Türkiye'nin iki büyük belası var. Birisi dincilik belasıdır diğeri angutluk belasıdır. Atatürk'ü yakasına taktığı rozetle temsil ettiğini ve onunla Atatürkçü olacağını sananlardır angutlar.

Ne kadar müslüman oluyorsa Mustafa Kemal'in ızdırabını yaşayan da o kadar müslüman oluyor. Birisinin elinden Muhammed'i diğerinin elinden de Atatürk'ü kurtarmadan Türkiye iflah olmaz. Kur'an diyor ki ben namaz kılmayanları lanetlemem, tenkit de etmem ama teşvik ederim. Amma muntazaman namaz kılıpta onu çıkarlarına, menfaatlerine hele halkı aldatmaya araç yapanları dibine kadar lanetlerim ben diyor. 

Özgün metin ortak. Batılı okumadan, kitaptan ışık ve enerji olmadan insan olmanın mümkün olmadığını akılla kavradı. Şimdi Kur'an'ı Kerim, niye aklını işletmeyenlerin üzerine pislik yağdırır diyor. İşte batıda okuma salolanlarının, felsefe kulüplerinin sayısı çok Türkiye'de felsefe kulübü diye birşey yok zaten onu tam bilmiyoruz, 120 bin cami var. Bütün okulları, kütüphaneleri, hastaneleri toplasanız bu rakamı bulmuyor. Sadece bunu düşündüğünüzde bile belamızı bulduğumuzun resmi budur.

Koca Osmanlı İmparatorluğu'nda, yani 22 milyon kilometre kare yüzölçümüne sahip, üç kıtada camii sayısı 15 bindi, cumhuriyet Türkiye'sinde onun 22'de birindeki Türkiye'de 70 yıl içinde 120 bin cami... Ve böyle bir Türkiye'yi de kullanımlarına sunmuş adamı da din dışı ilan etmekten hiç çekinmiyorlar.