Suriye’ye girmenin tam zamanı (mı)

06 Mart 2019 Çarşamba 06:17

Sevgili okurlarım, yaşamakta olduğumuz belalar herhalde yetmedi ki, başımıza bir de Suriye belası açıldı. Daha doğrusu, biz kendi ellerimizle açtık.
2011 yılında dünyada Arap baharı rüzgarları esiyordu.
Suriye de bu rüzgarlardan nasibini aldı.
Özellikle ABD'nin kışkırtmaları sonucunda ahali sokaklara döküldü. Beşar Esad'ın gitmesi isteniyordu.
Bizim AKP iktidarı derseniz bu işe dünden hazırdı. ABD'den gelen talimat doğrultusunda kraldan çok kralcı oldular, komşuda pişer bize de düşer diyerek Suriye'ye posta koymaya başladılar.
Olaylara hazırlıksız yakalanan Esad önce panikledi ama sonra durumu biraz olsun toparlamaya başladı.
Ancak biraz geç kalmıştı.

★★★

Suriye artık bir sürü terör örgütünün istilası altındaydı.
Suriye topraklarını ele geçirip kendi bayraklarını diktiler.
Başta PKK'nın Suriye kolu olan PYD…
Sonra IŞİD isimli İslamcı terör örgütü…
Ve çok sayıda başka İslamcı terör örgütleri…
Ülkede iç savaş çıktı…
Ve savaştan kaçan milyonlarca Suriyeli, çoluk çocuk hep birlikte Türkiye'ye sığındı.
Bizim iktidar onları bir arada tutabilmek hülyasıyla Türkiye'nin dört bir yanında kamplar kurdu. Milyonlarca sığınmacı artık Türk hükümeti tarafından besleniyordu.
Sonra kamplar yetmedi, Türkiye'nin 81 iline dağılıp başımıza yeni bir bela açtılar.
Şu anda çok sayıda kentimiz Suriyeli istilası altında.
Bunlar için en az 30 milyar dolar harcadığımızı bizzat Recep Bey söylüyor ve yakınıyor.
Neden?
Çünkü onun ifadesine göre Avrupa Birliği bize söz vermişti:
“Siz bu sığınmacıları alın, harcamalarınızı biz karşılarız!”

★★★

Bizim paracıklar gitti ama AB'den para gelmedi. Harcamaları cepten yapmış olduk!
“Esad'ı devirme” hayalleriyle yola çıkan AKP iktidarı büyük bir hüsrana uğradı ve nasihat aldı.
Üstelik, büyük bir yanlış daha yaptılar…
Türkiye'nin kapılarını bütün az gelişmiş İslam ülkelerine açtılar.
O yolla da, dünyanın bir sürü ülkesinden akın akın gelen çoğu eğitimsiz, cahil, işe yaramaz ve beş parası olmayan tipler ülkemize doluştu.
Şu anda hepsi Türkiye'de yaşıyor…
Al sana yeni bir bela daha!

★★★

Peki ama bunca olaydan sonra ne oldu?
Esad'ı devirebildik mi?
Hayır…
O yerinde duruyor. Üstelik terör örgütlerine kaptırdığı toprakların çoğunu da şimdiden geri almayı başardı.
Bütün dünyada güç kazandığını da özellikle yabancı medyadan izliyoruz.
Yaşamakta olduğumuz Suriye belası öyle bir tek yazıda anlatılacak kadar basit bir olay değil.
Bu arada, Suriye topraklarında verdiğimiz şehitleri de unutmamak gerekiyor.

★★★

2011 yılından bu yana Ortadoğu bataklığının tam göbeğindeyiz. Buraya giren biraz zor çıkar.
Bilanço hiç iyi değil…
Boşu boşuna milyarlarca dolar harcadık, şehitler verdik, ülkemizi milyonlarca sığınmacıya açıp işleri iyice karıştırdık!
Peki ama hiç mi kazancımız olmadı?
Bu konuda benim kişisel fikrimi soracak olursanız, herhangi bir şey kazanmadık. İşin uzmanları da aynı şeyi söylüyor.
Belki tek kazancımız (!) (haritada yerlerini bilmediğimiz) Suriye'nin belli coğrafi bölgelerinin isimlerini öğrenmiş olduk.
Münbiç, İdlip, Fırat'ın doğusu vesaire!
Ama ne acıdır, Suriye topraklarında verdiğimiz şehitleri bile unuttuk.

★★★

Sevgili okurlarım, medyada her gün bizimkilerin attığı propaganda nutuklarını izliyoruz:
“Fırat'ın doğusunu ve oradaki terör örgütlerini kontrol altına almaya kesin kararlıyız.”
Sınıra her gün askeri birlikler, tanklar ve toplar sevk ediliyor. Bunların nerede konuşlandığı bilinmiyor.

★★★

Şimdi gelelim işin can alıcı noktasına…
Önümüz seçim.
Suriye'ye girişi bu iktidar acaba seçim malzemesi yapmaya kalkışır mı?
Başka bir deyişle Suriye'ye girer miyiz?
Neden olmasın ki!
“İşte girdik Suriye'ye..”
Bundan iyi bir seçim malzemesi olamaz.
Yeter ki ABD'den onay almayı başarsınlar.
Merakla beklemeye devam edin, göreceğiz bakalım!

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 06.03.2019 06:21
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol