'TÜRKİYE'YE EBUZER LAZIM...''

İhsan Eliaçık hoca, Türkiye'de Ebuzer anlayış ve iradesinde bir lidere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

31 Mart 2015 Salı 00:51
'TÜRKİYE'YE EBUZER LAZIM...''

 Eliaçık hoca, İslam'ın sosyal yanının Türkiye'nin bugünkü kültürel ikliminde ve siyasal realitesindeki karşılığını değerlendirdi. Ülkede dini ve sol çevrelerin üzerinde öteden beri planlı ve yoğun çalışmalar yürütüldüğünü kaydeden Eliaçık hoca, " Dini çevreler anti- komünistleştirilirken, sol çevreler din dışılaştırılmıştır. Bu konuda planlı bir çaba sözkonusudur. İyiden iyiye bir tezgahtan geçtiklerini iki tarafından da kabul etmesi gerekiyor. Ondan sonra bir şeyler yapabiliriz. Şu an biz bu dayatılmış iklimi değiştirmeye ve yeni bir iklim oluşturmaya çalışıyoruz. Karşılığı henüz zayıf ama gün geçtikçe güçleniyor. Esasında hükümetin yönettiği siyasal alanın panzehiri bu düşüncedir. Esas muhafelet bu tartışmaların yarattığı iklimden çıkacak. Ne ulusalcılık ne de dindışılaştırılmış sol bunu yapamaz, ontolojileri müsait değil. Mauviye’ye Ebuzer lazım, Che Guevara değil. Peygamberimizin yakın arkadaşı Ebuzer, Muaviye'nin sarayına gitti. Beyaz Saray'dı adı. 'Her kim kenz ediyorsa, biriktiriyorsa ve bunu Allah yolunda yani kamu için, yoksul için, muhtaçlar için harcamıyorsa ve bunu her kim yapıyorsa hahamda, papaz da odur' dedi. Bu ayeti bizzat Muaviye'nin yüzüne karşı söyledi. Bunun karşılığında Ebuzer, Hazreti Osman zamanında sürgüne gönderildi ve çölde açlıktan öldü. Ebuzer şimdi ıssız çölde yalnız, fakat görkemli yatıyor. Onun mesajını ne Emevi, ne Abbasi, ne Osmanlı İmparatorluğu vermemiştir. Maalesef onlar Muhammed'in dinini ters yüz etmişlerdir" dedi.

"DURUŞUM POLİTİK DEĞİL..."
İktidara karşı sergilediği duruşun kesinlikle politik olmadığını, tarihsel ve dinsel kökleri bulunduğunu kaydeden Eliaçık hoca, " Bizim yaptığımız esasında politik bir muhalefet değil. Tarihsel ve dinsel kökleri çok derinlerde olan bir hesabın son halkası belki. Bu iş tarihsel, dinsel, siyasal, kültürel bir çok alanda artarak sürecek. Durum Ali Şeriati’nin dediği gibi ‘dine karşı dinin” vaziyet alması ve bu kaçınılmaz. Ben 2003’de, AKP iktidarının ikinci yılında tavır aldım. AKP’ye insaf gereği bir yıllık süre vermiştim. Beklediğim gibi çıkmadılar. Müslüman aydınlara baktığınızda onlar politika yapıyordu. Biz siyasal ve kültürel tedahül yapıyoruz. Tedahül iç içe geçme, birbirini etkileme ve etkilenme, birbinin dünyasına sahici olarak girme demektir. Onların hepsi sahteydi. Ortak platform olmaz ortak vicdan lazım çünkü" diye konuştu. 


EBUZER EL GIFARİ KİMDİR?

Ebu Zerr, Peygamberin vefatından sonraki halifelik ihtilafında Ali bin Ebu Talib'in sadık bir destekçisiydi. Tanınmış Şii ve Sünni tarihçiler bu konuda mutabıktır.

Tarihçi Wilfred Madelung'a göre, Ebu Zerr, Osman bin Affan'ın hilafeti esnasında halifenin gözünden düşmüştür. Osman bin Affan kendi akrabalarını İslam Devleti'nin değişik vilayetlerine vali olarak tayın ediyordu ve onlara beytülmal'den para kaynağı sağlıyordu. Ebu Zerr bu davranışın İslam'ın prensiplerine aykırı olduğunu görüşünü savunuyordu.

Osman, İfrikiya Gazvesinden (H. 27/M. 647) elde edilen ganimetten alınan Hums vergisinden kendisi gibi Emevi kabilesinden olan kuzeni Mervan bin el-Hakem'e 500.000 Dirhem, Haris bin el-Hakem'e 300.000 Dirhem ve Medineli Zeyd ibn Sabit'e 100.000 Dirhem verince, Ebu Zer Medine'de bu uygulamaya karşı çıkmaya başlamıştır. Zenginlikleri biriktirenlere cehennem ateşini vaat eden Kuran ayetleri okumuştur. Mervan bunun üzerine Ebu Zer'i Osman'a şikayet etmiş ve Osman Ebu Zer'i ikaz etmek amacıyla ona kendi hizmetçisi olan Natil'i göndermiştir, ancak Natil Ebu Zer'i ikna etmeyi başaramamıştır. Osman bir süre Ebu Zer'in muhalefetine sabretmiş, ta ki Ebu Zer halifenin huzurunda, halifenin beytülmal paralarını kullanma usülünü destekleyen Ka'b el-Ahbar'ı kızgın sözlerle yerene kadar. Bunun üzerine Osman Ebu Zer'i azarlamış ve kendisini Şam'a göndermiştir.[3]

Ebu Zer Şam'da da tavizsiz tutumundan vazgeçmeyerek, Osman'ın yeğeni ve Şam vilayetinin valisi olan Muaviye bin Ebu Sufyan'ın şaşaalı yaşam tarzını ve savurganlığını tenkit etti. Bunun üzerine Medine'ye geri gönderildi. Beytülmal'dan yapılan usülsüz harcamalarını yine de tenkit etmekten vazgeçmeyince, doksan yaşlarındayken Medine çölü yakınındaki El-Rabaza kentine, eyersiz bir deve üzerinde, sadece tek kızı refakatinde sürgüne gönderildi.

Madelung'a göre, Ali bin Ebi Talib, Osman'ın ilk müslümanlardan ve peygamberin en sevdiği sahabilerden olan Ebu Zer'i cezalandırmasını kınamıştı. Ali'nin bu tutumu, halife yasakladığı halde Ebu Zer'i kent sınırına kadar eşlik edip, onu en iyi dileklerle ve hürmet göstererek sürgüne göndermesinden de anlaşılmaktadır. Ebu Zer'e iyi davranmak için halifenin yasağını çiğnemeyi göze almıştı.

Ebu Zer'in ölümü Osman'ın askerleri tarafından aldığı darpların etkisiyle ya da çölde açlıktan olmuştur. Bir rivayete göre, Muhammed Ebu Zer'in bu hazin sonunu önceden bu sözlerle haber vermişti: Allah sana merhamet etsin, ya Eba Zer! o yalnız yaşayacak, yalnız ölecek ve yalnız diriltilecektir.

Sünni rivayetlere göre Ebu Zer[değiştir | kaynağı değiştir]
Bir hadisin rivayet zinciri Ebu Zer'e isnat edilmektedir. Kendisi ilk Müslümanlardan, halis bir mümin, dürüst bir adam ve hatalı davranışlara çekinmeden karşı çıkan biri olarak bilinmektedir. Sünni rivayetlere göre, kaba, tahsilsiz bir bedevi olup yüksek bir makamda olmamıştır fakat ümmete elinde ne varsa feda ederek hizmet etmiştir.

İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra, Suriye çölüne yerleşip, Ebu Bekir ve Ömer'in hilafeti boyunca orada kalmıştır.

Osman'ın hilafeti süresince Şam'da kalmış ve orada Müslümanların, dünya zevklerine heves ederek İslam'dan uzaklaşmalarına tanık olmuştur.

Bu duruma üzülen ve tiksinti duyan Ebu Zer'i Osman yeniden Medine'ye gelmeye davet etmiştir. Ancak burada da halkın dünya malına ve zevklerine meyli onu yaralamıştır.

El-Rabaza
Osman onun için Medine yakınlarında küçük bir yerleşim birimi olan El-Rabaza'ya gitmesini emretmiştir. Ebu Zer burada insanlardan uzak bir şekilde hayatını sürdürmüş ve Muhammed'in sünnetine sarılmıştır.

Rivayete göre onu ziyaret eden bir adam ona şöyle sormuş: "Senin malların nerede?"

Ebu Zer şöyle cevap vermiş: "Ahirette bir evimiz var, servetimizin arasından en iyisini oraya göndeririz."

Soruyu soran adam Ebu Zer'in neyi kastettiğini anlamış ve bu sefer şöyle demiş: "Ancak bu dünyada bulunduğun sürece bir takım varlıkların olması gerekir."

Ebu Zer bunun üzerine, "Bu dünyanın sahibi bizi burada bırakmayacaktır", diye cevap vermiş.

Aynı şekilde Suriye emiri Ebu Zer'e geçimi için 300 Dinar para gönderdiğinde, Ebu Zer "Emir bu parayı benden daha fazla hakkedecek bir kul bulamaz mıydı" sözleriyle iade etmiş.

Ebu Zer sade yaşamına devam ederek hicri 32 yılında ölene kadar kendini Allah yoluna adamıştır.[4]

Şiî rivayetlere göre Ebu Zer
Şiî rivayetler, Ebu Zer'i, Selman-ı Farısi, Mikdad ve Ammar bin Yasir ile birlikte en büyük ve en sadık sahabilerden biri olarak addetmektedir. Medine'ye hicret esnasında Suriye'deydi ve daha sonra Medine'deki Müslümanlara katılmıştır. İslam peygamberi Muhammed o zaman Medine kapılarında onun gelişini beklemiştir. Uzaktan gelen bir gölgeyi gördüğünde, ona "Ebu Zer ol" demiştir. Peygamberin ölümünden sonra sahabede Ebu Bekir'i destekleyenler ve peygamberin Gadir-i Humm denen bir yerde yaptığı konuşmada "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır" sözlerine dayanarak Ali bin Ebu Talib'den başkasını kabul etmeyenler arasında bölünme meydana gelmiştir. Ebu Zer, Ali'nin en güçlü ve bilgili dostlarından biri olup yeni yönetime karşı sözlerle mücadele etmiştir, zira Ali ümmmetin bölünmemesi için kılıç kullanmaktan çekinmişti.

Ebu Zer önceleri Şam vilayetine sürgüne gönderilmiş ve böylece Muaviye'nin kontrolü altına girmiştir. Şam vilayetinde (bugünkü Lübnan ve Suriye toprakları) Şiî inancını yaymaya başlamıştır ki halen bugün özellikle yaşadığı güney Lübnan'da Şiî inancı yaygındır. Orada Muaviye'ye karşı mücadele etmiştir. Bunun üzerine Muaviye Osman'a artık Ebu Zer'i tutmaya tahammülü olmadığını ve onu Osman'ın himayesine geri göndermek istediğini bildiren bir mesaj göndermiştir. Bunun üzerine Osman onun Medine'ye eyersiz bir at üzerinde geri gönderilmesini emretti. Medine'ye döndükten sonra, Osman daha önce Muaviye gibi aynı sorunlarla karşı karşıya kaldığından, Ebu Zer'i daha sonra açlıktan öleceği Rabaza diye bir yere sürgüne göndermiştir. Müslümanlar halifenin gücünden korkarlardı. Bunun için sadece birkaç sadık dostu onu yolcu etmiştir. Bunlar Ali bin Ebu Talib ile kardeşi Akil, oğulları Hasan ve Hüseyin ve büyük sahabelerden Ammar bin Yasir'dir.

Ali bin Ebu Talib onu yolcu ederken şöyle demiştir:

Ey Ebu Zer, sen Allah için öfkelendin, bu yüzden onun lütfunu umansın. Toplum, dünyaları için senden korktu; sense dininden dolayı onlardan korktun. Senden korktukları şeyi bırak ellerine; korktuğun şeyi al onlardan. Onlara men ettiğin şeye ne düşkündür onlar. Seni men ettikleri şeyeyse hiç mi hiç meylin yoktur, senin. Pek yakında bilir anlarsın, kim kâr etmiş, kim daha ziyade hasede düşmüş.[5]

Akil dedi ki: Seni sevdiğimizi biliyorsun ve sen de bizi seviyorsun. Allah'tan kork, zira Allah korkusu selamettir. Ve sabırlı ol, zira sabır cömertlik demektir.

