19 Mayıs Fotoğrafının Sırrı Ortaya Çıktı!

Siyaset bilimci, akademisyen, yazar Fatih Yaşlı, 19 Mayıs günü Samsun'da Erdoğan ve liderlerin biraraya gelerek verdiği pozun ne anlama geldiğini 'SOL'a yorumladı. İşte o çarpıcı değerlendirme!

21 Mayıs 2019 Salı 12:32
19 Mayıs Fotoğrafının Sırrı Ortaya Çıktı!

" Bunun birden fazla nedeni olduğunu düşünüyorum. Birincisi AKP, Cumhuriyet’i yıktı ama yerine yenisini dört başı mamur bir şekilde koyamadı, sadece siyasal olarak değil, kültürel olarak da bir şey koyamadı. Elinde kolektif bir kimlik inşa etmek için yeterince tarihsel anlatı, yeterince kahraman, yeterince “mitos” yok. Belki sadece 15 Temmuz. Onun da sınırları belli ve bugün gelinen noktada AKP tabanı için de eskisi kadar büyük önem taşıdığını zannetmiyorum. Bunun dışında AKP rejiminin romanı, şiiri, sineması, tiyatrosu yok, elinde dindarlık/muhafazakârlık dışında kültürel hegemonya kuracak bir araç bulunmuyor. Yandaş medyayla, A Haber’le yapılabileceklerin, salgılanabilecek ideolojinin ise bir sınırı var. Tam da bu nedenle AKP, Atatürk, Cumhuriyet ve Milli Mücadele’den vazgeçmek, bunları reddetmek yerine, kendi kurduğu rejime ve yeni-Osmanlıcılığına uygun bir tarih anlatısıyla, tarihi yeniden yazarak, Türk-İslam sentezci paradigmaya dayalı bir tarih yazımıyla, üçünü de kapsamayı; dönüştürerek, tahrif ederek kapsamayı tercih etti. Atatürk’ü bir “Osmanlı paşası”na, Cumhuriyet’i “milli egemenliğe” ve Milli Mücadele’yi “gâvura karşı verilen mücadele”ye indirgemek, bu bağlama yerleştirmek tam olarak bununla ilgili.

İkinci olarak ise, Erdoğan kendisini bir “kurucu baba” olarak görüyor ve bu kuruculuğu da Atatürk’e öykünerek, yeni bir Milli Mücadele anlatısıyla, yedi düvele verilen savaş anlatısıyla topluma kabul ettirmek istiyor. Bu anlatıya göre Türkiye şu an da tıpkı 1919’da olduğu gibi bir beka mücadelesi veriyor, yedi düvele karşı savaşıyor ve bunun da liderliğini Erdoğan üstlenmiş durumda. Peki durum böyleyse ne yapmak gerekiyor? Elbette ki Erdoğan’ın etrafında kenetlenmek gerekiyor. Erdoğan’ın diğer siyasi parti liderleriyle verdiği fotoğrafa dikkat ettiniz mi? Arkada Atatürk ve onunla birlikte Samsun’a çıkanların heykelleri var. Peki, o heykellerin önünde o poz 100 yıl sonra tekrar verildiğinde bugünün Atatürk’ü kim oluyor? Sorunun yanıtının açık olduğunu sanıyorum. Erdoğan orada yaptığı konuşmada "Nasıl ki Gazi Mustafa Kemal 19 Mayıs'ta işgale boyun eğenlere, çareyi mandada arayanlara itibar etmeden sadece Hakk'a ve halka inanarak mücadelesini yürüttüyse biz de aynı şekilde hareket ediyoruz” cümlesini boşuna kurmadı dolayısıyla.

Yine Erdoğan’ın konuşmasına bakalım. Şöyle diyor: “Gazi Mustafa Kemal bir asır önce bugün Samsun'a herhangi bir kişi olarak değil Osmanlı'nın en parlak, en gelecek vadeden subaylarından biri olarak ayak basmıştır." Burada ima edilen, üzeri örtük bir biçimde dile getirilmek istenen şey, İslamcılar ve Türk sağı içerisinde sıkça anlatılan ve artık resmi tarihin de bir parçası haline getirilmeye çalışılan bir şehir efsanesi aslında. Buna göre Mustafa Kemal’i Samsun’a Milli Mücadele’yi başlatması için Vahdettin göndermiş, ancak daha sonra Mustafa Kemal bunu inkâr etmişti. Oysa sadece kronolojiye, yani Mustafa Kemal’in İstanbul’a tekrar çağrılmasına, hakkındaki tutuklama kararına ve ordudan istifa sürecine bakmak dahi, bu iddianın gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmadığını bize gösteriyor.

Bunun dışında, Atatürk’ten bir Osmanlı subayı olarak bahsedilmesi, Milli Mücadele’nin hilafet ve saltanatın lağvına uzanan bir süreç olduğunun da üstünü örtüyor. Oysa Milli Mücadele sadece işgal güçlerine karşı verilmedi, sonunda ortaya bir ulus-devlet, bir cumhuriyet çıktı ve “milli egemenlik” fikri yeni rejimin söyleminin merkezine yerleştirildi. Atatürk’e ait şu cümleler durumu çok net bir şekilde ortaya koyuyor: “Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk milletinin egemenliğine ve saltanatına el koymuşlardı. Bu zorbalıklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Milleti bu saldırganlıklara artık yeter diyerek ve bunlara karşı ayaklanarak egemenliğini ve saltanatını kendi eline fiilen almış bulunuyor.” Yeni-Osmanlıcı tarih anlatısı ise çok bilinçli bir şekilde bunu görmezden geliyor, bunun üzerini örtmeye çalışıyor.

Son olarak, Atatürk’ten böyle bahsedilmesi, Türk sağının tarihsel figürlere bakışıyla da alakalı. Türk sağının “panteon”unda yer alan, kıymet verilen liderler, bir silsile içerisine yerleştiriliyor ve böylece ortaya tarihsel bağlamından, devrimciliğinden, ilericiliğinden arındırılmış, yeni rejimin anlatısına uygun bir Mustafa Kemal çıkmış oluyor. O silsileyi görmek için Erdoğan’ın konuşmasındaki şu cümlelere bakalım hemen: “Sultan Alparslan'ın, Selahaddin Eyyubi'nin, Ertuğrul Gazi'nin, Fatih'in, Yavuz'un, Abdülhamid Han'ın, Gazi Mustafa Kemal'in izinden giderek maziden atiye kurduğumuz köprüyü ebediyete kadar ayakta tutmaya var mısınız?"

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 21.05.2019 12:50
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol