Hoffman’ın “2021’de Türkiye-ABD İlişkilerinde Gerilim Alanları” başlıklı raporunda da, Trump ve Erdoğan’ın aralarında geliştirdiği yakın kişisel bağların, ikili ilişkilere zarar veren ayrılıkları sadece geçici olarak rafa kaldırdığını, Biden’ın ise Trump’ın “müdahale etmeme” yaklaşımını devam ettirmesinin beklenmediği belirtiliyor. Dolayısıyla rapora göre, 2021’de iki ülke arasındaki ihtilafların çoğu tekrar su yüzüne çıkabilir ve ilişkilerde daha derin kırılmalara neden olabilir.
Bununla birlikte, raporda Biden yönetiminin, “Rusya’ya karşı koymaya katkı sağlayan, mülteci krizini idare eden, Ortadoğu’da Washington’la birlikte çalışan, istikrarlı, demokratik bir Türkiye’nin ABD’nin çıkarına olduğundan” hareket ederek, Türkiye’ye karşı olası cezalandırıcı adımlarında aşırıya kaçmamaya da dikkat edeceği öngörüsüne yer veriliyor. Bu tür adımların bir yandan Türk ekonomisini felce uğratırken diğer yandan demokrasiyi güçlendirmeye de pek az katkı sağlayacağı ve Ankara’yı Moskova’ya daha da yaklaştırabileceği bilinciyle Biden yönetiminin bu konuda bir denge gözetmesinin gerekeceği ve her cephede Türkiye’ye karşı çok sert olamayacağı değerlendirmesine yer veriliyor.