BBC'de yer alan 'Suriye krizi: Türkiye sınırından manzaralar'' başlıklı haberde, Dışişleri Bakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Danışmanı Yiğit Bulut'un çarpıcı açıklamalarına yer verildi:

Türkiye-Suriye sınırındaki küçük bir kulübenin gölgesinde Hüseyin Mahmeddin, yolun sonundaki gri sınır kapısını gözetliyor. Sabah saat 06:00'dan bu yana, sınırı geçerek Türkiye'ye yanına gelecek olan annesini, babasını ve üç kız kardeşini bekliyor.

Mahmeddin, Özgür Suriye Ordusu'nda savaşçı. İki hafta önce Suriye'de yararalanmış ve iyileşmek için Türkiye'ye geçmiş. Ailesi de Suriye'deki İdlib kentini terk edip onun yanına gelmeye karar vermiş. Reyhanlı'ya taşınmayı planlıyorlar. Türkiye'ye sığınan 450 bin kişi arasına katılacaklar.

Hüseyin Mahmeddin, Esad hükümetine karşı ABD'nin başını çektiği bir hava saldırısı fikrini destekliyor. "Bu savaşta üç kuzenimi kaybettim. Hepsi de benden gençti." diyor Mahmeddin, "Bu hava saldırısını destekliyorum."

Olası bir hava saldırısının daha fazla insanın ölmesine son vereceğini mi düşünüyor? "Cevaplaması zor bir soru." diye karşılık veriyor. Diğer ülkelerin Özgür Suriye Ordusu'na silah vermesini istiyor. "Ama böyle olmuyor. Hava saldırısını bunun için istiyorum." diyor.

Son günlerde onlarca Suriyeli aile Cilvegözü sınır kapısını geçerek Türkiye'ye girdi. Bunlardan biri altı kişilik bir aile. Savaşın izlerini taşıyorlar. Altı yaşındaki kızları bir havan topu saldırısında elini kaybetmiş. Baba neden Suriye'den ayrıldığını açıklıyor: "Korktuğumuz hava saldırısı değil. Saldırı sonrası Esad'ın misillemesinden korkuyoruz." diyorlar.

Sınırda 20'den fazla taksi şoförü aracında bekliyor. Günde iki-üç kez sınırdan Reyhanlı'ya Suriyeli mütecileri taşıyorlar. Ama bu, Suriye'deki savaştan tam bir kurtuluş anlamına gelmiyor.

Şiddet yayılıyor

11 Mayıs'ta tıklayın Reyhanlı'da iki bombanın patlaması sonucu 50'den fazla kişi yaralandı. Türk hükümeti saldırıdan Suriye'yi sorumlu tuttu. Son 1,5 yılda 70'ten fazla Türkiye vatandaşı Suriye ile bağlantılı şiddet olaylarında hayatını kaybetti.

Türk hükümeti şiddetle Esad'a karşı çıkıyor. Fakat buradaki Türkiyeliler savaşın tırmanması konusunda gergin. Taksi şoförü Hasan İnci "Hava saldırısı istemiyorum." diyor. "Ülkemize zarar verir. Türkiye cevap vermek zorunda kalır. Daha fazla insan ölür." 

 

"Suriyeliler adına üzülüyorum ama Obama'nın saldırmasını istemiyorum. Herşey daha kötüye gider." diyor İnci. Türk hükümeti, Esad hükümetine karşı ABD önderliğinde bir hava saldırısını destekleyeceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu hafta yaptığı açıklamada "BM Güvenlik Konseyi yaptırım konusunda karara varamazsa başka seçenekler masaya gelir." diyerek şöyle devam etti:

"36-37 ülke halihazırda diğer seçenekleri tartışıyor. Suriye rejimine karşı bir koalisyon oluşması durumunda Türkiye de orada yerini alacaktır."

Türkiye'nin hava saldırılarına nasıl katılacağı net değil. Hükümet, kendisini düşman komşusuna karşı savunma hakkının olduğunda ısrar ediyor.

Ekim 2012'de Suriye'den top atışının ardından Türkiye parlamentosu sınır ötesi operasyona onay vermişti. Fakat kendi başına hava saldırısına başvuracağına dair bir gösterge yok.

Onun yerine, NATO ortağı ABD'ye sunduğu mevcut lojistik destek, ABD öncülüğündeki bir saldırıda Türkiye'nin katkısı olarak sayılabilir. Suriye'ye karşı bir saldırıda ABD, Türkiye'nin güneydoğusunda bulunan ve Suriye'den yaklaşık 130 km uzaklıkta olan İncirlik üssünü kullanabilir.

2,5 lider

Fakat Türkiye aynı zamanda, Suriye'ye karşı sert eylemde bulunma konusundaki isteksizliği yüzünden ABD'ye kızgınlığını da ifade ediyor. Başbakan'ın danışmanı Yiğit Bulut, "ABD, Başbakan Erdoğan'ın dediğini yapmış olsaydı Suriye'de 100 bin kişi ölmezdi." dedi.

Bulut, "Dünyada liderlik sorunu var. Bugün dünyada 2,5 lider var. 1- Recep Tayyip Erdoğan 2- Putin 2,5 Obama." 

Bulut, Amerika'daki lobicilerin Obama'yı yarım lider haline getirdiklerini ifade etti. Fakat yarım olsun, tam olsun, bugün Türkiye, düşmanı Suriye'ye karşı saldırı için o lideri bekliyor.