'SÜNNİ DÜNYA BUNU BİLMEZ...'

" Şu anki sol dünyanın bütün argümanları dini dünyadan, örneğin Karmatiler’den geçmiştir..."

24 Ağustos 2015 Pazartesi 02:07
'SÜNNİ DÜNYA BUNU BİLMEZ...'
Hocam din bugün aldığı şekliyle camilerde namaz, oruç, hac ya da kiliselerde, havralarda ve diğer tapınaklarda belli ayinler gerçekleştirilsin diye mi var edildi Allah tarafından yoksa bunlardan daha öte bir amaç mı sözkonusu?

İnsanlar yaratılmıştır ve yaratılışta eşitlik söz konusudur. Kadın da erkek de eşit yaratılmıştır. Siyahla beyaz, doğuyla batı herkes eşit yaratılmıştır. Allah, birini görmemezlik ederek, birine avantaj sağlayarak, birine imtiyaz vererek bir yaratılış düşüncesi içinde değildir. İnsan’ın sakat doğması bile anne rahmine düştüğü aşamalarda meydana gelmiş bir şeydir. Yani yanlış evlilik yapılmıştır, genetik vb. bir şeydir. Allah’ın yaratmadaki ilk düşüncesinde kadın ve erkeği ayırmak, siyah ve beyazı ayırmak diye bir şey yoktur. Varlık sahnesine çıkış tamamen eşitlik üzerinedir. Kadın, erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmamıştır. Kadın da erkek de beraber çıkmıştır. Dünya’daki düzenler gereği insanlar arasında eşitsizlikler olmuştur. Bakara Sûresi 213. âyet konunun açıklanması bakımından önemlidir: “İnsanlar tek bir ümmetti. Onlar tek bir ümmetti. Bir ve eşitti. Fakat aralarında kibir ve kıskançlık sebebiyle (şurası senin olacak, burası benim olacak; şuna daha fazla sahip olacağım savaşı yüzünden) parçalanıp, ihtilafa düştüler. Sonra da Allah, peş peşe adalet’in yolunu gösteren peygamberler gönderdi.” Bu âyet, “yaratılıştan var olan eşitliğin yeryüzünde kaybolması, birinin diğerinin sırtından geçinmesi, diğerinin emeğini sömürmesi, birinin diğerinden daha fazla şeyi gasp etmesi, diğerinin mahrum bırakılması gibi sebeplerden ötürü Allah, bu durumu başlangıçtaki eşit hale döndürmek için peygamberler gönderdi” demektedir. Adalet mücadelesinin sebebi budur ve her adalet talebi eşitsizliği ortadan kaldırmak içindir. Çünkü ne diyor âyet “Önce sizi eşit kıldı, sonra adaletli yaptı.” Yani sizi önce eşit olarak var etti, sonra bu eşitliğin bozulduğu hallerde buna tepki duyacak, itiraz edecek ve yeniden eşitlik sağlayacak bir duyguyu içinize yerleştirerek sizi adaletli, adalete karşı hassas bir varlık haline getirdi. Bu nedenle insanların içinde adalet duygusu vardır. Adalet evrensel bir kavramdır. Din kavramından daha evrenseldir. Yeryüzündeki bütün devrimler ve dinler adalet talebiyle ortaya çıkmıştır. Yeryüzünü eşitlik mücadelesi, insanlar arasındaki eşitsizliği giderme mücadelesi ilerletmiştir. Nerede bir devrim var, nerede bir isyan var, nerede bir kıpırtı var bakın orada adalet talebinde bulunuluyordur. Dünyanın neresinde bir mücadele varsa, kökeninde adalet hissinin tatminine yönelik bir eşitsizliğin ortadan giderilmesi problemi olduğunu görürsünüz. Bu açıdan bakıldığında adalet aslında bir hissiyat oluyor. Diyelim ki tankın bir çocuğu ezdiğini görüyorsunuz veya baklava çalan çocuğa hırsızlıktan dokuz sene ceza veriliyor. İçinizde bir hissiyat kabarıyor ve “nerede adalet, böyle şey mi olur?” diyorsunuz. Çünkü eşitsiz bir durumla karşılaşıyorsunuz. Zayıfla güçlü arasında bir eşitsizlik görüyorsunuz ve bu eşitsizliğe isyan edip, bunun giderilmesi için mücadele veriyor, talepte bulunuyorsunuz. İşte adalet mücadelesi ve eşitlik arasında burada sıkı bir bağlantı vardır.

Hocam sol kesimin dine uzaklığı Yeşil Kuşak projesiyle mi başlamıştır?

Aynı proje onlar üzerinde de yürütülmüş, sol ve sosyalist dünya dinsizleştirilmiştir. Bir taraf antikomünistleştirilirken diğer taraf da antidinleştirilmiş. Adam o kadar şey söylüyor ama Allah kelimesini ağzına almıyor. Kardeşim dine karşı tutumunuz nereden geliyor? Şu anki sol dünyanın bütün argümanları dini dünyadan, örneğin Karmatiler’den geçmiştir. Karmat kızıllar, kırmızı demektir ve “kiremit” kökünden gelir. Hem köylü, hem kızıllar anlamındadır. Bunların bayrakları da kırmızıdır. Birbirlerine de “refik” (yoldaş) derler ve ortak mülkiyetle yönetilirler. Özel mülkiyete de karşıdırlar. Ne kaldı geriye? Bir orak, bir de çekiç eksik. Sünni dünya bunu bilmez. Ne yapmışlar. Bir tarafta eşitlik düşüncesi, emek düşüncesi, devrim fikri tamamen dışlanmış; diğer tarafta da Allah, kitap, din çıkarılarak iki dünya birbirine yabancılaştırılmış. 1970’li yıllarda “İslam ve Sosyalizm” diye kitaplar yayınlanıyor. Bir kavga çıkıyor ve İslam bir tarafa Sosyalizm bir tarafa düşüyor. Neticede beş bin kişi ölüyor ve bir daha kimse o kelimeleri ağzına almıyor.


yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 24.08.2015 04:05
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol