Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, İçişleri Bakanlığı tarafından çok gizli yürütülen bir eylem planını gözler önüne serdi. Şahin’in deşifre ettiği “Cemaati Bitirme Planı” 23 maddeden oluşuyor. “Çok gizli eylem planı”ndan Hizmet Hareketi’ne ‘silahlı örgüt’ isnadında bulunabilmek için devletin bütün imkanlarının seferber edildiği anlaşılıyor. Bu kapsamda Üzeyir Garih, Necip Hablemitoğlu, Aziz Santoro, Hrant Dink, Danıştay ve Zirve Kitapevi cinayetlerinin Camia’nın üzerine yıkılması için çalışma yürütülüyor. Yine 17 ve 25 Aralık soruşturmalarına imza atan hakim ve savcılar HSYK tarafından meslekten ihraç edilecek, ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde oluşturulan Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcılığı tarafından  Köşk seçimleri ve adli tatil yılı öncesinde söz konusu hakim ve savcılar ile üst düzey emniyet mensuplarına seri operasyonlar düzenlenecek. Diğer yandan itirafçı polis memurlarıyla da bazı polis şeflerine kumpas hazırlığı yapılıyor.

 

İşte eski Bakan Şahin, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya bu iddiaları hatırlattı. ve sordu: “Tüm maddeleri incelendiğinde suç oluşturan somut olaylar yerine mevhum ve mutasavver suçlamalar ile sadece kişi ve kuruluşların isim veya imalarının yer aldığı bu yazılı emrin (Eylem Planının ) Suç ve Ceza Hukukunun evrensel, objektif temelleri, hukuk ve devlet güvenliği ve masumiyet karinesi ile izahı nasıl yapılmaktadır?”

 

Eylem planı hazırlanıp yürürlüğe konuldu mu?: “Bu asılsız ve hukuksuz uygulamaların en son ve manidar örneklerinden birini; 2,5 yıldan beri bitmeyen / bitirilmeyen Böcek Davası süreci oluşturmaktadır.’  Aldığım duyum ve tarafıma ulaşan bilgi ve belgelerden birisi olan, İçişleri Bakanlığı bünyesinde ‘Özellikle istihbarat birimleri ile irtibat kurulup cemaatin tuttuğu arşivlerin bulunduğu yerlerin tespit edilerek acil aramalar yapılması ve elde edilecek delillerin değerlendirmeye tabi tutulması’ başlıklı yazılı emir” ( Eylem Planı) hazırlanıp yürürlüğe konulmuş mudur?

 

Cemaat üyelerine dönük büyük fişleme: ‘Yazılı emrin 1. maddesi “ Bu soruşturmanın çerçevesine giren cemaat üyesi olup örgütlü olarak hükümeti devirmek ve anayasal düzeni yıkıp, devleti ele geçirmek için doğrudan faaliyet yürüten kişilerin tespiti, adreslerinin ve açık kimliklerinin belirlenmesi, ülke çapında eş zamanlı arama ve delil elde etmek için ayrıntılı çalışma yapılıp, gecikmeksizin arama ve delil elde etme işlemlerinin gizlilik içinde yürütülmesi’ şeklinde midir?”

 

Ergenekon cinayetlerini Camia’ya yıkmak istiyorlar: Acil aramaları amaçlayan yazılı emrin 3. maddesinde ‘Fethullah Gülen ve cemaatinin elinde silahlı bir güç bulunup bulunmadığı, ordu, jandarma, MİT ve emniyet birimleri içerisindeki cemaate bağlı/üye olanların silahlı bir eyleme kalkışmalarının mümkün olup olmadığı ve cemaat üyelerinin böyle bir eyleme kalkışmaları halinde hükümeti yıkabilecek veya anayasayı ortadan kaldıracak güçlerinin olup olmadığının belirlenmesi’, 4. maddesinde ‘Cemaat üyelerinin Türkiyenin son on yılında işlenen önemli olaylara azmettiren, yardım eden ya da doğrudan suç işleyen sıfatı ile katılıp katılmadıklarının belirlenmesi, cemaat üyelerinin rolleri bulunduğu iddia edilen Aziz Santoro cinayeti, Hrant Dink’in öldürülmesi, Danıştay saldırısı, Zirve kitabevi katliamı, Necip Hablemitoğlu ve Üzeyir Garih’in öldürülmesi gibi olaylar ile irtibatlarının araştırılması’ yer almakta mıdır?”

 

Jurnalcilere Tanık Koruma Kanunu zırhı: Bahse konu yazılı emrin 19. maddesinde “ Cemaatin devleti ele geçirmeye başladığı ve aktif olduğu 2003 yılından sonraki dönemde yapılan uygulamalar, soruşturma ve davalarla mağdur edilenlerin müşteki sıfatıyla olay, kişi ve yer hatırlatması yapılarak ayrıntılı ifadelerinin alınması, 20. maddesinde “Fethullah Gülen cemaatinden ayrılan ve iç yapısını bilenlerin tanık olarak dinlenmesi, cemaatin iç yapısı ile ilgili somut delil ve bilgi veren kişilerin tanık koruma kanununa göre gizli tanık olarak değerlendirilmesi’ yer almakta mıdır?

 

Bitirme planı için devlet seferber edildi: 23 maddeden oluşan ve Bakanlığınızca doğrulanması halinde diğer maddeleri de önerge konusu yapılacak yazılı emrin ( Eylem Planının ) 23. maddesi “Bu soruşturmanın amacına uygun etkili ve yeterli yürütülüp sonuçlandırılabilmesi için; MİT, Jandarma, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Terör, İstihbarat, Kaçakçılık ve örgütlü suçlar ve Interpol daire başkanlıkları, MASAK, SPK, BDDK, RTÜK, TİB ve ilgisine göre diğer devlet kurumları ile irtibat kurulup bilgi ve yardım alınması.

 

Hiçkimseyle bilgi paylaşmayın talimatı: Hiçbir idareyle açık bilgi paylaşımı yapılmaması, kamuoyuna hiçbir bilgi verilmemesi, soruşturma ile ilgili bütün açıklama ve bilgilendirmenin (........)Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacağının bilinmesi İstenen her türlü hususun ayrıntılı birbirine karıştırılmadan araştırılıp soruşturulmasının tamamlanmasını rica ederim” şeklinde tamamlanmakta mıdır?

 

Suç yok, evham var: Tüm maddeleri incelendiğinde suç oluşturan somut olaylar yerine mevhum ve mutasavver suçlamalar ile sadece kişi ve kuruluşların isim veya imalarının yer aldığı bu yazılı emrin (Eylem Planının ) Suç ve Ceza Hukukunun evrensel, objektif temelleri, hukuk ve devlet güvenliği ve masumiyet karinesi ile izahı nasıl yapılmaktadır?

 

Eski suçlara gündeme uygun yeni suçlular aranıyor: Yazılı emrin ( Eylem Planının ) 19. ve 20. maddelerindeki vizyoner bakış ile toplumda infial uyandıran eski suçlara, gündeme uygun yeni suçlular aranması gayreti ile ‘kumpasın’ ileri versiyonu mu uygulanmak istenmektedir? Sevgi, saygı ve gönül bağı kavramları ve değerleri üzerinden suç ve suçlular oluşturma izlenimi veren bu çalışma ve çaba ile çağdaş hukukun temel ilkesi olan “delilden suçluya ulaşma’ yerine çağlar ötesi diktatoryal hukukun “ suçludan delile ulaşma’ uygulamasına dönülmüş olmamakta mıdır ? Suçun kanuni, maddi, iradi ve hukuka aykırılık unsurları ile nasıl bir uygunluk görülmektedir? Yoksa, önce kapıların kırılması sonra yasanın inşasına mı niyetlenilmiştir? Bu çalışma ile Ülkemizde kapatılan yolların, korunamayan Şanlı Bayrağın, BTÖ militanları tarafından yeltenilen somut alternatif kamusal (!) oluşum ve uygulama çabalarının Aziz Milletimizden kaçırılması mı amaçlanmaktadır?”

 

Kumpas diğer cemaatlere de uygulanacak

 

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, soru önergesinde kumpasın diğer cemaatlere de teşmil edileceğine dair duyumlar aldığını da aktardı. Bakan Efkan Ala’ya şu soruyu yöneltti: “Gülen Cemaati ( Hizmet Camiası ) ne yönelik bu kurgu operasyonun benzerinin dini, ilmi ve hayri konularda paralel çalışmalar yürüten diğer cemaat ve gruplara da uygulanacağı duyumu alınmıştır. Bu duyum ve bilgi doğru mudur?