ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde işgalci teröristlere verdiği desteği artırıp petrol şirketleri aracılığıyla anlaşma yapmasına tepkiler sürüyor. 

Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Abdullah Ağar, Türkiye'nin ABD'nin terör devleti" planına karşı ne yapması gerektiğini madde madde anlattı. Ağar, bu anlaşmadnın Türkiye'nin parçalanmasıyla ilgili bir adım olduğu uyarısında bulundu ve Türkiye'nin yarım kalan harekatı tamamlaması gerektiğini söyledi.

İşte Ağar'ın Veryansın TV'ye yaptığı açıklamalar:

Bu Suriye’nin parçalanması, Irak’ın parçalanmasıyla ilgili kritik bir adım. İş sadece ekonomik değil aynı zamanda siyasi, güvenlik ve stratejik boyutla ilgili. Öncelikli olarak yıllık 5 milyar dolar gibi ekonomik karşılığı var. Bu işin kılıfı. Petrol sahalarını başkalarına kaptırmama meselesi PKK’nın orada konuşlanmasıyla, himaye edilmesiyle ilgili kullanılan bir kılıftır.

PKK’nın üretmiş olduğu illegal paranın legalleştirilmesiyle yani kirli paranın aklanmasıyla ilgili bir anlaşmadır bu.

Suriye’nin parçalanmasıyla ilgili bir fotoğraftır.

Irak’ın parçalanması ile ilgili bir fotoğraftır.

Türkiye’nin parçalanmasıyla ilgili bir adımdır bu.

'BİZİ DERİN İSTİKRARSIZLIĞA SÜRÜKLER'
İşin sadece ekonomik kısmı yok. PKK zaten uyuşturucudan, insan kaçakçılığından, silah kaçakçılığından, sınır kaçakçılığından, organ kaçakçılığından milyarlarca dolar para kazanıyor. Bu para illegal. Bu parayı aklamak için bir kılıfa ihtiyaçları var. İkincisi bir takım hatları aktifleştirmeleri gerekiyor. Siyasi anlamda, Irak’ın Suriye’nin parçalanması için mesafe almaları gerekiyor. Uluslar arası hukukta böyle bir şey var mı? Muhatap kim? Esad rejimi. Sen sev sevme. Esad’ı yani Suriye devletinin egemenliğini yok sayan bir anlaşma bu. Suriye topraklarında Suriye devletini yok sayıyorlar bu anlamda çok önemli bir siyasi karşılığı var. Sadece o değil buradan üreteceği transferlerle beraber PKK’yı hem anlaşma üzerinden meşrulaştırıyor, hem de diğer hamleler için meşrulaştırıyor.

ENSK ile TEVDEM’in yani Suriye Ulusal Kürt muhalefeti ile PKK’nın siyasi uzantısını birbirlerine entegre etmeye çalışıyorlar.  Sadece Suriye’deki Kürtleri birbirine entegre etme projesi değil zaten. Bu Irak’taki Suriye’deki Kürtleri birbirine entegre etme projesi. Zaten sınır filli olarak ortadan kalktı. Sadece o değil. Etki altındaki Arapları, Süryanileri, Ezidileri, Keldanileri, Şebekleri, Türkmenleri de eritme projesi.

Şu an adım adım, sinsice, biz başka taraflara odaklanmışken burada gözlerimizin içine baka baka “kurmuyorum” diyerek bir “PKK devleti” kuruyorlar. Bizi uyutmaya ve derin bir istikrarsızlığa sürüklemeye çalışıyorlar.

Düşünsenize, AK Parti iktidarı döneminde Suriye’de bir ‘PKK devleti’ kurulmuş olacak. Derin bir istikrarsızlık. Hem AK Parti, hem Türkiye açısından.

TÜRKİYE NE YAPMALI?
-Türkiye’nin pek çok seçeneği var. Öncelikle ABD ile jeopolitik olarak kartlarını masaya fırlatabilir. Derki ‘Ya beni tercih edeceksin ya da PKK’yı’. Bunu ABD’ye şart koşabiliriz. Bu koşullarda ABD, Çin ile küresel bir rekabete tutuşmuşken Türkiye gibi son derece önemli bir partnere son derece ihtiyaç duyarken PKK’yı ortadan kaldırmanın tam fırsatıdır. ABD ve onunla beraber PKK’ya destek verenlerin PKK’dan desteğini kesmesi için Türkiye “ya ben ya onlar” demelidir.

-Bölgedeki diğer PKK üzerinde baskı üretebilecek yapılarla işbirliği gelişebilir. Bunların arasında Esad rejimi de olabilir.

-Yarım kalan harekatı tamamlayabiliriz.

-Sadece oradan değil, başka alanlardan başka türlü etkiler ortaya koyabilir. Hem saha etkisi hem uluslar arası etki hem de bölgedeki diğer partnerlerle işbirliği yaparak…

Kesinlikle yarım kalan harekatın tamamlanması ve PKK’nın Menbiç’ten, Ayn el Arap’tan, Kamışlı’dan, Haseke’den çıkartılarak etnik hak iddia ettiği alanlardan kopartılması ve aşağıdaki Arapların kucağına atılması, PKK’nın bütün iddialarını ortadan kaldırır. Harekatımız tamamlanmış olsaydı bunları konuşmuş olmazdık. ABD’nin o günlerde Türkiye üzerine ölümcül bir baskı kurmasının sebebi bu günler içindir. Ben o gün bunları söylediğim için linç edilmiştim.