Hacıbektaş Veli Derneği Aşure Günü etkinliğinde konuşan Başbakan Davutoğlu, "Ben buraya siyasi bir konuşma yapmak için gelmedim. Destur almaya geldim. İkrar almaya geldim." Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Dersim özrünü hatırlatarak, Dersim olayı dolayısıyla Başbakanımız bütün vatandaşlarımızdan özür diledi. Cumhuriyet tarihinde kimse buna cesaret edememişti. O dönemde o zulmü yapan tek particiler de çıkıp özür dilemeliler. Biz özür diledik, çünkü o açıkca bir kerbelaydı." dedi.

DAVUTOĞLU'NUN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI: 

"Horasan erenlerinin emaneti üzerimizde. Görevi aldıktan sonra hemen aynı sabah Hacı Bayram' gittim, destur aldım. Ben buraya bir siyasi konuşmaya gelmedim. Destur almaya geldim Hacı Bektaş-i Veli'den. Ki o da Horasan erenidir. Konya'ya Hz. Mevlana'ya da destur almaya gittim. Başbakan olarak kibirle gitmedim. Ahi Evran'a gittim destur almaya. 'Eline, beline, diline sahip çık' diyen destur her yerde aynıdır. Oraya edeple gittim. Biz her yere edeple gideriz. Kibirle değil, izin almaya, nasip almaya geliriz. Bize bunu Hacı Bektaş-ı Veli öğretti.

 

"NASIL MUHARREM AŞI BÖLÜNMEZSE KARDEŞLİK DE BÖLÜNMEYECEKTİR"

Malatya'ya gittiğimde Seyit Battal Gazi'ye uğradım. Kayseri'de Seyit Burhanettin Veli'yi ziyaret ettim. Bugün Bursa'da Emir Sultan'ı ziyaret ettim ve Emir Sultan'ın selamını getirdim buraya. Nasıl onları takip edebilirler gönüllerini ve aşlarını ayırabilirler. Nasıl aşure aşı bölünmezse bu kardeşlikte bu topraklarda hiçbir zaman bölünemeyecektir. Bugün Hacı Bektaş'ta her şey bana bir gül gibi görünüyor.

 

12 İMAM'IN ADI TEK TEK ANDI

Alevi geleneğinin temel ilkelerine baktığımızda ehlibeyt kavarmına geliriz. Ehlibeyt'e ister dergahta, ister camide nerede olursa olsun atıfta bulunan ondan ayrı bir düşünce oluşturabilir mi? 12 imamın her biri bize rehberdir. Hz. Ali rehberdir,. İmam Hasan rehberdir,. İmam Hüseyin rehberdir. İmam Zeynel Abidin rehberdir. İmam Muhammed Bakır rehberdir. O 12 imamın her biri Hz. Peygamber'in mirasıdır. Kim ki Ehlibeyt'e hakaret eder o bizden değildir. Biz bu saygıyla bakarız. Geçen sene tam bu vakitlerde Kerbela'daydım. 10 binlerce kişi ile beraber Hz. Ali'ye yürüdük. Kim ki Kerbela'yı unutur, insanlığı unutur. Biz hepimiz Hz. Hüseyin'in yolcularıyız. Zalim gördüğümüzde sessiz kalmayız. Bizim için Ehlibeyt'e saygı budur.

 

"ALİ'SİZ ALEVİLİK KONUŞULUYORSA..."

Eğer Ali'siz Alevilik konuşulur olmuşsa Alevi Bektaşi kültürünün önden gelen isimlerinin onlara dur demesi gerekir. Hz. Adem ile Hz. Allah arasında bir ikrar vardır. Kabil bu ikrarı bozmuştur. Hz. Nuh'a isyan edenler ikrar bozmuştur. Hz. Hüseyin'i davet edip yanlız bırakanlar ikrar bozmuştur. Hz Ali'yi unutanlar da ikrar bozmuş olurlar.

"BENİM ADIM AHMED-İ YESEVİ'DEN GELİYOR "

13. yüzyılı anlayamayan Osmanlı'yı anlayamaz. Her birinin dizesinde bir nasihat vardır. Biz onlara çok şey borçluyuz. Horasan Erenlerinin her birini yaad etmedikçe tarihin hakkını veremeyiz. Bana babam derdi ki; 'Oğlum deden senin adını koyarken Ahmed- Sani olarak koydu'. Hep düşünürdüm neden 2. Ahmed diye. Büyüdüğümde Ahmed-i Yesevi'yi öğrendiğimde farkettim. Bizim Türkmen obalarında her ezan okunduğunda Ahmed-i Sani demesi Ahmed-i Yesevi unutulmasın diyedir.

 

"BİZ SADECE MAZLUMUN YANINDA OLMAYA AHD EDERİZ"

Muhabbet Bektaşi geleneğinin temelidir.Horasan Erenlerinin birini diğerinden ayırmayız. Allah hepimize aşık olmayı nasip eylesin. Biz hiçbir ayrım gözetmeden bu geleneğin tümüne aşığız. Hepimiz Horasan geleneğinin irfanını sürdürmekle yükümlüyüz. İnsanlığın insanlık değerlerini unuttuğu, eline silah alanların başkasına hükmetmeye çalıştığı yerde, zalim yönetimlerin halkına işkence ettiği yerde hepsi Hz. Hüseyin'in büyük mübarek davasının karşısında yer alır. Biz her an sadece mazlumun yanında olmaya ahdederiz. Allah bizi onların yolunun tozu toprağı olacak şekilde hizmetkar eylesin.

 

"DERSİM KERBELAYDI, ÖZÜR DİLEDİK"

Öncelikle üzerinde anlaşmamız gereken unsur bu meselenin Alevi, Sunni arasında değil tek tipçiler ve bunların karşısında olan kişiler arasında olduğunu görürüz. Belki o zamanki şartlarda Osmanlı ordusunun bir reforma ihtiyacı vardı ama Bektaşi ocaklarının kapatılmaması gerekirdi.Bizim Bektaşiye ihtiyacımız vardı. Bu tek tipçi yaklaşımlar vatandaşlarımızı birbirinden ayırdılar. Her kavim kendi içinde değerlidir. Dersim olayı dolayısıyla Başbakanımız bütün vatandaşlarımızdan özür diledi. Cumhuriyet tarihinde kimse buna cesaret edememişti. Bırakın siyasileri, akademisyenler bile o dönemlerden korkuyla bahsederdi. O dönemde o zulmü yapan tek particiler de çıkıp özür dilemeliler. Biz özür diledik, çünkü o açıkca bir kerbelaydı.

Eğer Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersi kaldırılacaksa şuna bakalım. Eğer bir din aşağılanıyorsa, hib inanış kötüleniliyorsa ona bakalım. Aleviler Mevlana'yı okusun bilsin, Sunniler, Hacı Bektaş-ı Veli'yi okusun anlasın. O kavramlar hepimizin ortak değeridir.

 

"TAHKİR VARSA İLK BEN KARŞI ÇIKARIM"

Eğer sahip olduğumuz değerlere tahkir varsa ben ilk başta karşı çıkacağım. Hiçbir problemin üzerini örtmeyeceğiz. Tabuları yıkalım. Aleviliğe ait kavramlar bizim, onları yaşatmak bizim görevimiz. Din Kültürü dersinde, bilgiler yanlışsa değiştirelim, eksik ise tamamlayalım. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarına 103 sayfa Alevilik bölümü eklendi.

 

"MEVLANA TÜRBESİNE GİRİŞTE PARA ALINMAYACAK"

Madımak otelini kamulaştırdık müze haline getirebiliriz bundan bir kaygımız yok. Kimse kimseye baskı yapamaz. Ne dini inancını açıklaması yönünde ne de inancını açıkladığında onu yaşaması yönünde. Siz beni her yıl bu etkinliğe çağırırsanız ben de geleceğim. Buradan da bir müjde veriyim. Bundan sonra Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana türbesine girişte para alınmayacak.