DİYANET İŞLERİNE ÖVGÜLER YAĞDIRDI...

Kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanım, eğer benim haberim olsa ben derdim ki, 'Sakın bu arabayı verme.'

11 Mayıs 2015 Pazartesi 10:25
DİYANET İŞLERİNE ÖVGÜLER YAĞDIRDI...

 Ethias Arena’da gerçekleşen programda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerin vasıtasıyla, Belçika’nın, Hollanda’nın, Almanya’nın tüm şehirlerinde yaşayan kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Kadirşinaslığınız, ahde vefanız, samimiyetiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi hepinizin üzerine olsun” dedi.

Buluşmayı düzenleyenlere de teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Sizlere, 81 vilayetimizin, 78 milyon vatandaşımızın selamlarını getirdim. Cumhurbaşkanı olarak Belçika’da sizlerle farklı bir heyecanı yaşıyorum. Sözlerimin hemen başında bu salondakiler başta olmak üzere, tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum. Annelerimizi çok sevdik.”

“GENÇLER, BU COĞRAFYADAKİ YENİ ALPERENLERİMİZDİR”

Belçika'da yaşayan Türklerden kültürden spora, ticaretten spora kadar her alanda başarılı işler yapmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşadığınız ve yaşamaya devam edeceğiniz her yer sizler için vatandır. Azim, gayret ve sabırla çalışarak gurbeti vatan haline dönüştürdünüz. Elbette Türkiye anavatan olmaya devam edecek. Sizin burada daha güçlü bir şekilde kök salmanız her alanda başarılı olmanız gerekiyor. Gurbeti acı vatandan, yeni vatana dönüştürmekte sizlere büyük görev düşüyor. Bilhassa gençler, sizler milletimizin bu coğrafyadaki yeni alperenlerisiniz. Bu mücadelenizde, yürüdüğünüz bu kutlu yolda Türkiye tüm imkanlarıyla her zaman yanınızda olacak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'daki Türk varlığının kalıcı ve güçlü kılınmasını özellikle salondakilerden rica ederek, bunu yolunun da eğitimden geçtiğini vurguladı. Eğitimin temelinin dil olduğunu, dilin kaybedilmesi halinde ise diğer hiçbir değere sahip çıkılamayacağına dikkati çeken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anadilimiz düşündüğümüz dildir. Çocuklara önce en mükemmel şekilde Türkçeyi öğretecek, sonra da yaşadığınız ülkenin dilini en az onun kadar iyi öğrenmesini sağlayacağız. Ne Türkçeyi ne Felemenkçeyi ne Fransızcayı ne Almancayı tam olarak konuşamayan bir evladımıza nasıl bir gelecek vadedebiliriz? Artık hiçbir çocuğumuz, hiçbir kardeşimiz kendisini bu coğrafyada yabancı olarak görmesin. Sizler artık bu coğrafyanın kendisine, ailesine ve insanlığa karşı sorumluluk sahibi olan asli evlatlarısınız. Dilinize, inancınıza, kültürünüze, medeniyetinize sahip çıktığınız sürece herkesin size saygı duyduğunu göreceksiniz. Öncelikle siz bu vasıflarınızla Belçika toplumunun asli parçası olduğunuz kabul edeceksiniz, sonrada göreceksiniz bunu herkes kabul edecek. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde başı öne eğik bir kardeşimi görmek istemiyorum."

“BERABERLİĞİNİZE, KARDEŞLİĞİNİZE SAHİP ÇIKIN”

Mehmet Akif Ersoy'un, "Değil mi cephemizin sinesinde iman bir; Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir; Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz, Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz" dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evet burada cihan yılsa şu salonda sarsılmayacak bir cephe görüyorum. Yeter ki siz birliğinize, beraberliğinize, kardeşliğinize sıkıca sahip çıkın. Yeter ki siz dilinize, inancınıza sahip çıkın" dedi.

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizi inancımızdan koparmak için 150 yıl uğraştılar. Dün Türkçe ezanla, Türkçe ibadetle bunu yapmaya çalışıyorlardı, bugün terör örgütünün de arkasında olduğu bir grup, o da bakıyorsunuz Kürtçe ezandan, Kürtçe ibadetten bahsediyor. Öylesine şaşırmışlar ki kendilerine yeni Kabe arıyorlar. 2011 yılında bu partinin organize ettiği eylemler sırasında Kürtçe ezan okutulmuştu. Diyanet İşleri Başkanımız bu duruma 'Ezan-ı Muhammedi'nin her kelimesi ve cümlesi Şeria-i İslâhiye’dendir' diyerek şiddetle karşı çıkmıştır. Sonra bunu da inkar etmeye kalktılar. Hatta alternatif cuma namazları kılma yoluna gittiler. Bu da yetmedi. Şimdi bu oluşum, 'Biz Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracağız' diyor. Biliyorsunuz Diyanet İşleri Başkanlığımız Kuran-ı Kerim'in Kürtçe mealini hazırlattı ve tüm illere gönderdi. Diyanet İşleri Başkanlığımız Ermenice Kuran-ı Kerim meali de hazırlattı. Tabii bunlar rahatsız oluyor. Her yerde aynı şeyi yapıyorlar. Bunlara cevabı dağdakilerin diliyle değil, sandıkta 7 Haziran'da vereceksiniz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 600 bin öğrencisi olan imam hatip liselerinin öğrenci sayısının bir anda 60 bine düştüğünü hatırlatarak, “Peki şimdi niye rahatsız oluyorlar? Rahatsızlık şundan, orta kısımlar açıldıktan sonra, katsayı engeli ortadan kalktıktan sonra, tüm meslek liseleri istedikleri üniversitelere gidebilme imkânını yakaladıktan sonra sayı 60 binden 1 milyona çıktı. Şimdi 1 milyona çıkınca bunlar ciddi manada rahatsız oldu. Ya niye rahatsız oluyorsunuz, hani siz özgürlüklerden yanaydınız” diye konuştu.

AYAKLARINA PRANGALAR VURULAN ÖĞRENCİLER

İsteyen her ailenin, çocuğunu istediği okula gönderebildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bundan neden rahatsız oluyorsunuz. Şimdi ben Tayyip Erdoğan olarak, dört evladımın dördünü de imam hatibe gönderdim. Sen göndermeyebilirsin, sen de başka yere gönder. Sana kimse niye oraya gönderdin diyor mu? Sen istediğin yere gönderebilirsin. Sana kimse niye gönderdin diyor mu? O zaman sen de müsaade et” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katsayı problemi yaşayan öğrencileri hatırlatarak, “Prangalara vurdunuz ayaklarından, yüksek puan almalarına rağmen gidemediler. Bu zulüm değil mi? Biz bu zulmü bir daha yaşattırmayacağız. Bunu bilmeniz lazım” diye konuştu.

“MEYDANLARDA KONUŞMA HÜRRİYETİMİ SİZE YEDİRMEM”

Muhalefet partilerinin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) kendisini şikayet ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “’Konuşmalar yapıyorum, YSK'ya şikayet ediyorlar. 'Cumhurbaşkanını yasaklayın, meydanlara çıkmasın'. Bir, iki, üç müracaat ettiler, hepsinden de oy birliğiyle ret aldılar. Bunlar anayasayı da bilmiyor. Anayasayı açıp okuyun, acaba cumhurbaşkanı nerede suç işler? Cumhurbaşkanının vatana ihanetten başka suçu yoktur. Meydanlarda konuşma hürriyetimi size yedirmem. Alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağım. O zaman Çankaya, şimdi Beştepe. Yani Çankaya’ya çıkıp da orada yan gelip yatamam. Meydanları dolaşacağım. Tüm partilere eşit mesafedeyim. Burada asla bir farklılık ortaya koyamam. Gönlümde benim de bir aslan yatıyor, o ayrı mesele. Tarafım. Nedir benim tarafım, millet. Niye ben cumhurbaşkanıyım, cumhurun başkanıyım. Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir?”

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Taksim, işçilerin Kabe'sidir” sözlerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Geçenlerde yine o malum örgütün destekledikleri ne diyor, ‘Taksim, işçilerin Kabe'sidir’ diyor. Böyle bir benzetme olabilir mi, Müslümanların bir Kabe'si var. Bunlar bu ara hakikaten şaşırdılar. Rabbim şaşırtmaya görsün. Bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman” değerlendirmesinde bulundu.

7 HAZİRAN SEÇİMLERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinde Avrupa’da yaşayan Türklerin oy kullanmalarının yeterli olmayacağını kaydederek, “Hem siz kullanacaksınız, gitmeyenleri de kolundan tutup götüreceksiniz” diye konuştu.

Başbakan olduğu dönemde Avrupa’da yaşayan Türklerin kendisine, “Sayın Başbakanım biz ne zaman oy kullanacağız” şeklinde sorular yönelttiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, mücadeleyi verdik, ilk oyunuzu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullandınız. Şimdi de artık ülkeyi yönetecek hükümeti seçmede kullanacaksınız. Bu seçim bir kırılma noktasıdır. Bu kırılma noktasında Avrupa'nın oyları adeta bir tohumlamadır. Bunu yapacaksınız. Bu demokratik hakkınızı sakın ha ihmal etmeyin” çağrısında bulundu.

Avrupa’daki Türk vatandaşların, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hizmetlerini çok iyi bileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Rusya’daki, Orta Asya’daki, Kafkasya’daki kardeşlerimiz, Diyanet’in oralardaki hizmetlerine gayet yakından şahit. Çıkmışlar, Diyanet İşleri Başkanı'nın arabasıyla uğraşıyorlar. Kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanım, eğer benim haberim olsa ben derdim ki, 'Sakın bu arabayı verme.' O makam, bu tür bir arabaya fazlasıyla layık. Öyle de büyütüyorlar ki, 1 milyon. Öyle bir araba 1 milyon olmaz, yalan. Velev ki olsun, kendileri bu tür arabaların daniskasına biniyor. Bu tür makamlar, o makamı temsil edenlere eğer layıksa şeref katar. Şimdi de kaynak diyor nereden. Diyorlar ya asgari ücreti bin 500 liraya çıkaracaklarmış. İşte kaynaklardan bir tanesi, Diyanet İşleri Başkanlığı arabasını iade etti. Kaynak buymuş. Bunları inanın güldürü tiyatrosuna koysanız, orada bayağı iş icra ederler.”


DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN FAALİYETLERİ

Balkanlardaki evlad-ı Fatihan’ın, Afrika’daki mazlum ve mağdur toplumların Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hizmetlerini çok iyi bileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet’in el uzatmadığı, hizmet götürmediği coğrafyanın neredeyse kalmadığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Gazze’de yıkılan camileri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tamir ettirdiğini belirterek, Myanmar’daki, Arakan’daki Müslümanlara yardım elini uzattığına dikkati çekti. Japonya’daki, Çin’deki, Filipinler’deki, Brezilya’daki, Arjantin’deki Müslümanlarla ilişkiyi Diyanet’in kurduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada ibretlik bir hadiseyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kafkasya’da Kabartay bölgesinde kurban eti dağıtımı yapan Diyanet personelini görünce gözyaşları içinde onların boynuna sarılan amcaya niye ağladığı sorulduğunda şu cevabı veriyor; ‘Terk edilmişlik içinde geçen bunca yıldan sonra bizleri hala unutmadığınızı gördüm, onun için ağlıyorum’. Haiti’de Müslüman olan ama nasıl ibadet edeceklerini bilmeyen, cami diye bir mekanın varlığından haberdar olmayan ahali ilk dini eğitimle ve ilk cami ile Diyanet İşleri Başkanlığımız sayesinde tanışıyor. Bunlar gibi o kadar çok örnek var ki” dedi.

Asıl meselenin bu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bugün Türkiye’de Boko Haram gibi, DAEŞ gibi örgütler varlık gösteremiyorsa bunda en büyük pay Diyanet İşleri Başkanlığımızındır” dedi. “Bunların başörtülü adayları da bir alem” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hüda Kaya’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı için söylediği "Ezidi yetiştirir" sözlerini hatırlatarak, “Yazıklar olsun. Zaten bu örgüte de bu türleri yakışır. Bunların başörtülüsü de bir garip. Neden bunu aday yapıyor? Acaba samimi Müslümanları nasıl kandırırız diye. Onun için o türleri aday yapıyor. O türler de bu türlüdür, onu da biliniz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde mezhep çatışması oyunları tutmadığı için rahatsız oluyorlar. Bizim coğrafyamızdaki kardeşlerimizle asırlık ayrılığın ardından yeniden kucaklaşmamızdan rahatsız oluyorlar. Uzak coğrafyalardaki Müslüman kardeşlerimize el uzatmamızdan rahatsız oluyorlar” diye konuştu.

“BİZİ BÖLMEYİ BAŞARAMAYACAKLAR”

Ana muhalefet partisine ilişkin de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefet biliyorsunuz ancak Esed’in yandaşıdır. Esed’le beraber hareket eder. Onunla beraber çektirdiği fotoğraflarla kampanya yürütüyor. Bunların asıl rahatsız olduklarını biz çok iyi biliyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: "Meseleyi Hz. Muaviye’ye kadar götürmelerinin sebebini gayet iyi biliyoruz. Avrupa’da Ali'siz Alevilik denilen, Aleviliği İslam’dan hatta her türlü inançtan kopartma akımının temsilcisini aday göstermelerinin gerisindeki gayeyi de çok iyi biliyoruz. Ben Alevi vatandaşlarıma ülkemde hep seslendim. Eğer Alevilik Hazreti Ali Efendimizi sevmekse ben hepsinden daha Aleviyim. Çünkü Hazreti Ali Efendimiz gibi yaşamaya gayret ediyorum ama onların böyle bir derdi yok. Bunların bölücülük ruhuna işlemiş. Şimdi yapamadılar, Alevileri de bölmeye çalışıyorlar. Ali'siz Alevilik, Ali'li Alevilik... Bunun arkasında da batı var. Doğu ve Güneydoğu'daki kardeşlerime etnik kimlik üzerinden gülücük dağıtırlarken diğer tarafta mezhep kışkırtıcılığı, ideolojik bozgunculuk, marjinal grupların savunuculuğu üzerinden prim toplamaya çalışıyorlar. Yerine göre etnik bölücülük, yerine göre mezhep bölücülüğü yapıyorlar. İşte şu anda bizim güneyimizde olduğu gibi. Irak'ta, Suriye'de aynı sıkıntı var. Bunları görüyoruz. 'Bunu şimdi acaba Türkiye'ye de nasıl sokarız', bunun gayreti içindeler ama başaramayacaklar. Biz bir oldukça, iri oldukça, beraber oldukça, kardeş oldukça, hep birlikte Türkiye oldukça başaramayacaklar. Ne Türkiye'de ne de burada benim milletim meydanı bunlara bırakmaz. 12 yıldır bu ülkede her çeşit darbe teşebbüsüne, vesayet girişimine, her türlü siyasi, ekonomik, sosyal kriz senaryosuna biz eyvallah etmedik. Bu etnik ve mezhep bölücülerine de eyvallah etmeyeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin, Türkiye için olduğu kadar Avrupa'nın ve dünyanın her köşesindeki vatandaşlar için de bir dönüm noktası olduğunu, seçimlerde yeni Türkiye ile eski Türkiye'nin arasında tercih yapılacağını vurguladı.

“OY KULLANMAK ÖNEMLİ BİR SORUMLULUKTUR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun için her oy kritik öneme sahip. Sizlere bulunduğunuz ülkelerde oy verme imkanı ciddi bir demokratik fırsattır. Bugüne kadar birtakım aksaklıklar oldu. Bilgi eksikliği sebebiyle 10 Ağustos'ta düşük bir katılım oldu. Artık randevu sistemi yok. Dilediğiniz zaman gidip oyunuzu kullanabiliyorsunuz. Bu seçimlerde inşallah Avrupa'daki Türk kardeşlerimizin sandıklara akın edeceğine inanıyoruz. Sandıkları patlatmaya var mıyız? Seçimlere en az Türkiye'deki kadar yüksek bir katılım bekliyoruz. Oy kullanmak bir külfet değil tam tersine önemli bir sorumluluktur" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ve milletin geleceğini biçimlendirecek siyasi iradenin oylarla sandıktan çıkacağını söyledi. "Kullandığınız her oy, yeni Türkiye'nin inşası yolunda bir tuğladır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni Türkiye'yi bu şekilde hep birlikte kuracak ve yükselteceğiz. Yeni Türkiye ile yeni anayasa ve başkanlık sisteminin önünü bu şekilde açacağız" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasında bu seçimin sonucunun belirleyici olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 2053 ve 2071 vizyonlarının oluşmasında bu seçimin kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmenlere şöyle seslendi: "Siz siyasi iradenizi sadıkta güçlü şekilde ortaya koyarsanız kimse buna kayıtsız kalamaz. Elinizdeki bu imkanı, bu gücü çok iyi değerlendirmenizi arzu ediyorum. Belçika'da oyumuza sahip çıkıyor muyuz, Belçika'dan Türkiye'ye ve dünyaya güçlü bir mesaj gönderiyor muyuz, Belçika'da sandıkları patlatıyor muyuz? Allah coşkunuzu, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın."

Yurtdışındaki seçmenlerin 31 Mayıs'a kadar başkonsolosluklarda, 7 Haziran'a kadar da gümrüklerde oy kullanabileceklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buralara kolay gelmediklerini, eski Türkiye'deki yolların hatırlanmasını istedi.

“BU TOPRAKLAR KOLAY ALINMADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Felaket değil mi? Ama yeni Türkiye'de Edirne'yi geçtikten sonra otoyol, otoban bastırıp gidiyorsunuz değil mi?" dedi. 79 yılda 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, 12 yılda 17 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan yatırımlarla dağları deldiklerini belirtti.

Yapılan yatırımları anlatan ve göreve geldiklerinde 26 olan havaalanı sayısını 53'e çıkardıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: "Ah benim Kürt kardeşlerim, sizlere özellikle sesleniyorum. Bir ayrımcılık olsun diye bu ifadeleri kullanmıyorum. Marifet iltifata tabidir. Biz Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Roman, Boşnak, Arnavut demedik, yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Bizde doğu, batı, kuzey güney ayrımı olmayacak dedik. Hazır mısınız Rabia’ya, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, Rabia. Tek millet. Millet kavramının içinde Türkü de Kürdü de Laz’ı da Çerkez’i de Gürcü’sü de Abhaza’sı da var aklınıza ne gelirse, millet budur. Biz tek bayrak dedik. İşte burada. Birileri kendilerine bayrak arıyor. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. İşte bizim bayrağımız. Rengini şehidimizin kanından almış, hilali bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız her bir şehidimizin ifadesi. Bu topraklar kolay kolay alınmadı. Aynı zamanda vatan, 780 bin kilometrekareyle bir vatan. Bizim bu vatanın üzerinde kimse operasyon düşünmesin, kimse. Kusura bakmasınlar, 780 bin kilometrekare tek vatan. Bu topraklar Türkiye Cumhuriyeti'nin vatan topraklarıdır ve tek devlet. Devlet içinde devlet asla. Buna kimsenin gücü yetmez."

Ağrı'ya, Iğdır'a, Kars'a, Muş'a yaptıkları havaalanlarına bazı kesimlerin karşı çıktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir de utanmadan, 'Bizden korktukları için yaptılar' diyorlar. Biz size rağmen yaptık, bitirdik, açtık" dedi.

PKK’NIN TEHDİTLERİ

Müteahhitlerin tehdit edildiğini, iş makinelerinin yakıldığını, buna rağmen havaalanlarının yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü bunlar Kürt kardeşlerimizi sadece aldatıyor. Ne diyor, 'biz sizin temsilciniziz. Bu nasıl temsilcilik. Ama maalesef benim bazı Kürt kardeşlerim de bunların peşine takılıyor. Ya bunların yakından uzaktan sizlerle alakası yok" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan olduğu dönemde, Hakkari Yüksekova'da hastane açılışlarına gittiğinde, tehdit edildikleri için vatandaşların açılışa gelmediğini, hastane personeliyle açılışı yaptıklarını anlattı. Yatan hastalardan biriyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in tercümesiyle konuştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın hastanın "Bana çok ilgi gösterdiler, benim bu kadar güzel evim yok" dediğini aktardı.

Açılış sırasında genç doktor kadının da kendisinden tehdit altında oldukları için yardım istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu nasıl bir insanlıktır, nasıl bir insani yaklaşımdır. Genç bir bayan, daha bekar, hizmet için Hakkari'ye gelecek onu el üstünde tutman gerekirken, onları tehdit ediyorsunuz" dedi. Erdoğan, bunun üzerine hastaneye lojman yapma kararı aldıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı gün hamile bir polis eşinin de eşi nöbetteyken tehdit ve taciz nedeniyle kendisinden yardım istediğini belirterek, şunları kaydetti: "Bu tablolar yaşadı bu ülke. Bunların insanlıktan nasibi yok. Diyor ki, ağlayan çocukları istismar ediyorlar.' Diyarbakır Belediyesinin önünde ağlayan Kürt anneleri biz mi istismar ettik, onları oraya siz mi getirdiniz. O anneler oraya keyfinden, durup dururken gelmedi. Onların yavrularını dağa siz kaçırdınız. Bunları hep yaşadık, hepsinin belgeleri, bilgileri elimizde. Makamıma kadar geldi bu anneler, hepsinin ellerinde yavrularının resimleri, hüngür hüngür ağlıyorlar. Buna ciğer nasıl dayanır ki? Bunları siz yaptınız bu ülkede ve geliyorsunuz, mezraları, köyleri tehdit ediyorsunuz, 'ya bize ya yoksunuz' hep bunları yaptınız. Eğer demokrasiye inanıyorsanız, eğer özgürlüklerden yanaysanız o zaman bırakın kendi akışına, herkes hür iradesiyle oyunu kullansın. Bunları ben Cumhurbaşkanı olarak söylemek zorundayım. Birliğimiz, beraberliğimiz için söylemek zorundayım."

“400 BİNE YAKIN DERSLİK İNŞA ETTİK”

Göreve geldiklerinden bu yana 400 bine yakın derslik inşa ettiklerini, 76 olan üniversite sayısını 191'e çıkardıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta yaptıkları reformların da dünyaya örnek olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğu dönemde hastanelerin durumunun içler acısı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O zaman 'kaynak meselesi' diyor. Şimdi kaynakları bol bulmuş maazallah, şimdi kaynak bol nasıl olduysa" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye borcunu bitirdiklerini, Merkez Bankasının rezervlerini artırdıklarını anlattı. İstanbul'a dünyanın ilk üçü arasına girecek 3. havalimanı inşaatının devam ettiğini, maliyetinin 12 milyar avro olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim cebimizden bir kuruş çıkmıyor, 5 şirketin oluşturduğu konsorsiyum bunun bedelini ödüyor. Bunlar burayı 25 yıl işletecekler, kira olarak devlete 22 milyar 152 milyon avro artı yüzde 15 KDV. Bir taraftan yatırım yapıyorlar, bir taraftan da devlete bunu ödüyorlar. Parayı yönetmek, kaynak üretmek çok önemli. Bunların bugüne kadar kaynak diye bir derdi olmadı ki" dedi.

Marmaray'ı yaptıklarını, buna da karşı çıkanlar olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ana kadar Marmaray'dan 73 milyon kişinin geçtiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temenni ederim ki, o 'olmasın' diyenler de oradan geçsinler, istifade etsinler, onların da faydasınadır" ifadesini kullandı.

YENİ TÜRKİYE’NİN PROJELERİ

Çift katlı, Avrasya Tüneli'nin de yapımının devam ettiğini kaydeden Erdoğan, buradan otomobillerin geçeceğini, dünyanın en geniş köprülerinden Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de bu yıl sonunda bitirileceğini ifade etti. Köprünün adından rahatsız olanlar bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ismi nasıl koyarsınız' dediler. Yavuz ya nasıl konmaz" dedi. Bunların yanı sıra yapımı devam eden İstanbul-İzmir otoyolu projesinin uzunluğunun 432 kilometre olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın üçüncü asmalı köprüsü olan İzmit köprüsünün de yapımının devam ettiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'daki Türk vatandaşlarının artık Avrupa'nın asli birer mensubu olarak gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, Avrupa ülkelerinde önemli siyasi olayların yaşandığını kaydetti.

İtalya'nın koalisyonları yasaklayan, tek başına iktidarı zorunlu kılan bir kanun çıkardığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere'de seçimlerin çok ciddi istikrar ve temsil tartışmalarına yol açacak şekilde sonuçlandığını, Belçika'da geçen yıl yapılan seçimlerden sonra koalisyon hükümetinin hangi zorluklarla kurulduğunun bilindiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hükümetin kurulması 135 gün sürdü, bu iyisi, 2010 seçimlerinden sonra da hükümetin kurulması 541 gün sürmüştü. Bu ülkede istikrar olur mu, onun için ciddi sıkıntılar var. Benim burada Başbakan arkadaşlarım oldu, hepsi bundan dert yandılar" diye konuştu.

“TÜRKİYE'NİN NEREDEN NEREYE GELDİĞİ ORTADADIR”

Türkiye'nin 1970'li ve 1990'lı yıllarda bu tür sıkıntıları yaşadığını, tecrübe ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 12 yılda ülkemizde tesis ettiğimiz istikrar ve güven ortamı, sistemin değil, milletimizin bize olan teveccühünün eseridir" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 12 yılda Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu vurgulayarak, "Son 70 yılın 40 yılı bizde kayıptır. Çünkü 40 yıl koalisyonlar yıllarıdır. 30 yıl tek partili iktidarlardır ve bu 30 yılda ne kazandıysak kazandık. 12 yıl taçlandırıldı, 12 yıl ideal yıllar oldu. İşte bunun için diyoruz ki, yeni Türkiye'nin inşası için, yeni anayasaya ve onunla birlikte başkanlık sistemine ihtiyaç var" dedi.

Türkiye'nin dönem başkanlığını yürüttüğü G-20 üyesi ülkelerden 10'unun başkanlık sistemiyle yönetildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunlar akıllarını peynirle yemediler herhalde. Amerika, Rusya başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Fransa yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Arjantin, Meksika öyle. Dünyada istikrar ve güven arayışında olan tüm ülkelerin gündeminde bu var. Yürütmenin Parlamento'ya bağlı olduğu sistemlerde eninde sonunda bir kriz ortaya çıkıyor. Bu işin anavatanı olan İngiltere bile bu akıbetten kendini kurtaramadı. Biz başkanlık sistemiyle ülkemizde bu sorunu kökünden çözmeyi hedefliyoruz. Çünkü başkanlık sisteminde hem hükümet kurma krizi yaşanması hem de milletin yarısından fazlasının desteğiyle iş başına geleceği için meşruiyet tartışması olması mümkün değil. Bu seçimler aynı zamanda ülkemizin yeni yönetim sisteminin de belirleyicisi olacak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçika'da yaşayan vatandaşların da sandıkta ortaya koyacakları kararlı iradeyle yeni Türkiye'nin inşasının yolunu açacaklarına inandığını dile getirdi.

“ÇOK BÜYÜK MEDENİYETİN MENSUPLARISINIZ”

Salondaki gençlere Necip Fazıl'ın dizeleriyle seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ey gençler, çok büyük medeniyetin, kadim bir tarihin mensuplarısınız. Sizler Çanakkale'de destan yazan bir milletin torunlarısınız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın yanında Ortadoğu'daki, Afrika'daki ve dünyanın pek çok yerindeki gençlerin ilham, örnek aldıkları bir ülkenin evlatlarısınız. Kardeşliğimizi ebediyen yaşatma görevi artık sizlere düşüyor. Sizler sadece ülkemizin değil, burada içinde yaşadığımız toplumun da geleceğisiniz. Bunun için çok çalışmalı, en iyi eğitimi almalı, en iyi kariyeri hedeflemelisiniz. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen şehitlerin bereketiyle dimdik ayakta olan, yoluna devam eden Türkiye'yi temsil ettiğinizi bir an bile aklınızdan çıkarmayın. Bu coğrafyada herhangi bir yerde okunan ezanın bir daha susmaması, tayin edilen kıblenin kaybolmaması, kapağı açılan hiçbir musafın rafa kalkmaması için hepinize büyük görevler düşüyor. Ben her birinizin sorumluluğunuzun idrakinde olduğuna inanıyorum. Üstad Necip Fazıl'ın hitabıyla 'Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim, tabutumu öz ellerinle musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymandır' diyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Avrupa Türk Demokratlar Birliği ve programın düzenlenmesinde emeği geçen kurumların yöneticileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Belçikalı gençler, Erdoğan'a tablo hediye etti.
Ender DURUEL/ BELÇİKA

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 11.05.2015 10:40
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol