Hürriyet gazetesinin AKP’ye yakın yazarı Abdülkadir Selvi, “Seçim barajının düşürülmesi, yüzde 1 oy alan partilerin dahi Meclis’te temsili yönünde çalışmalar yapılıyor” diyerek, yeni seçim sisteminin en çok ittifakları etkileyeceğini ifade etti.

“Ama eğer seçim yasası 2021 yılında değişirse, bu aynı zamanda seçimlerin 2021 yılında yapılmayacağı anlamını taşıyor” diyen Selvi’nin, ‘Erken seçim mi, yoksa 2023 mü?’ başlıklı yazısındaki ilgili kısım şöyle:

“Muhalefetin bir kısmında 2021’de seçim olacakmış gibi bir hava var. Cumhurbaşkanı adayı olmayı planlayanlar, erken seçim ihtimaline hazırlıksız yakalanmamak istiyorlar. O nedenle hem siyasette hem medyada hazırlıklara başladılar. Türkiye’de erken seçim denilince ilk akla gelen isim olan MHP Lideri Bahçeli de seçimlerin 2023’te yapılacağını açıkladı. Muhalefet liderleri arasında, “Erdoğan erken seçime gitmez. 2023’e kadar ülkeyi yönetir” düşüncesinde olanlar da var.

1 Ekim’de Meclis’in açılışından sonra erken seçim tartışmalarını daha sık yapacağız. Çünkü iktidar Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nda köklü değişikliklere hazırlanıyor. Seçim barajının düşürülmesi, yüzde 1 oy alan partilerin dahi Meclis’te temsili yönünde çalışmalar yapılıyor. Seçim sistemi en çok ittifakları etkileyecek. Şimdilik bununla yetinelim.

Ama eğer seçim yasası 2021 yılında değişirse, bu aynı zamanda seçimlerin 2021 yılında yapılmayacağı anlamını taşıyor. Çünkü Anayasa’nın 67. maddesinde ‘Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz’ deniliyor.”

AHMET ŞIK NE DEMİŞTİ?
Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, iktidarın kaybedeceği bir seçimi yapmayacağını ve ona göre seçim sistem düzenleyeceğini söylemişti.

DAHA ÖNCEKİ GÖRÜŞMELERDE NELER OLMUŞTU?

AKP'nin kurduğu Seçim ve Siyasi Partiler Yasaları Komisyonu, son toplantısında, daha önce üzerine çalışılan "seçmen bölgesi simülasyonlarını" tek tek inceledi. Komisyon toplantısında, barajın 5-7 veya 0 (sıfır baraj) olması durumunda hazırlanan seçenekler üzerinden sunum yapıldı. Ayrıca, her seçim bölgesinin 5, 6, 8 ve 10 milletvekilinden oluşmasıyla ilgili de il il simülasyon yapıldı. Her alternatifin, başta cumhur ittifakı olmak üzere partilerin lehine ve aleyhine olan durumları masaya getirildi.

AKP’YE AVANTAJ SAĞLAYACAK

Toplantıda, bir seçim bölgesinin 10 vekilden oluşması durumundaki avantajlar değerlendirildi. Böyle bir düzenlemenin AKP’ye avantaj sağlayacağı, toplamda da cumhur ittifakının daha fazla milletvekili çıkartacağı değerlendirmesi yapıldı.

Daraltılmış bölge sistemi yerine, seçim çevresinin sayısının arttırılmasının, bunun da 10 vekil olarak belirlenmesinin daha uygun olacağı belirtildi. 

AK Parti'nin üzerinde çalıştığı taslak ile, Bahçeli'nin en çok üzerinde durduğu milletvekilli transferine karşı da tedbir alınıyor. Bu kapsamda, siyasi partilerin seçime girme şartları arasında yer alan, ‘Meclis'te grubu bulunması' kriterinin mevzuattan çıkarılması öngörülüyor. Böylece, bir partinin sadece seçime girmek için hülle ile milletvekilli transfer etmesinin veya milletvekillerinin sadece seçime girmek için parti değiştirmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor.

 SEÇMEN GÖÇÜ OLMAYACAK

Son mahallî seçimlerde yüz binlerce seçmen büyükşehirlerden memleketlerine giderek muhtarlık seçimlerinde oy kullanmıştı. 31 Mart seçimleri öncesinde, sadece İstanbul'da 200 binden fazla kişi, akrabasına veya tanıdığına oy vermek amacıyla, seçmen kütüğünü Türkiye'nin değişik illerine taşımıştı. Yeni yapılacak düzenlemede seçmen kütüklerinin bir yıl önceden kesinleştirilmesi ve muhtarlık seçimlerinin belediye seçimlerinden farklı bir tarihte yapılması tartışılıyor. AK Parti kurmayları bu düzenlemenin gerekçesini “Yerel seçimlerde, muhtarlık seçimleri için her seferinde büyükşehirlerden memleketlerine gidenler oluyordu. Seçmen kütükleri bir yıl önceden kesinleşirse, kimse bu bir yıllık süreyi göze alıp kütük taşımaz” şeklinde açıkladı.