KUR'AN'IN EN GÜNCEL KARAKTERİ; FİRAVUN!

İhsan Eliaçık hoca, Kur'an'da 74 yerde geçen Firavun kelimesinin günümüzde geçerliliğini aynen koruduğunu belirtti.

08 Ekim 2014 Çarşamba 11:52
KUR'AN'IN EN GÜNCEL KARAKTERİ; FİRAVUN!

 Kur'an'da Firavun isminin 74 yerde geçtiğini, Kasas Suresi'nin dördüncü ayetinde ' Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o, fesat çıkaranlardandı.' dendiğini kaydeden Eliaçık hoca, " Demek ki Firavun, sahip olduğu mülk (bahçe, pınar, servet, makam) ile büyüklük taslamaya (istikbar) başlar. Halkı ezer, sınıflara ayırır, erkeklerine kurbanlık koyun muamelesi yapar, kadınlarını hayasızlığa zorlar. Sahip olduğu mülkü korumak ve kollamak için halkı baskı altında tutmak, göz açtırmamak, takip etmek, fişlemek, dinlemek, bölmek, parçalamak, halkın bir kısmını dili, ırkı, dini, mezhebi nedeniyle diğer kısmına karşı kışkırtmak, birini tutup diğerine vurmak, sınıf, hiyerarşi, kast yaratmak… Bunların hepsi “ezmek ve sınıflara ayırmak” olup tipik Firavun davranışlarıdır… İtiraz edeni ve başkaldıranı biçmek, öldürmek, fail-i meçhullere kurban etmek, ağır hapislerde süründürmek, genç fidanları dar ağaçlarında sallandırmak, bir kuşağı yok etmek, kendi evlatlarını kıyıma uğratmak, ret, inkar, asimilasyon politikaları uygulamak, kimlikleri ve kişilikleri yok saymak, babaları kredi kartı kölesi haline getirmek… Bunların hepsi “oğullarını boğazlamak” olup tipik Firavun davranışlarıdır…

Anaları ağlatmak, nişanlıları sızlatmak, geride dul ve yetimler bırakmak, 12 saat çalıştırmak, asgari ücretle çalışan kadınları sellere kaptırmak, karnındın sıpayı sırtından sopayı eksik etmemek, hayasızlığa zorlamak, beyaz kadın tacirlerine, uyuşturucu kaçakçılarına zebun etmek, güvencesiz çalıştırmak, ırgat gibi koşturmak, bedenini kullanmak, ruhunu kirletmek… Bunların hepsi “kadınlarını sağ bırakmak” olup tipik Firavun davranışlarıdır" dedi.

"FİRAVUN DİNİ DE KULLANIR"
Ayrıca “oğullarını/erkeklerini boğazlamak” cümlesinin bir başka anlamı da ifade ettiğine işaret eden Eliaçık hoca, sözlerini şöyle noktaladı: " Firavun eril çıkışları boğazlar, öldürür. Yani erkekçe dik duruşları sevmez. Başkaldıranı, itiraz edeni, muhalif olanı boğazlar. Bu durumda “kadınlarını sağ bırakmak” da şu demek olur: Dişil davranışlara ses çıkarmaz, hayat hakkı tanır, yaşatır. Yanaşmaları, sokulmaları, suyuna gitmeleri sağ bırakır hatta ödüllendirir… Keza oturduğu yerden para kazanmak, emeğe, alınterine el koymak, başkasının sırtından zengin olmak, arsa, tarla, ihale, yatırım adı altında oraya buraya sahip olmaya kalkmak,  insanların barınma ihtiyaçlarını kullanarak 30 yıl vadeyle ev taksidine bağlamak, sonra bir gecede kiriz çıkarıp hepsini geri almak, sıcak para adı altında ülkeyle para sokup insanları iliklerine kadar faizle sömürmek, yılda 56 milyar dolar faiz hortumu ile insanların kanını emmek… Bunların hepsi “fesat çıkarmak” olup Firavun-Karun ikilisinin banka-borsa-tahvil üç kağıt fasadına denir. Kur’an’da fesat sanıldığının aksine sahip olmak (mülk) yani ele geçirmek ile ilgilidir… Halkını sınıflara ayırır, yaşatır, öldürür, zebun eder işte böyle yürütür mülkünü Firavun. Firavun bunları yaparken hep dini diyaneti kullanır. [Firavun, ‘Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilâhınız olduğunu bilmiyorum. Ey Hâmân! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Mûsâ’nın ilâhına çıkar bakarım (!)] (Kasas; 38) Görüldüğü gibi Firavun kendine “ilah” diyor. Sahip olduğu mülk (bahçe, pınar, servet, makam) ile büyüklük taslıyor ve yıkılmaz bir güce sahip olduğunu düşünüyor. Demek ki, esasında, Kur’an’ın “ilah” dediği gökte uyduruk tanrılar veya yerde cansız, tahtadan taştan putlar değildir. Kur’an’ın “ilah” dediği mülkü ele geçirmiş, kenz ve temerküz sahibi içimizden birileri yani insanlardır.
Bunlar mülkü (bahçe, pınar, servet, makam) ele geçirir, kenz ve temerküz eder, tabiatı icabı da hegemonyaya (tuğyan) yönelirler. Bununla halkı ezer, sınıflara ayırır, oğullarını boğazlar, kadınlarını sağ bırakır ve fasat çıkarırlar. İşte buna Kur’an ilahlaşmak diyor.
Bu noktada “Lailahe illallah” (Allah’tan başka ilah yoktur) ne demek anlaşılıyor olmalı…
Sonra Firavun, Hâmân (din adamı) ile de halka kumpas kurar.  Ondan Musa’nın itiraz ve isyanı karşısında halkı afyonlayacağı bir uyuşturucu ister. “Bana ateş yak, tuğla pişir, kule yap” der.  Bununla Musa’nın tanrısına çıkacaktır. Yani Musa’nın tanrısından aldığı şeylerin bir benzerini getirecektir. Ancak bir farkla ki onda Tanrı’nın Firavun’un yanında olduğu, Firavun’a (ulu’l-emre) itaatin farz olduğu, Musa’nın isyankar, ihtilalci ve servet düşmanı olduğu yazılı olacaktır. Çünkü Musa’ya karşı koymanın en etkili yolu onun konuştuğu kaynaktan (Allah, din) konuşmaktır. Hâmân’ın ateş yakması, tuğla pişirmesi ve kule yapması bu demektir… Din adamına fetvayı verdirtir, halkı işte böyle uyuşturur Firavun."

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 08.10.2014 12:03
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
faruk ozhan 2014-10-08 15:50:35

Günümüz fîravunlarının fotoğrafları o kadadar net görünüyor ki; bunu göremiyorum diyenler de synı firavunluk içindeler demektir.

Avatar
Tamer Talayman 2014-10-08 16:12:08

Muthis otesi