DAVUTOĞLU MANİFESTOSU...

AK Parti Genel Başkan adayı Ahmet Davutoğlu: Bu bir veda kongresi değil bir vefa kongresi, bir ahitleşme kongresi. Sayın Cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz. Onun bıraktığı miras bizim için şeref meselesidir ve sonuna kadar korunacaktır.

27 Ağustos 2014 Çarşamba 17:26
DAVUTOĞLU MANİFESTOSU...

 

2. Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan yerine AKP Genel Başkanı ve Başbakan olması beklenen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AKP'nin olağanüstü kongresinde "Bu bir veda kongresi değil bir vefa kongresi, bir ahitleşme kongresi. Sayın Cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz. Onun bıraktığı miras bizim için şeref meselesidir ve sonuna kadar korunacaktır" dedi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, "Davutoğlu manifestosu" olarak nitelenebilecek hedefler de koydu.

İşte Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları:

Bir 26 Ağustos sabahı etrafındaki Kürt, Zaza, Türk’le yürüyen Alparslan Gazi’ye selam olsun. 92 yıl önce istiklal için yola Gazi Mustafa Kemal’e ve istiklale selam olsun.
Bu vatanın suyuna, toprağına selam olsun. Selam olsun insana, zamana ve mekana. Yine bir Ağustos günü ayağa kalkan ve kaldıran bir milleti yeni bir idealle buluşturan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a selam olsun!

Selam olsun o günden bugüne. Selam olsun dava arkadaşlarımıza. Vekillerimize, belediye başkanlarımıza, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza bütün yol arkadaşlarımıza selam olsun. Cumhurbaşkanımıza destek veren bütün vatandaşlarımıza selam olsun. Ak Parti siyasi şartlarda ortaya çıkmış, dönemsel bir parti değildir. AK Parti bütün ulu erenlerin yönünü aydınlattığı kıyamete kadar sürecek bir yürüyüşün bugünkü halidir.

“VEDA DEĞİL VEFA KONGRESİ”

Sayın cumhurbaşkanımız bir veda kongresidir dedi. Bu bir veda kongresi değil, bu bir vefa kongresi, ahitleşme kongresi.
Cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz. Bütün kadrolarımız onun dik yürüyüşünün devamı için her şeyi yapmaya hazır ve nazırdır. Bir büyük Yeni Türkiye yürüyüşünün arifesindeyiz. 12 yıllık birikimimiz var. Bu tarihi yürüyüş daha ilk aşamadadır. AK Parti hareketini hedefe ulaştırmak için her şeyi yapmaya hazırız.
Sayın cumhurbaşkanım biz size bütün millet adına teşekkür borçluyuz.

"2001'DE TÜRK DEVLETİ BÜYÜK BİR ÇIKMAZA GİRMİŞTİ"

Hiçbir güç, hiçbir fitne bu saflara fitne sokamayacaktır. Yeni bir yürüyüşün arefesindeyiz. Son 12 yıl içinde büyük bir inşa yaptık. 600 yıl önce o zamanlar 100 yaşında olan devletimizin otoritesi parçalanmıştı. O dönemde güçlü bir irade kendini gösterdi. İstanbul’un kapıları bu aziz millete açıldı. 600 yıldan sonra 2001’de Türk devleti büyük çıkmaza girmişti. AK Parti hareketi yeni bir medeniyet ihyası için ayağa kalktı. Bu ihyanın 9 temel esası vardır. 9 alanda kararlı yürüyüş devam edecektir.

"O KÜÇÜK ÇOCUĞU 2053'TE HAYAL ETTİM"

Yeni Türkiye’nin psikolojik temeli özgüvendir. Ulaşımda, sağlıkta büyük başarılar sağlandı. Bu özgüven biz de oldukça, AK Parti kadroları kendine güvendikçe kimse bu yürüyüşe dur diyemeyecek. 2013’teki gezi olaylarının, 17-25 aralık kumpasları kuruldu. Çok şey söylediler. ‘Bunlar rüya görüyorlar’ dediler. Biz bir rüya görüyoruz, yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın. 30 Mart’ta mitinglere çıkarken bir baba 10 yaşındaki çocuğunu yanıma getirdi. “Çabuk büyü bize adam lazım” dedim. O küçük çocuk “Ben aradığınız adamım” dedi. O kardeşimizi 2053’te hayal ettim. Gencinden yaşlısından herkese adam gibi adamlar peşinde yürümek istiyor.

Milletin adamı cumhurbaşkanlığı makamında. AK Parti’nin en büyük başarısı bütün milleti tek bir yürek haline getirmiş olmasıdır. Çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar bize uyku haramdır. Bu fitne tohumları yok olana kadar omuz omuza gece gündüz çalışacağız. Bu irfanları bölmek için her türlü yolu denediler. Aziz milletimize tekrar ediyoruz. Bizim iktidar olduğumuz Türkiye’de kimse ötekileştirilmeyecek. Eşit vatandaşlık kanunu benimsenecektir. Bizim tarihimiz merhamet tarihidir, şefkat tarihidir. İnsan onuru insanın eşrafı mahlukat olma özelliğinden gelir. Özgürlüğü garanti edilmemiş insanın onur duyması mümkün değil. Hep özgürlük dedik. Şimdi bir kez daha söylüyoruz. Özgürlükler AK Parti sorumluluğu altındadır. Bir oyuna dikkat ediniz. Öyle bir kampanya yürütüldü ki. Sanki Türkiye’de demokrasi uzaklaşma var gibi göstererek büyük iftiralar ortaya atıldı.

Daha 2008’de en büyük partilerden biri kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Siyasi partilerin özgürlükleri son yollarda teminat altına alınabildi. Azınlık mallarının devri son 3 yılda gerçekleşti. Otoriter dedikleri cumhurbaşkanı bütün bu reformları gerçekleştirdi. Türkiye demokratikleşme hamlelerini son birkaç yılda gerçekleştirdi. Sandığı hafife alanlara bir cevap var. Bu millet ne zaman başı dara sıkıştığında sandığı bekledi. Hiç ümitlenmesinler. Sandığın emanetine sahip çıkacağız. AK Parti’nin en büyük devrimi milli irade devrimidir. Amir olan millettir. Yeni anayasa yeni Türkiye’nin önünü açacaktır.

Milletten gücünü alanların arasında ihtilaf çıkmaz heveslenmesinler. Dava arkadaşları arasında ihtilaf çıkmaz heveslenmesinler. Paralel devlet yapısı fetret isteyen bir yapıdır. Kim ve ne niyetle olursa olsun devlet otoritesinin parçalanmasına bir daha izin vermeyeceğiz. Milletin seçtiği siyasi otoriteye şantaj yapmak apaçık ihanettir. Bunlar ter dökmeden devleti ele geçirmek isteyen zihniyettir. Bürokrasiyi ele geçirmek isteyenler hiçbir şekilde devletimize nüfuz edemeyecekler. Milletin emrindeyiz. Bu millet hizmetine talip olanlar milletten devlet isteyecekler. En önemlisi ahlak restorasyonudur. İki kongre süreci yaşanıyor şu an. Bizim için siyaset ahlak ve erdem meselesidir. Güya otoriter dedikleri yapı içinde son derece ahlaki bir istişare süreci yaşandı. Bu salondan çıkarken daha da birleşmiş, daha da bütünleşmiş şekilde çıkacağız.

"YETİMİN HAKKINA UZANACAK ELİ KARDEŞİMİZ OLSA KIRARIZ”

Sadakatimiz davamızadır. Bundan sonra musalla taşına kadar sürecek olan adresin adıdır AK Parti. Biz bir vefa hareketiyiz. Seçilmiş ve atanmış durumda olursa başbakan olarak vatandaşımıza uzanan, tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanacak eli kardeşimiz olsa kırarız. 2001’den mecali tükenmiş Türkiye’den her alanına yollar yapılmış Türkiye’ye gelinebilir miydi. Bir takım dosyaları bekleterek 3 seçim öncesinde toplumun ortasına atarsanız bunun adına siyasi operasyon denir.
Eline, diline, beline sahip ol diyeceğiz! Adaletin olmadığı devletin yaşaması mümkün değildir. Geçmişte bürokrasinin bir kesimiyle.
12 Eylül yargısını hatırlayın! Sağcısıyla, solcusuyla, dindarıyla biliyoruz. Yargı vicdanını kaybettiyse, adalet dairesinin dışına çıkmazsa ülke için yanlış yolların önünü açar.
Paralel devlet yapılanması içinde öyle bir network oluştu ki güven kalmadı. Devletin sırlarına sızılmaya çalışıldı. İş adamları, sanatçılar, siyasiler dinlendi.
12 Ekim’de HSYK seçimleri var. Öyle bir hava estiriliyor ki sanki cumhurbaşkanı seçiminden daha önemli. Eğer bu seçimlerde kendi otoritemizi kurarsak tek bir çevreye ait HSYK oluşturursak demokrasinin karşısında kılıç olur. Hiçbir kılıç milletin iradesinden güçlü değildir ve aşamaz. HSYK seçimlerine gereğinde fazla önem verilmemelidir. Vicdanına gücendiğimiz yargı mensupları böyle bir oyuna izin vermeyeceklerdir.

Hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Yeni Türkiye’de 27 Mayıs mantığını kimse göremeyecek. Geçmiş vesayet anlayışına nasıl karşı çıktıysak aynı kararla karşı çıkacağız
Dünyada hiçbir ülke medeniyet bakımından bizim ülkemiz kadar şanslı değildir birikimli değildir Bu ülke bu aziz topraklar kadimin bütün renklerini bünyesinde barındırırlar. Küreselleşmeyi de bizim kadar yakından yaşayan başka bir ülke yoktur. ‘Hasta adam’ olarak görülen ülkenin ayağa kalkmasını sağlayan bir ekonomik devrim gerçekleşti. Büyük doğal kaynaklarımız yok. Yüz milyarlarca Euro veren de yok. Hiçbir güç insan gücünden daha büyük değildir. Şimdi ikinci ekonomik sıçramanın eşiğindeyiz.

2001’de 84 olan büyükelçilik sayısı şu anda 117’ye çıktı. Hedef 2023’te ilk 10 ekonomi arasına girmek. Türkiye’nin hedefi stratejik bir hedeftir.
74 ülkeyle vizeleri kaldırdık. Dış ticaretin önünü açtık. Türkiye’nin AB hedefi kararlılıkla sürdürülecektir. Bizim dış politikamız insani, vicdanı diplomasiye dayanır. Türkiye’de yaşayanlar Türkiye’nin  en anlama geldiğini tam olarak idrak edemeyebilirler. Afganistan’a sorun. Bütün gönül coğrafyalarında Türkiye’den beklenti büyüktür.
Yıllarca eksen kayması dediler. İddialarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Gezi, 17-25 Aralık kampanyalarının bir tek anlamı vardır. Türkiye çok oldu, mevzilerine geri çekilsin.
Eskiden olduğu gibi dış politika problemleriyle uğraşsın. Heveslenmesinler! Hiçbir mevziden geri çekilmeyeceğiz. Kardeş halkları yalnız bırakmayacağız. Bizim görevimiz ayağa kalkmaktır, elhamdülillah ayağa kalktık ve bu milleti bir adım geri kimse götüremeyecektir.

Bu Türkiye milletindir. Bu Türkiye dedef bir şiir okudu diye Pınarhisar cezaevine yürürken bugünleri hayal eden Erdoğan’ın Türkiye’sidir. Bundan sonra kimse siyasi kadrolara Menderes’e yapılan muameleyi yapamayacaktır. Allah yar ve yardımcımız olsun…

9 HEDEF KOYDU

AKP’nin Erdoğan sonrası Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kongre'de yaptığı konuşmada, "Davutoğlu manifestosu" olarak nitelenebilecek hedefler koydu.

AKP öncesi dönem için "fetret devri" benzetmesi yapan Davutoğlu, AKP’nin altyapısının 9 unsura dayandığını söyledi.

1- Özgüven darbe girişimlerine karşı duruş

Davutoğlu, özgüvene örnek olarak da Erdoğan'ın Davos'taki 'one minute' çıkışını gösterdi. Gezi olayları ile, 17 ve 25 Aralık operasyonlarını da bu özgüveni yıkma çabası olarak nitelendirdi.

2- Sosyo-kültürel birlik ve bütünlük-çözüm sürecine devam

Devlet ve milletlerin ancak "aidiyet" duygusuyla ayakta durduğuna dikkat çeken Davutoğlu, sosyo-kültürel birlikten "çözüm sürecini" kastettiğini de vurguladı. Davutoğlu, "AK Parti iktidarlarının en büyük başarısı, bütün bir ülkeyi tek bir yürek haline getirmiş olmasıdır. Çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar bize uyku haramdır" dedi.

3- Siyasi alan - özgürlüklere yeni ahlakı formasyon

Bu alanı, "insan onurunu korumak" olarak açıklayan Davutoğlu, özgürlük-güvenlik dengesine vurgu yaptı. "Türkiye'de ifade, girişim, inanç özgürlükleri AK Parti iktidarının güvencesi altındadır" dedi.

Ancak Davutoğlu, "her özgürlük de bir sorumluluk gerektirir" diyerek ," basın özgürlüğü basın ahlakını gerektirir, girişim özgürlüğü helal rızkı gerektirir. İnanç özgürlüğü diğer inançlara saygıyı gerektirir. Biz tüm özgürlükleri yeni bir  ahlaki formasyonla buluşturacağız."

4- DEVLETİN VE BÜROKRASİNİN RESTORASYONU - PARALEL İLE MÜCADELE

Koalisyon hükümetinin her bir bakanlığını, "farklı bir beylik gibi davranmakla" eleştiren Davutoğlu, AK Parti ile "fetret devrinin sona erdiğini" söyledi. Paralel yapının "fetret devri" istediğini söyleyen Davutoğlu, "Buradan söylüyorum; hiçbir şekilde, kim ve ne niyetle olursa olsun, devlet otoritesinin parçalanmasına bir daha izin vermeyeceğiz. Bürokraside aranacak tek nitelik liyakattir" dedi. Davutoğlu, bürokraside yer alarak, siyasi otoriteye şantaj yapmanın "ihanet olduğunu" kaydetti. "Bunlar, hiçbir şekilde devletimize nüfuz edemeyecekler" dedi.

5- AHLAK RESTORASYONU - SİYASİ AHLAK

Siyaseti "erdem ve ahlak vesilesi" olarak gördüklerini kaydeden Davutoğlu, "Siyasetimizin ahlakı, Şeyh Edebali'nin ahlakıdır. İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın ahlakıdır" dedi.
 
6- ADALET VE YARGI ALANI - YARGIDAKİ PARALEL YAPININ TEMİZLENMESİ

Yargı mensuplarının siyaseti kontrol etmek için devreye girdiklerinde, tarihte büyük felaketler yaşandığına dikkat çeken Davutoğlu, buna örnek olarak da Abdülhamid dönemini, fetvalarla işten el çektirmeyi gösterdi. "Bu yargı idi, ama adalet değil" dedi. 12 Eylül adaletini de olumsuz örnekler arasında sayan Davutoğlu, "eğer yargı, vicdanını kaybetmişse, temel adalet terazisinden sapmışsa, bir hak ve adalet aracı olmaktan çıkar" dedi.

HSYK seçimlerine atıfta bulunan Davutoğlu, bunun "cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bile önemli gösterilmesini" eleştirdi.

HSYK seçimlerinde oy kullanacak hakim ve yargıçlara da seslenen Davutoğlu, "HSYK seçimlerine girecek vicdan yüklü, yüreği adaletle çarpan yargı mensuplarına yargının tek bir mahfilin otoritesi altına girmesine izin vermeyin" çağrısı yaptı.

7 - KÜLTÜREL VE MEDENİYET RESTORASYONU - HİÇBİR KÜLTÜR ÖTEKİLEŞTİRİLMEYECEK- DİKEY DEĞİL, YATAY MİMARİ

Davutoğlu, Anadolu'nun tarihteki tüm önemli kültürlerle iletişim içinde olduğunu belirtti. Anadolu'da yaşamış ve yaşayan "hiçbir kültürün ötekileştirilmeyeceğini" vurgulayan Davutoğlu, "kadim şehirlerimizde dikey değil, yatay mimariyi geçerli kılacağız" sözü verdi .

8- EKONOMİK RESTORASYON- EĞİTİM VE AR-GE ATILIMI- AFRO-AVRASYA'NIN ÜRETİM ÜSSÜ TÜRKİYE OLACAK

Ekonomik alanda Türkiye'nin öne çıkması için eğitim reformu ve Ar-ge atılımı yapılacağını anlatan Erdoğan, "her ulaştırma koridoru, her enerji koridoru, Anadolu'ya selam verip gidecek" dedi.
Türkiye'nin "Afro-Avrasya’nın en önemli üretim üssü haline geleceğini" söyleyen Davutoğlu, "Makro ekonomik istikrarı sağlarken, reel sektörü de güçlendireceğiz" dedi.

9- TÜRKİYE'NİN ULUSLARARASI ALANDAKİ YERİ - ANKARA MERKEZLİ DIŞ POLİTİKA

2002 yılında Türkiye'de "dış politikanın" anlaşılanın "dış ilişkiler" olduğunu, tüm dış politikanın ise "Kıbrıs, Ermeni meselesi ve birkaç defansif konu" olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Dış politikada temel ilkemiz, politikanın Ankara merkezli olmasıdır" dedi.
Çok boyutlu dış politikanın da süreceğine dikkat çeken Davutoğlu, "Kimse Türkiye'yi Avrupa ile Asya kıskacına almaya çalışmasın dedi.
AB üyelik hedefinin "stratejik" olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, "Türkiye'nin AB hedefi stratejik bir hedeftir ve kararlılıkla devam ettirilecektir" dedi.
Davutoğlu, ilk bakan olduğunda söylediği "hattı diplomasi yoktur, sattı diplomasi vardır" sözünü de yineledi.
Dış politikanın sadece "reel politika olmadığını", "insani ve vicdani diplomasiye dayalı" dış politika izleneceğini söyleyen Davutoğlu, "Allah bize, nerede bize yardım eden yok mu diyene yardım etme kudreti versin" diye konuştu.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 27.08.2014 17:28
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol