Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu yayımladığı kararla elektrik fiyatlarına yüzde 5,75 zam yapmıştı. Yeni tarifeye göre 1 kwh elektrik konutta 71,02 kuruştan 75,10 kuruşa, sanayide ise 70,97 kuruştan 75,06 kuruşa çıkmış, son zamla birlikte elektriğe son 1 yılda yapılan zam oranı yüzde 22 olmuştu.

Elektrik ve doğalgazda indirim beklerken yapılan zamma tepki gösteren Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, “Halkın tükettiği elektrik 2017 sonuna göre yüzde 83 daha pahalı. Aynı dönemde asgari ücretteki artış ise yüzde 65,5’te sınırlı kaldığı için, faturanın ücretli çalışanın sırtındaki yükü arttı. Pandemi döneminde neredeyse açlığa mahkum edilen yoksul kesimin geliri olmadığı halde gideri her geçen gün daha da artıyor. Yaklaşan kış ayları yüzünden halkın fatura tedirginliği iyice büyüyor. Bu kış bir asgari ücretli, maaşının yüzde 25’i ile sadece elektrik ve doğalgaz faturası ödeyecek. Bizler indirim beklerken iktidar hala vatandaşın cebine göz dikiyor” dedi.

“SARAYA GÜNDE 10 MİLYON, VATANDAŞA İMAN GÜCÜ”

Sayıştay Raporuna göre; 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı’nın yıllık harcamasının bir önceki yıla göre 4 kat artışla 3.6 milyar TL olduğunu hatırlatan Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, “Bu rakam günde 10 milyon TL’ye tekabül ediyor. Bu da 4 bin 324 asgari ücret demek. Yani saray; 2019 yılında sadece bir günde, 4 bin 324 asgari ücret harcadı. Vatandaş ise peş peşe gelen zamlar nedeniyle 2 bin 324 TL’yi neye yetireceğini şaşırıyor. Vatandaş dolarla maaş almıyor ancak dolar onların maaşını alıyor. TÜİK’in belirlediği gerçek olmayan enflasyona göre zam alan vatandaşın maaşını gerçek enflasyon tüketiyor. Satın alma gücünün sürekli düştüğü, insanların vergi yükü altında ezildiği ve gelirin adaletsiz dağıtıldığı vergi sistemine gidiyor asgari ücretlinin maaşı. Buna rağmen devlet, vatandaşın bu zorda kalmışlığını görmezden gelerek borç yükü altında ezilmesine göz yumuyor. Biz sarayı doyuramadık ama vatandaş aç. Cumhurbaşkanının, sadece 'halkın' sorunu olan yoksulluğa karşı çözümü ise sosyal devlet anlayışının gereklerini yerine getirmek değil vatandaşı iman gücüyle sabretmeye davet etmek. İktidarın görevi vatandaşa tavsiye vermek değil, refah seviyesini artırmaktır” ifadelerini kullandı.