Bayram vesilesi ile, yüz-yüze ve telefonla görüştüğüm, birçok dostum, “kayyum atamaları” konusundaki fikrimi sordu;
1-Kanaatimce, bu çok isabetli, ancak çok geç kalmış bir uygulamadır. Eğer, zamanında yapılsaydı; bu kadar şehit vermez, beldeler böylesine harabeye dönmezdi.
a)Kendini sömürge komiseri sanan, ukala ABD Büyükelçisinin dediği, çok yanlıştır. (Kaldı ki, içişlerimizle ilgili olarak, kendisine söz düşmez. Halt yeme düşer.) Bu başkanlar, seçimle gelmemiştir. Terör örgütü tarafından tayin edilmişlerdir. Devletin otoritesinin olmaması sebebiyle; tehdit ve baskılarla oy toplamışlardır.
b)Bu başkan ve üyeler; belde halkına hizmet vermeyi hiç düşünmemişlerdir. Tüm mesailerini ve imkanlarını, terör örgütüne tahsis etmişlerdir. Her türlü bölücü faaliyetin, ihanetin içinde yer almışlardır. Beldelerini kurtarılmış bölge haline getirmeye, bağımsızlık ilanı yapmaya, kalkışmışlardır. Neticede, çok sayıda şehidin, yüzbinlerce kişinin göç etmesinin ve beldelerinin harabeye dönmesinin, vebalini yüklenmişlerdir.(Ve yıllarca, bunlara göz yumulmuştur.)
c)Her ihaleden, belli oranlarda rüşvet alınmış ve örgüte gönderilmiş
d)İş makinaları, tamamen örgütün emrine tahsis edilmiş; bombaların yerleştirilmesinde; hendeklerin kazılmasında; barikatların inşa edilmesinde, teröristlerin araçla gidip gelmesi içim, dağlara yolların açılmasında kullanılmıştır. Ve çözüm süreci adına, bu ihanetlere engel olunmamıştır.
e)Kadroların tümünü örgütün emrine göre doldurmuş: Özellikle, dağda ölen her teröristin yakınlarına öncelik verilmiştir.
f)Devamlı olarak; TC’ye kan kusmuşlar; her türlü hakareti-küfrü-tehdidi-şantajı yapmışlardır. Devletten yana olanlara, hayat hakkı tanımamışlardır.
Bu gerçekler karşısında, kayyum atamak, hafif bile kalmaktadır. Bu ihanetlerin bedeli de mutlaka ödettirilmelidir.
2-İktidar, bu terör örgütü borazanlarının; milletin vekilliğini değil de, örgütün uşaklığını yapanların; tehdit ve şantajlarına kulak asmamalıdır. Zira; son operasyonlarından sonra, bölge halkı, büyük ölçüde, Devletin yanındadır. Kaldı ki; canlarının ve mallarının zarar gördüğü, Sur-Cizre-Şırnak-Nusaybin- Yüksekova- kalkışmalarında da, örgütü yanında yer almamıştır. İç savaş palavralarını boşa çıkarmıştır. Göç etmiş, ama teröre destek çıkmamıştır. Nitekim; Van’daki son patlama da, bunun bir diğer örneğidir. Zira; Van, güya Serhildan’ın başkenti olacaktı. Ne oldu? Halkın desteğini, hiç alamadılar. Ve bunun için de, Van halkını cezalandırmak, korkutmak istediler. Ve sivillere hedef aldılar.
3-Şimdi: AKP iktidarına büyük görevler düşmektedir;
a)Bölgede; uzun vadeli, güvenlik öncelikli, tam anlamı ile gerçek Devlet otoritesinin sağlamaya yönelik, bir Devlet politikası(Hükümet değil) inşa edilmelidir. Bunun devamlılığı olmalı, her gelen, bir öncekinin yaptıklarını bozmamalıdır.
b)İcraatlar, ciddi biçimde koordine edilmeli ve denetlenmelidir.(Şu anda, ilgili kurum çok, ciddi bir uygulama yoktur.)
c)Hudut güvenliği sağlanmalıdır. Ms. Türkiye’de geç de olsa, amanyumnitratla gübre satışları, belli ölçüde, denetim altına alındı. Ancak, bu defa İran’dan kaçak yollarla, giriş başladı. Yüzyılı aşkın süredir, İran hududu kontrol altına alınamamıştır. Kaçakçılıklar önlenememiştir. Gerçek anlamda, “alan hakimiyeti” sağlanamamıştır.
d)Büyükşehir Yasası’nın, çok mahzurlar doğuracağını, defalarca yazdım. Maalesef, dediğim doğru çıktı, yasa teröre hizmet etti. Değiştirilmelidir.
e)Aynı şekilde; İl Özel İdareleri kalktı. Tüm makine ve ekipmanı, belediyelere geçti. Mülki amirler, terörist belediyelere, muhtaç hale geldi.
f)Bölgenin kadastrosu bitirilmelidir.
g)Devlet, elektrik parası bile toplayamayan acizlikten, kurtulmalıdır.
h)Bölgede, alt yapı yatırımları, Batı bölgelerinden daha fazladır. Ama, bir türlü bölücülük/Kürtçülük furyası önlenememektedir. Zira; ciddi bir eğitim politikası yoktur. SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN uygulaması, çok yanlıştır. Zira, bu öğretmenlerin önemli bir bölümü, terör yandaşıdır. Daha küçük yaştan itibaren, yavruların beynini yıkamakta, Kürtçülük bilinci aşılamakta, TC düşmanı olarak yetiştirmektedirler. Üniversiteye gittiklerinde de, (her üniversiteye yuvalanmış) terör odaklarının eline düşmekte, daha hızlı bir militan haline gelmektedirler.
Bu bölgelere, batı bölgelerinden, tecrübeli öğretmenlerin tayini şarttır. Özellikle de, meslek okullarına ağırlık verilmeli, bu çocuklar bir meslek sahibi kılınmalıdır. Yerinde istihdam şartları oluşturulmalıdır. (Köy enstitülerinin dejenere edilmemiş hali, incelenmelidir.)
Özellikle de, “Annelerin eğitimi” sağlanmalı, hem bilgileri, hem de Türkçeleri takviye edilmelidir.(Anne, evin gerçek reisidir. Evlatlarını eğiten de odur.)
-Son Söz: Diliyor ve umuyorum ki; AKP iktidarı, çözüm süreci-Habur Rezaleti-Oslo ve İmralı görüşmeleri-Terörist başına övgü düzmeleri-İhanetlere göz yummalar-Mülki amirlerin ve güvenlik güçlerinin pasifize edilmesi, vb. büyük hataları tekrarlamaz. Hatalı dış politikalarını da düzeltir.(Bu arada, Tarık Akan’a gösterilen sevginin, iktidarca iyi analiz edilmesinin gerektiğini de hatırlatmak isterim.)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol