'PEYGAMBERİMİZ BİZE İKİ KAVRAMLA YOL GÖSTERDİ“

İhsan Eliaçık hoca, İslam Peygamberi'nin vasıflarını sıraladı, gelecek için Peygamber'in benliğini saran iki kavramın şart olduğunu açıkladı. .

24 Temmuz 2014 Perşembe 12:57
'PEYGAMBERİMİZ BİZE İKİ KAVRAMLA YOL GÖSTERDİ“

 Eliaçık hoca, kendisine sorulan bir soruya verdiği yanıtta Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in vasıflarını sıraladı, gelecek için örnek gösterdi. Eliaçık hoca şunları söyledi: " Erdemli, dürüst, iyiliksever, öksüzü koruyan, yoksulla beraber olan, asla yalan söylemeyen, putlara tapmayan, onlardan uzak duran, Allah'a inanan bir insandı. Cahiliye dönemi demek herkesin zır cahil olduğu, herkesin tahtadan, taştan putlar yapıp etrafında dolandığı, ilkel kabile döküntüsü demek değildir. Cahil kelimesi bilgisiz kişi anlamına gelmiyor. İnatçı ve arzularına uyan kişi anlamına geliyor. Çıkarları ve menfaatleri  dolayısıyla yapılan hatırlatmaları, inadından dolayı geri çeviren arzularına, heva ve heveslerinin peşinden giden toplum demektir. Cahiliye döneminden İslam dönemine geçiş de, bu inat, bu körkütük karşı çıkış sona ermiş, insanlar heva ve heveslerine göre değil, evrensel doğrulara, Allah'ın vahyine uymaya başlamıştır. Yalanın yerini dürüstlük almıştır, bencilliğin yerini paylaşma, dayanışma almıştır, zulmün yerini adalet almıştır. Sömürünün yerini herkesin alınteri ile geçinmesi almıştır. Dolayısıyla İslam döneminde bilinen şeyler zaten cahiliye döneminde de bilinmekte fakat yapılmamaktaydı. Cahiliye araplarının dinlerini araştırdığınız zaman şu anki müslümanların yaptıkları ritüelleri yaptıklarını görürsünüz. İki tarafta hac etmektedir, Kabe'nin Rabbini iki taraftada anmaktadır, yerlere kapanmaktadır, örtüsünü örtmektedir, bütün ritüelleri, hemen hemen hepsini iki tarafta yapmaktadır. O zaman kavga ne? Kavga Allah var mı yok mu kavgası değil. Kavga namaz kılalım, kılmayalım, başımızı örtelim ya da açalım kavgası değil.  Kavga Kabe'ye getirilen malların yontulmamasıdır. İnsanların köleleştirilmemesi, kadınların satılmamasıdır. Mülkiyet davasıdır. Mülk Allah'ındır davasının anlaşılması davasıdır. Birileri herşey bizim ve vermiyoruz diyor. Onlara deniyor ki, size verilen rızıklardan siz de infak edin. Bu denildiği zaman o kafirler, iman edenlere 'Eğer isteseydi Allah'ın doyuracağı kimseyi biz mi doyuracağız' derler. Bu kavganın görülmesi gerekiyor. Eğer bunu bir inanç meselesi olarak görürseniz Kur'an'ı saptırırsınız. Bir inanan inanmayan kavgası var evet ama neye inanan ve inanmayan? Kendilerine verilen rızıkları, başkalarına vermeleri gerektiğine inanmayanlarla buna inananların kavgasıdır bu. Peygamberimiz 25 yaşında adalet üzerine ve infak üzerine yemin etmiştir. Zulme uğrayan herkese yardım edeceğiz, adaletin sağlanması için mücadele edeceğiz, birbirimize sahip çıkacağız, mali yardımda bulunacağız diye yemini var. Peygamberliğinden 15 sene önce. Ona gelen ayetlere baktığınızda 25 yaşındaki kriterler ayetlere bürünmüştür. Medine'ye geliyor, 48 maddelik Medine Sözleşmesi'nde de görüyoruz ki en çok geçen kelime adalet. Veda Hutbesi'nde 100 bin kişiye hitap ediyor ve en çok geçen kelime hak. Her beş sahnede de adalet ve hak. Onun benliğini saran iki kelime bunlardı." (BDB Programı)

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 24.07.2014 13:05
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol