ABD GİDİŞATTAN KAYGILI

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında evlerinde ve iş yerlerinde arama yapılan 11 kişiden gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener ile Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün de aralarında bulunduğu 9'u gözaltına alındı. AB ve ABD'den gözaltılara ilişkin açıklama geldi.

04 Mart 2011 Cuma 12:45
ABD GİDİŞATTAN KAYGILI

''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün talebi üzerine İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar üzerine dün Prof. Dr. Yalçın Küçük, gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın da aralarında bulunduğu 11 kişiye ait adreslerde arama yapıldı. Aramaların ardından, İstanbul'da Ahmet Şık, Nedim Şener, Sait Çakır, Yalçın Küçük, Ankara'da da Oda TV internet sitesi yöneticisi Doğan Yurdakul, yazarlar İklim Bayraktar, Müyesser Yıldız, Coşkun Musluk ve polis memuru Aydın Bıyıklı gözaltına alındı.


Taksim Meydanı'nda, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin de yer aldığı Gazetecilere Özgürlük Platformunca, bugün saat 12.00'de gazetecilerin gözaltına alınmasının protesto edilmesi amacıyla basın açıklaması yapılacak.


AB VE ABD'DEN UYARI
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, "Ergenekon" soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazetecilerle ilgili olarak, "Kamuoyunun önünde dile getirdiğimiz gibi Türkiye'deki gidişattan kaygılarımız var. Bu gelişmelerle ilgili Türk yetkililerle temasları sürdürüyoruz. Bu konuları çok yakından takip edeceğiz" dedi. 
İnceleme ya da soruşturmaların şeffaf şekilde ilerlemesi çağrısında bulunduklarını belirten Crowley, Türkiye ile temas etmeye ve bağımsız ve çoğulcu medya için çağrıda bulunmaya devam edeceklerini bildirdi.
Crowley, bunun sağlıklı demokrasi için kritik olduğunu belirterek, "Yıllık insan hakları raporumuzda küresel basın özgürlüklerine ilişkin değerlendirmelerimizi sürdüreceğiz" dedi.
ABD Başkanı Obama'nın Türkiye'deki gazetecilere yönelik yıldırmaların farkında olup olmadığı ve gündeme getirip getirmediği" yönündeki bir soru üzerine Crowley, bunun Beyaz Saray'a sorulması gerektiğini ancak ABD yönetimi olarak bu konulara odaklanmaya devam ettiklerini söyledi.
Sözcü Crowley, "bu gözaltıların sistematik olduğunu düşünüp düşünmediği" yolundaki bir soru üzerine de, "Bu konuda bir yargıda bulunmak zor. Kamuoyunun önünde dile getirdiğimiz gibi Türkiye'deki gidişattan kaygılarımız var. Bu gelişmelerle ilgili olarak Türk yetkililerle temasları sürdürüyoruz. Bu konuları çok yakından takip edeceğiz" diye konuştu.

ENDİŞEYLE İZLİYORUZ
AB Komisyonu da gazetecilere yönelik son polis uygulamalarını endişeyle izlediğini" bildirdi.
AB Komisyonunun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'deki mevzuatın, ifade özgürlüğünü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan hakları Mahkemesi kararlarına uygun şekilde güvence altına almadığını belirttti.  Füle, "Tüm modern demokrasilerde ifade ve basın özgürlüğü muhafaza edilmesi gereken temel prensiplerdir. Aday ülke olarak Türkiye'nin bu temel prensipleri uygulamasını ve kamuoyunda çoğulcu ve farklı tartışmalara imkan sağlamasını umuyoruz. Türkiye'nin acilen basın özgürlüğünün icrasını kayda değer şekilde iyileştirmek için yasal çerçeveyi değiştirmesine ihtiyaç duyulmaktadır" ifadesini kullandı.

ERDOĞAN YORUMLADI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ergenekon" gözaltılarıyla ilgili, ''Gözaltı olayı her zaman söylediğimiz gibi, bunlar bizim talimatımızla olan şeyler değil'' dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Gözaltı olayı her zaman söylediğimiz gibi, bunlar bizim talimatımızla olan şeyler değil. Bu, savcılığın talebi üzerine güvenlik teşkilatımızın, emniyet teşkilatımızın o verilen talimatı yerine getirmesi olayıdır. Burada, şüphesiz ki savcılık herhalde bazı bilgilerden, bazı belgelerden hareketle böyle bir adımı atıyor. Bunu üzerinde benim zaten herhangi bir değerlendirmeye girmem, şöyle mi böyle mi, bu tür ifadelerde bulunmam bunlar da zaten yanlış. Şu anda emniyet teşkilatımız kendisine verilen görevi yerine getirmiştir. Ve bundan sonraki süreçte de savcılık hazırlık safhasını yerine getirir, ondan sonra da ilgili mahkemeye bunu sevk eder veyahut da sevk etmeden bırakabilir. Bunların hepsi onların tasarrufudur. Buna tabii bizim karışma yetkimiz zaten yok. Benim sadece söyleyeceğim bir şey var; bu süreçlerin süratle neticelendirilmesidir, kısa zamanda bitirilmesidir. Bu da arzumdur, bunu da özellikle ifade etmek isterim.''





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol