Deneyimli Gazeteci Sebahattin Önkibar, yıllar önce TGRT'nin ilk kurulduğu döneme dair bir anısını paylaştı. İşte o yazı:

1990’ların ortaları. Muhafazakar kanal olarak doğan TGRT bu tarihte radikal bir karar alarak merkeze yelken açtı ki bunu tavsiye edenin o dönem ABD Ankara Büyükelçisi, emeklilik sonrasında ise İhlas’da tepe yöneticiliği yapan Marc Grossman olduğunu Enver Ören’den dinlemiştim.

Bir gün Enver Ören’la aramızda şöyle bir diyalog geçti.

-”Sabahattin, Tarık Akan’ı tanıyor musunuz?”

-”Hayır tanımıyorum... Neden sordunuz?”

-”TGRT’nin imaj dönüşümünü yapan ABD’li şirket ısrarla ona dizi yaptıralım, çabuk mesafe alırız diyor... Arkadaşlar Tarık Akan’a ulaştı ama, hayır ben o siyasi İslamcı kanala program yapmam dedi... Adama 1 milyon dolar peşin para önerdik, yine hayır dedi... Halbuki Kadir İnanır’ı biz talep etmememize rağmen Yılmaz Ulusoy aracı ve ricacı oldu ve Gülben Ergen ile dizi yaptıracağız. Anlamadığım ikisi de solcu ama bu Tarık Akan enteresan!

Ve yorum:

Doğru teorik olarak ikisi de solcu ama pratikte Tarık Akan milli, antiemperyalist ve Mustafa Kemal devrimcisi... Kadir İnanır ise kendi ifadesi ile PKK’lı Sırrı Sakık ve onun gibilerin dayısı!

FETÖ MEMO’YA DA DOLAR VERMİŞ!

Polis Mehmet Altan’ın evinde arama yaptı ve her FETÖ’cü de bulunduğu gibi orada da 1 dolar bulmuş!

Altan’ın avukatı yurt dışı seyahatından bakiye açıklamasını yaptı ki 1 doları yakalatan herkes aynı şeyi söylüyor.

Meslek gereği abartısız yüz küsür defa yurt dışına ben de çıktım ama hiç 1 dolarla işim olmadı ve kazara böyle bir para artsa bile hiç saklamadım. Dolayısı ile bu yurtdışı artığı beyanı bana hiç inandırıcı gelmiyor.

Üstelik Mehmet Altan Pensilvanya’ya gidip Fetullah’ın önünde iki büklüm olduğunu hiç inkar etmedi...

Dahası onu sürekli FETÖ kanallarında gördük ve birey birey demesine rağmen dinci bir diktatörü bir kere olsun eleştirmedi... Söyleyin bunların bir anlamı yok mudur?