ve blok içinde yer alan sol gruplarla konuştum.

Bloğun iki adayından Erdal Avcı, Kürtlerin daha az yoğun olduğu ikinci bölgeden aday. Mitingde yaptığı konuşmada Kürt sorununun yanı sıra, sol söylemi öne çıkarıyor.

CHP'li belediyeye karşı grev yapan taşeron işçilerden, yoksulların sorunlarından, Deniz Gezmiş'ten, söz ediyor.

Cumhuriyet mitingleri ve Nevruzlar

Geçen seçimlerden farklı olarak bu seçimde AK Parti ve CHP listelerinde Kürt kökenli bir aday olmadığı belirtiliyor. Blok mitinginde yapılan bir konuşmada, 'Bu partilerin adaylarını tanıyor musunuz?' derken bu duruma da gönderme yapılıyor.

Avcı, 'AKP iktidar partisidir. Bugün generalleri bile yargılayabilecek bir güce ulaşmış ama Kürt sorununu çözecek adımları atmıyor, baskı uygulamayı seçiyor.' diyor.

Miting meydanında pankart taşıyan Köz Dergisi'nden Çağdaş, 2007 yılından bu yana, sol içinde bir kesimin, yüzünü Cumhuriyet Mitinglerindeki kalabalığa dönerek orta sınıflara yöneldiğini; diğer bir kesimin ise Nevruzları (Newroz) aynı zamanda işçi eylemleri olarak da görüp BDP'yi dışlamadan, onlarla birlikte hareket etmeye yöneldiklerini söylüyor.





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol