AKP'Lİ BOZDAĞ SERT KONUŞTU

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir gazeteci arasında geçtiği iddia edilen görüşmeyi eleştirdi.

13 Mart 2011 Pazar 15:44
AKP'Lİ BOZDAĞ SERT KONUŞTU
Mersin'de partisinin düzenlediği konferansa katılan Bozdağ, Ergenekon soruşturması kapsamında son olarak gazetecilerin de aralarında bulunduğu tutuklamaların ardından ortaya çıkan kaset tartışmalarına değinerek CHP'yi sert bir dille eleştirdi. AK Parti Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen'in de katıldığı Suphi Öner Öğretmenevi'ndeki toplantıda konuşan Bozdağ, 12 Haziran 2011 seçimlerine gelinirken milletin kendilerine verdiği emanete halel getirmediklerini, ihanet etmediklerini, sonuna kadar sahip çıktıklarını ve bundan sonra da sahip çıkacaklarını söyledi. Konuşmasında parti içinde yaşadıkları güzelliklerden örnekler veren Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilemediği dönemde Başbakanlığa Abdullah Gül'ün seçildiğini, sonrasında ise Erdoğan'ın milletvekili olmasıyla birlikte Gül'ün koltuğu asıl sahibine bıraktığını anlatarak, devam eden süreçte Abdulah Gül'ün, her insanın ulaşmayı istediği en üst makam olan Cumhurbaşkanlığı'na seçildiğini hatırlattı. 

CHP'de ise bunun tam tersi gelişmelerin yaşandığını ifade eden Bozdağ, "45 yıllık Genel Başkanları, o kadar emek vermiş, hakkı, hukuku olan bir insan çok iğrenç bir komplo ile tasfiye ediliyor. Bakıyorsunuz arkasından 'ben genel başkan olmayacağım, sayın Baykal gelecek' diyenler 3 gün sonra aday oluyor. Genel Başkan seçiliyor, bir MKYK oluşturuluyor, bir parti hedefi oluşuyor. Onu oraya getiren kim? Herkes biliyor Önder Sav, onun desteği olmadan öyle bir yapı ortaya çıkmayacaktı. Arkasından bir bakıyorsunuz Önder Sav ve ekibi devre dışı, anında bitiyor. Bu nasıl vefa, bu nasıl dostluk, bu nasıl ahlak, bu nasıl siyaset, bu nasıl demokrasi anlama imkanı yok. Anlayış farkı işte ortada" diye konuştu.

"GAZETECİNİN NE YAPACAĞINI ÇIK AÇIKLA" 

Son yaşanan kaset tartışmalarına değinen Bozdağ, bir bayan gazetecinin CHP'nin Genel Başkanı ile yaptığı görüşmenin kamuoyuna yansıyan bölümlerine ve Genel Başkanın ifadelerine göre, tehdit, şantaj ve komploya dair konuşma olduğunun anlaşıldığını söyledi. 

Konunun, yargı süreci devam eden bir olay nedeniyle kamuoyuna malolunca, gazetecinin konuşmak zorunda kaldığını kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti; "Ama CHP'nin Genel Başkanı diyor ki, 'biz bu konuları konuşmadık.' Birkaç saat geçiyor bu sefer diyor ki, 'biz AK Parti'li bir yönetici ile ilgili konuştuk, yüreği yetiyorsa onu açıklasın' diyor. Ondan bir zaman geçiyor bu sefer diyor ki, 'doğru Sayın Baykal ile ilgili konuşuldu ama ben Sayın Baykal rahatsız olmasın diye söylemedim.' Allah aşkına siz ayaküstü kendi kendini 3 defa yalanlayan bir Genel Başkan karşısında ne yaparsınız? Olabilir mi böyle bir şey? Basında çıkan haberlere göre; 40-45 dakika bu gazeteciyi, Kılıçdaroğlu dinliyor. Siyasi ahlak sahibi olan, etik değerlere kıymet veren birisi 45 dakika böylesi birini dinlemez. Daha cümlelerine başlar başlamaz, 'hanımefendi biz partiyiz, biz komplolarla, hilelerle değil planla, programla, projeyle, kapalı kapılar ardında, karanlık odalarda değil şeffaf meydanlarda iktidar mücadelesi veririz' deyip savcının yolunu göstermesi gerekmez miydi? Aleyhinde konuşulan kendi Genel Başkanı ile ilgili kendini vekil yapan, grup başkan vekili yapan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapan, vefa borcu olduğu değerli bir insana dönüp de 'Sayın Genel Başkanım sizinle ilgili şöyle şöyle şeyler var' demesi, insanlık icabı değil mi? Bakın İklim Hanımın gazetelere yansıyan ifadelerine göre; 'kendi şartlarınla git getir' diyor. 

Dikkat buyurun Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki, 'kendi şartlarınla git yap getir' diyor. Ne demek bu, çanak tutmaktır, 'git bu komployu yap getir' diyerek teşvik ediyor hanımefendiyi. Ben sormak istiyorum; Sayın Kılıçdaroğlu, bu gazeteci yaptığı zaman ne yapacaktı, getirdiği zaman sen ne yapacaktın? Buyur konuyu açıkla Türk milleti öğrensin. Bir yandan 'Ergenekon soruşturmaları canlı yayınlansın' deyip meydanlarda gürlerken öte yandan kamuoyuna mal olmuş böylesi iğrenç bir rezalet karşısında suskun kalıp kamuoyu ile bunu paylaşmamasını yanlış görüyorum. Yetmiyormuş gibi kendi çamurunun içinde AK Parti'yi çamura çekmek istiyor. Öyle çamura çekmeye, çamura yatmaya gerek yok."

"BU KADAR BÜYÜK BİR ÇİRKEFLİĞİN, BU KADAR BÜYÜK BİR REZALETİN ÜSTÜ ÖRTÜLEMEZ"

Kapalı kapılar ardında, karanlık odalar içerisinde bel altı vurmak suretiyle parti içi ve parti dışında mücadele olamayacağını ifade eden Bekir Bozdağ, Türk siyaseti adına, demokrasi adına, millet adına ortaya çıkan bu durumdan üzüntü duyduğunu söyledi. Anamuhalefet partisinin lideri, iktidara talip olduğunu söyleyen kişinin böylesi gayri ahlaki konuşmaların, görüşmelerin merkezinde olup kamuoyuna malolana kadar bu işi gizlemiş olmasından dolayı fevkalade üzgün olduğunu dile getiren Bozdağ, "Eğer bir başka Batı ülkesinde olsaydı, demokrasinin kökleştiği bir ülkede olsaydı, o partiye oy verenler, o partinin vekilleri, il başkanları, delegeleri ayağa kalkardı. 'Böylesi ahlaki bir düşkünlük içinde olan bir yapı ile CHP seçime gidemez, Sayın Kılıçdaroğlu ile yol yürüyemeyiz' deyip istifaya davet ederlerdi. Ama bakıyorum bir ses yok. Bu kadar büyük bir çirkefliğin, bu kadar büyük bir çirkinliğin, bu kadar büyük bir rezaletin üstü örtülemez. Türkiye böyle'e Genel Başkanın ifadelerinesi ahlaki zafiyet içerisinde bulunanlara asla emanet edilemez. Muhalefeti de emanet edilemez, iktidarı da emanet edilemez. Ben böyle bir siyaset görmedim, böyle bir rezalet görmedim, Dallas dizisi diyorlar ya onu geçti. Benim aklım ermiyor, Bizans oyunları diyorlar onu da geçti. 

Kendi içinde bu kadar oyun oynayan, kendi içinde bu kadar dümen çevirenler milletin karşısında ne yapabilirler. Ne kadar yiğit, ne kadar mert, ne kadar şeffaf olabilirler? Birilerine bu kadar gebe kalanlara, es kaza millet iktidar vermiş olsa kendilerine bu yardımı yapanlara nasıl bir diyet borcu ödeyecekler onu da merak ediyorum. Bakın biz 9 yıldır iktidardayız, kimsenin önünde eğilmedik. Niye eğilmedik? Gazete manşetleri ile düzelmedik, CD operasyonları ile düzelmedik, karanlık odalarda pişirilen demokrasi ve hukuk dışı eylemlerle ve planlar sonucu gelmedik. Neyle geldik? Milletle geldik. Onun için diyoruz ki, biz sadece milletin önünde eğiliriz, başka hiç kimsenin önünde eğilmeyiz. Bizim diyet borcumuz sadece Türk milletinedir" dedi.

"İKTİDARA TALİP ANA MUHALEFET PARTİSİNİN LİDERİ BÖYLESİ ÇİRKİN BİR OLAYIN ODAĞINDA OLAMAZ" 

Şu anda Türkiye'de hiçbir tehdide, hiçbir kumpasa, hiçbir oyuna açık kapı bırakmayan bir iktidarın görev başında olduğunu vurgulayan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "O nedenle biz diyoruz ki, bizim anlımız ak. Biz demokrasiye sahip çıktık, hukuka sahip çıktık, bize verdiğiniz emanete asla halel getirmedik. Ben buradan CHP'ye bir çağrıda bulunuyorum; adını değiştirsin. Çünkü karıştırmadık halt kalmadı. Hani derler ya Anadolu'da 'yemedikleri halt kalmadı' diye. Onun için 'halk' kelimesini 'halt' kelimesi ile değiştirmeli, Cumhuriyet Halk Partisi yerine 'Cumhuriyet Halt Partisi' demeli, 'her hangi bir halt nasıl karıştırılır' diyenlere de özel ders vermeli. Bir ülkenin iktidarına talip anamuhalefet partisinin lideri böylesi çirkin bir olayın odağında olamaz. Böylesi bir konuşmayı 40-45 dakika dinleyemez, ondan sonra 'git kendi şartlarınla yap' diye talimat veremez, sonra da 'bana getir' diyemez, ondan sonra da çıkıp 'ben bu konuşmayı açıklamam' diye kamuoyundan kaçamaz. Onun için biz diyoruz ki; biz
demokrasiye, biz milletin iradesine sahip çıktık ve Türkiye'de artık demokrasinin çıtasını da yükselttik. Böylesi katakullilere artık Türkiye kapalı."





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol