Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarında yer alan bazı cümleleri medya ne yazık ki görmezden geliyor. Davutoğlu siyasette temiz ahlakı, şeffaflığı ve hesap verilir olmayı öne çıkartan ilkeli bir siyasetçi.

Gelecek Partisi'ni seçimlere iddialı şekilde hazırlamak için Türkiye'yi adım adım dolaşan Genel Başkan Ahmet Davutoğlu kuşku yok ki AKP'lileri en iyi tanıyan kişilerden birisidir.

AKP Genel Başkanlığı'nın yanı sıra Başbakanlık da yapan Davutoğlu, AKP'lilerin haksız kazançları hakkında çok ağır açıklama yaptı.

Ahmet Davutoğlu, "İktidar artan yoksulluğa kayıtsız kalıyor ve milletin anlatılan hikâyelere inanmasını istiyor. Türkiye'nin beka sorunu AKP iktidarının bizzat kendisidir" dedi.

Davutoğlu konuşmasında vatandaşlara şöyle seslendi;

"Gayrimeşru yollarla elde ettikleri servetleri "Emanete hıyanet" olarak ve güç elde etme yolunda ganimet olarak görün!

Evet, onlar ganimeti paylaşırken, sizlerin bunu ülkenin bekası için zorunlu bir paylaşım olduğunu düşünmenizi istiyorlar.

Bu ganimeti ceplerine değil, düşmanla mücadele için harcadıklarını düşünmenizi istiyorlar."

- Keşke sadece birbirlerinin otellerine, marinalarına çökseler;

Keşke sadece birbirlerinden rüşvet isteseler,

Keşke sadece bu kirli çarkın içinde olanlar zarar görseler…

Maalesef öyle olmuyor.

O tamahkârlık sınır tanımıyor.

O tamahkârlık İkizdereler'de olduğu gibi, dağlara, tepelere, taşlara, göl kenarlarına da çöküyor. Halkın özel mülküne de el atıyor.

O tamahkârlık size enflasyon, hayat pahalılığı, faiz olarak dönüyor.

O tamahkârlık size 2.820 TL ile geçinmenin imkânsız olduğu, yoksulluk sınırının 9000 liranın üzerinde olduğu bir ülke olarak dönüyor.

- Farkı şu;

Çiftçiyi ağlatırken göz önünde olan tamahkârlık, yandaş iş adamını güldürürken gizlenmek zorunda kalıyor!

Halkın 750 milyon dolarını medyaya peşkeş çekerken olabildiğince bonkörleşebiliyor.

Kurdukları bu düzeneğin detayları, ancak içlerinden birine kazık atıldığında öğrenilebiliyor."

*             Rant savaşı

Gazetecilere kadar sıçrayan rüşvet iddialarını "klikler arası rant savaşı" olarak niteleyen Davutoğlu, bunun beka mücadelesi olarak yutturulduğunu ifade ederek şunları söyledi;

"Kendi aralarındaki "tamahkârlık" yarışının adını beka savaşı koymuş bunlar!

Önce siyasal çıkar denklemini kurdular; sonra da bu denklemi ayakta tutacak olan rant paylaşımını kurguladılar.

İsimlerini öğrendiklerimiz rant mücadelesinin vekâlet savaşçıları.

Ülkede doğru düzgün bir hukuk düzeni, bir yargı sistemi olsa, bu aracıların arkasındaki güçleri de öğrenmek işten bile değil…"

Ortada resmen kan ile kurulan bir kurtlar sofrası var

Eğer ortada birlikte kurulan bir düzen, gayrimeşru ilişkiler söz konusu olmasa çıkıp yalanlamaları işten bile değildi.

Eğer ortada demokratik bir hukuk devleti olsa, araştırma soruşturma komisyonu derhal kurulurdu.

Eğer ortada günahkârlar olmasa, suça ortak olmadıkları için 'hayır biz orada değildik' demeleri o kadar da zor değildi!

Elleri temiz olsaydı, dertleri hukuk devleti olsaydı, bu ifşaatlardan ötürü memnun olurlar, devletin içindeki urları temizlerlerdi!"

*             Kim bunlar?

Başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu anlaşılan o ki rantçıların, günahkârların, devlet içindeki urların, tamahkârların kimler olduğunu isim isim biliyor.

Yargıyı göreve çağırması kuşku yok ki çok önemli.

Davutoğlu şu cümlesi ile kimi kastediyor?

- "Gayrimeşru yollarla elde ettikleri servetleri "Emanete hıyanet" olarak ve güç elde etme yolunda ganimet olarak görün!...

Davutoğlu'nun söz ettiği "Emanet" acaba nedir?

- Örtülü ödenek mi?

- Devlet Bütçesi mi?

Bu "ganimet" olarak ifade edilen paraların kaynağı nedir, miktarı ne kadardır?

"Gayrimeşru yollarla elde ettikleri servetler" hangi miktara ulaşmıştır?

Davutoğlu'nun bu sözleri, Amerika'nın mal varlığı iddialarını da akla getirmektedir.

Anlaşılan o ki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminden önce özellikle Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan'ın yapacağı açıklamalar AKP'nin de Erdoğan'ın da canını çok yakacak.