Ve peygamberin torunu, Hasan bin Ali dedi ki: Amca, Resulullah ile karşılaşacağın güne kadar sabret. O senden memnun olacaktır.

Hüseyin bin Ali dedi ki: Amca, Allah'tan sabır ve galibiyet dile.

Ammar bin Yasir gözyaşı içinde dedi ki: Allah seni öfkelendirenleri sevindirmesin. Sana sıkıntı verenlere de aman vermesin. Allah'a ant olsun! Onların dünyasını tercih etseni onlar sana aman vereceklerdir. Ve onların hareketlerinden memnun olursan, onlar seni seveceklerdir.

Ebu Zer ağlayarak şöyle dedi: Rahmet ehlinin fertleri, Allah'ın merhameti hepinizin üzerine olsun. Sizleri gördüğümde, Allah'ın resulünü hatırlıyorum.

Peygamber onun hakkında şöyle demiştir: "Ebu Zer ümmetimde züht ve dindarlıkta İsa ibn Meryem gibidir."

Soyundan gelenler
Ebu Zer'in torunu Yahya ve büyük torunu Akil, Kerbela muharebesinde şehit düşmüştür. Akil'in soyundan gelenler, günümüzde hala Gifari soyadını taşıyan insanların yaşadığı İran'a göç etmiştir. Ebu Zer'in soyundan geldiğini iddia eden, İran'ın Keşan kentinde yaşayan Gifari ailesi çok sayıda politikacı ve aydın yetiştirmiştir. Bunların arasında Kerim Han Zend yönetimi (1760 - 1779) esnasında Keşan, Natanz ve Kum valisi Muezzin; ressam Kemal el-Mülk ve İran'ın Fransa Büyükelçisi Faruk Han Emin Ed-Doleh de vardır.[6]

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 31.03.2015 01:03
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
hasan namak 2015-04-01 14:24:11

Zer ve che karşılaştırması düşünmeye sevk etti. Zer çölde pasifize edildi ve yalnız vefat etti. Muaviye kendi hakimiyetini kurdu. Che mücadele etti ve başka bir sonuç doğdu. Hüseyin, ebu müslim örneklerini de incelemek lazım. Gandi ve mandela örnekleri de var. Hz.Ali ve 12 imamın duruşları incelenmeli. İsmaililer'in tercihleri üzerinde düşünülmeli. Tüm bunların karşısında olup da genel anlamıyla zulüm erbabı dersek, onların kazanma yöntemlerini de ayrıca değerlendirmeye almak lazım. Mücadele metedolojilerinin sonuç almak yönünden, bilimsel formüllerini üretmek bakımından...

Avatar
M. Yalçın Yalhı 2015-04-01 19:36:34

Allah razı olsun değerli hocam. Cihat yapıyorsunuz. Çok temel noktalara temas ettiğiniz için minnettarız.

Avatar
Senem Ozturk 2015-04-02 13:35:18

Kalemine yuregine saglik hocam.Bizim icin cok degerlisin

Avatar
WEB LUIS 2016-03-03 14:42:32

Dikkat.

Kisisel is baslatmak için bir kredi gerekiyor ?.
faturanizi ödemek için bir kredi gerekiyor mu?

Simdi [email protected] bize hemen kredi transferi ile devam etkinlestirmek için: Eger ilgileniyorsaniz lütfen bu e-postayi basvurun.
Ayrica bu e-postaya burada bize ulasabilirsiniz: ([email protected])

Eger ilgileniyorsaniz dolgu ve bu bilgileri dönerseniz biz,% 2 faizle kredi veriyor

(1) Tam adi: ....................
(2) Kredi Tutari: ...............
(3) Kredi Süre:

Avatar
WEB LUIS 2016-03-03 14:59:05

Dikkat.

Kisisel is baslatmak için bir kredi gerekiyor ?.
faturanizi ödemek için bir kredi gerekiyor mu?

Simdi [email protected] bize hemen kredi transferi ile devam etkinlestirmek için: Eger ilgileniyorsaniz lütfen bu e-postayi basvurun.
Ayrica bu e-postaya burada bize ulasabilirsiniz: ([email protected])

Eger ilgileniyorsaniz dolgu ve bu bilgileri dönerseniz biz,% 2 faizle kredi veriyor

(1) Tam adi: ....................
(2) Kredi Tutari: ...............
(3) Kredi Süre: