Medyada 'Ballı Maaş' Kavgası!

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Halk TV'de program yapan Ayşenur Arslan'ın bağış kampanyası üzerinden konuyu kendi maaşına getirmesini köşesine taşıyarak,  "E ama yeter artık. Buna bir çift laf etmem farz-ı ayın haline geldi" dedi.

02 Nisan 2020 Perşembe 15:09

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında Halk TV programcısı Ayşenur Arslan'ın kendisi hakkındaki eleştirilerine cevap verdi. 

Ayşenur Arslan'ın Halk TV ekranlarında yayınlanan 'Medya Mahallesi' programında sürekli kendisini eleştirdiğini ancak buna ses çıkarmadığını söyleyen Ahmet Hakan, "E ama yeter artık. Buna bir çift laf etmem farz-ı ayın haline geldi" diyerek bugünkü yazısında meslektaşına cevap verdi.

Ayşenur Arslan'ın devletin başlattığı bağış kampanyasından söz ederken konuyu kendi maaşına getirdiğini söyleyen Ahmet Hakan, Arslan'ın bugün muhalif basında yer alsa da geçmişte devleti destekleyen bir yayın politikasındaki kanalda çalışıp, bu tarz yayınlar yaptığını ifade etti. 

Ayşenur Arslan için, "O dönemde bankalar hortumlanırken, ülke soyulup soğana çevrilirken. Aldığı ballı kaymaklı maaşlarla cebini doldurmakla meşguldü" diyen Ahmet Hakan, kendi maaşını sorgulayan meslektaşına "Rahmetli Erbakan Hoca gibi sesleniyorum kendisine. Hadi oradan! Hadi oradan" diyerek cevap verdi. 

Ahmet Hakan'ın yazısı şu şekilde:

 "Halk TV ekranında her Allah’ın günü lafı muhakkak bana getiriyor Ayşenur Arslan. 

Konu ne olursa olsun... Mutlaka bir laf sokuyor. Mutlaka ama!

Bir sustum. İki sustum. Üç sustum. Dört sustum. E ama yeter artık. Buna bir çift laf etmem farz-ı ayın haline geldi.  

En son ekrana çıkıp devletin düzenlediği yardım kampanyasından söz ederken... Ne alakaysa “Ahmet Hakan’ın maaşı” diye bir laf etmiş.

Size bir şey söyleyeyim mi? 

Bakmayın siz şimdi Ayşenur Arslan’ın “muhalif medyacı” kesildiğine. 

Ben bu Ayşenur Arslan’ı ilk tanıdığımda... Ülkenin iki dev medya grubundan birinin en tepe noktalarındaydı.  

Bunların yaptıkları yayıncılık aşağı yukarı şöyle bir şeydi: 

- Devletin en silahlı kuvvetlerini arkalarına almışlardı. 

- Devletin en resmi görüşlerinin en sıkı takipçisiydiler.

 - “İfade özgürlüğü” diyenlere sopayı gösteriyorlardı. 

- Stüdyolarına davet ettikleri Kürt politikacıları adeta linç ediyorlardı. 

- Resmi görüşün dışına çıkanlara resmen saldırıyorlardı.

 - Hepsi akrediteydi bunların ve akredite olmayanlar umurlarında bile değildi. 

- Kılık kıyafet zaptiyeliği yapıyorlardı devlet adına. 

- Devlet adına vatandaşa karşı kampanyalar düzenliyorlardı. 

 Bugün “muhalif medyacı” pozlarına bürünen Ayşenur Arslan, işte bu resmi ve devletçi çarkın anadişlilerinden biriydi. 

Bir özeleştiri verdiğini duymadım, bir nedamet getirdiğine tanık olmadım, bir “Ayıp ettik” dediğini işitmedim.

Aynı Ayşenur Arslan... 

O dönemde bankalar hortumlanırken, ülke soyulup soğana çevrilirken...

 Aldığı ballı kaymaklı maaşlarla cebini doldurmakla meşguldü. 

 İşte bu Ayşenur Arslan, şimdi “muhalif medyacı” pozlarına bürünmüş, bana “maaş” falan diyor. 

Rahmetli Erbakan Hoca gibi sesleniyorum kendisine:

 Hadi oradan! Hadi oradan!" 

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 02.04.2020 15:13
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol