Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu geçtiğimiz günlerde vefat eden gazeteci Tufan Türenç’i bugünkü köşesine taşıdı.

Okuyucularının karşısına “Kalemi kırık gazetecinin son yolculuğu” başlığıyla çıkan Terkoğlu’nun yazısındaki “Tufan Türenç’in de onun kuşağının da sonunu hazırlayan Erdoğan oldu” ifadeleri dkkat çekti.

TÜRENÇ’İN SONUNU ERDOĞAN GETİRDİ

Türenç’in yaşadığı bir anısını okurlarına aktaran Terkoğlu yazısının devamında AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın Tufan Türenç’ten haz etmediğini ve ona gazetecilik yaptırmadığını şu sözlerle ifade etti:

Gelgelelim, Tufan Türenç’in de onun kuşağının da sonunu hazırlayan Erdoğan oldu. “Kovulacak gazeteci listeleri” ile önce 2011’de yazıları kesildi. Sonra da 2017’de yazıişlerindeki görevine son verildi.

İktidar için öyle sembolikti ki, Reisçi bir yazar, Aydın Doğan’a “Olmuyor” diyerek şunları yazmıştı: “Hürriyet gazetesinin transfer ettiği bütün yazarlar kısa sürede Tufan Türençleşiyor. (…) Liberal diye aldı, Tufan Türenç çıktı. İslamcı diye aldı, Tufan Türenç çıktı. Başörtülü aldı, Tufan Türenç çıktı.”

Kumpas davalarına karşı çıktı. Silivri’deki ziyaretçilerimizdendi. Referandumda “hayır”cıydı. FETÖ gazlı darbe komisyonu, Ertuğrul Özkök’ü saatlerce sorguladığında, “Ben olsam orayı terk ederdim. (…) Tek tek o yazıyı niye yazdın, bu manşeti niye yaptın. Sana ne?” diyecek kadar dikbaşlıydı.

Hep Sedat Simavi’nin o sözünü hatırlatırdı: “Kalemini kimsenin emrine verme, mecbur kalırsan kır ama asla satma.”

Bugün Tufan Türenç’i uğurluyoruz. Aklım “Manşeti bol oldu” diyor, yüreğimdeyse “Ona gazetecilik yaptırmayanların toprağı az olsun” var.