İşte Birsel'in o yazısı:
" SEVGİLİ, canımdan çok sevdiğim ülkem siyasetinin üstatları...
Bu mektubu okuduğunuzda artık çok geç olabilir. Lütfen gazetede yayımlandığı gün okuyun. Okuyun ki, hayatı boyunca vatanında çalışmak, yaşamak ve vatanında ölmek isteyen bu kardeşinizin tarafsız görüşlerini bundan sonraki kararlarınızda hesaba katma ihtimaliniz olsun.
Efendiler, son aylarda kaç “Yurtdışı ülkelerden vatandaşlık alma”, “Oturma izni sağlama”, “Çalışma izni başvurusu” ajansının Türkiye’de kalabalık salonlarda vatandaşa sunum yaptığını biliyor musunuz?
Ne kadar çok kişi geleceğini yurtdışında görüyor farkında mısınız? Kaç çocuk sahibi aile korku içinde bunu planlıyor, evlatlarını ortaokul, lise için
yurtdışına yollamaya uğraşıyor bilginiz var mı? Yurtdışında okuyan veya kısa süreli çalışan kaç değerli insanın parlak tekliflere rağmen buraya dönmekten
vazgeçtiğini araştırdınız mı?
Bu mektubumda belki en çarpıcı bilgi şu olacaktır: Bu saydığım onbinlerce, belki yüzbinlerce insanın hiçbiri hiçbir cemaat, tarikat, siyasi parti veya sivil
toplum örgütü üyesi değil.
Bu saydığım onbinlerce, belki yüzbinlerce insanın muhtemelen hiçbiri, şu an ülkemizde “Kelle koltukta icra edilen meslekler” sayılan gazetecilik, yazarlık
vs gibi faaliyetleri yapanlardan bile değil.
Belki bazısı hayatında siyasete dair bir tweet bile atmamıştır.
Bunlar avukatlar, doktorlar, mimarlar, mühendisler, üst düzey yöneticiler, tüccarlar, girişimciler, sanatçılar, öğretmenler, öğrenciler... Şirket sahiplerine, anne-babalara bir sorun bakalım... Yurtdışında okumuş, ümit vaat eden gençlerden kaçta kaçı son aylarda memlekete gelip çalışmaktan vazgeçti.
Kaçı daha düşük standartlara razı olup Amerika’da, Avrupa’da iş aramaya, orada hayat kurmaya karar verdi diye.
Bu insanlar geleceğimiz efendiler! Ve arkalarına bakmadan kaçıyorlar.
Zira korkuyorlar.
Bırakın bir gün sorgulanma, tutuklanma korkusunu filan... O açıdan zaten durumumuz parlak değil. Ama ben siyaseti, Cemaat’i, FETÖ’yü, PKK’yı sadece televizyondan takip eden insanlardan söz ediyorum.
Bu insanlar ülkenin gidişatından korkuyor.
Bu insanlar bir gün artık istedikleri gibi yaşayamamaktan, yiyip içememekten, giyinememekten, istedikleri yerde çalışamamaktan, hak etseler bile iyi yerlere getirilmemekten korkuyor.
Bu insanlar kız evlatlarının nasıl bir hayat yaşayacağından korkuyor.
Bu insanlar sadece iktidar yanlısı olmadıkları veya öyle göründükleri için bir gün birilerinin mallarına, mülklerine el koymasından korkuyor.
Bu insanlar kendi hallerinde yaşarken, arabalarını çarptıkları, nüfus cüzdanlarını çaldırdıkları veya emlak vergilerini 100 lira eksik yatırdıkları için bir sebeple mahkemeye düşmekten, sonra haksızlık, adaletsizlik kurbanı olup durup dururken hapis yatmaktan filan korkuyorlar.
Birçoğu yersiz korkudur muhakkak. Öyle midir? Umarım öyledir. Ben öyle diyorum soranlara.
Ama korkuyorlar işte. Bu ülkenin okumuş, çalışan, suç işlemeyen, vergi veren yetişmiş insanları korkuyor arkadaş! Ve bir kısmı vatanından gitmek için ciddi planlar yapıyor.
Memleketi yöneten sizlersiniz. İki şey sormak isterim: 1) Performansınızdan mutlu musunuz? 2) Farkında mısınız, birçok şeyin telafisi var ama bu bahsettiğim insanları kaybedersek, bunun telafisi yok!
Sevgili siyaset üstatları! Korku iklimini dindirin. Adaletin iyi işlediğine bizi inandırın. Eşitliği, liyakat sistemini, demokrasiyi kurmaya çalışın, dili yumuşatın, artık normalleşmeyi başlatın. İnattan, kutuplaştırmadan, höt zöt’ten vazgeçin. “Bu ülkede her an her şey olabilir, herkes her haksızlığı yaşayabilir,
kimse de bir şey diyemez” fikrini benim dizilerim kadar komik hale getirin bir an önce! Vatandaşa kendini memleketinde güvende hissettirin! Germeyin artık şu ülkeyi!
Bakın herkes gidiyor! Ama ben gitmem, kalıp başınıza ekşirim ona göre!
Saygı, sevgi ve baki selam..."
Yazının orjinal linki:
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/gulse-birsel_488/insanlar-neden-korkuyor_40265748
" SEVGİLİ, canımdan çok sevdiğim ülkem siyasetinin üstatları...
Bu mektubu okuduğunuzda artık çok geç olabilir. Lütfen gazetede yayımlandığı gün okuyun. Okuyun ki, hayatı boyunca vatanında çalışmak, yaşamak ve vatanında ölmek isteyen bu kardeşinizin tarafsız görüşlerini bundan sonraki kararlarınızda hesaba katma ihtimaliniz olsun.
Efendiler, son aylarda kaç “Yurtdışı ülkelerden vatandaşlık alma”, “Oturma izni sağlama”, “Çalışma izni başvurusu” ajansının Türkiye’de kalabalık salonlarda vatandaşa sunum yaptığını biliyor musunuz?
Ne kadar çok kişi geleceğini yurtdışında görüyor farkında mısınız? Kaç çocuk sahibi aile korku içinde bunu planlıyor, evlatlarını ortaokul, lise için
yurtdışına yollamaya uğraşıyor bilginiz var mı? Yurtdışında okuyan veya kısa süreli çalışan kaç değerli insanın parlak tekliflere rağmen buraya dönmekten
vazgeçtiğini araştırdınız mı?
Bu mektubumda belki en çarpıcı bilgi şu olacaktır: Bu saydığım onbinlerce, belki yüzbinlerce insanın hiçbiri hiçbir cemaat, tarikat, siyasi parti veya sivil
toplum örgütü üyesi değil.
Bu saydığım onbinlerce, belki yüzbinlerce insanın muhtemelen hiçbiri, şu an ülkemizde “Kelle koltukta icra edilen meslekler” sayılan gazetecilik, yazarlık
vs gibi faaliyetleri yapanlardan bile değil.
Belki bazısı hayatında siyasete dair bir tweet bile atmamıştır.
Bunlar avukatlar, doktorlar, mimarlar, mühendisler, üst düzey yöneticiler, tüccarlar, girişimciler, sanatçılar, öğretmenler, öğrenciler... Şirket sahiplerine, anne-babalara bir sorun bakalım... Yurtdışında okumuş, ümit vaat eden gençlerden kaçta kaçı son aylarda memlekete gelip çalışmaktan vazgeçti.
Kaçı daha düşük standartlara razı olup Amerika’da, Avrupa’da iş aramaya, orada hayat kurmaya karar verdi diye.
Bu insanlar geleceğimiz efendiler! Ve arkalarına bakmadan kaçıyorlar.
Zira korkuyorlar.
Bırakın bir gün sorgulanma, tutuklanma korkusunu filan... O açıdan zaten durumumuz parlak değil. Ama ben siyaseti, Cemaat’i, FETÖ’yü, PKK’yı sadece televizyondan takip eden insanlardan söz ediyorum.
Bu insanlar ülkenin gidişatından korkuyor.
Bu insanlar bir gün artık istedikleri gibi yaşayamamaktan, yiyip içememekten, giyinememekten, istedikleri yerde çalışamamaktan, hak etseler bile iyi yerlere getirilmemekten korkuyor.
Bu insanlar kız evlatlarının nasıl bir hayat yaşayacağından korkuyor.
Bu insanlar sadece iktidar yanlısı olmadıkları veya öyle göründükleri için bir gün birilerinin mallarına, mülklerine el koymasından korkuyor.
Bu insanlar kendi hallerinde yaşarken, arabalarını çarptıkları, nüfus cüzdanlarını çaldırdıkları veya emlak vergilerini 100 lira eksik yatırdıkları için bir sebeple mahkemeye düşmekten, sonra haksızlık, adaletsizlik kurbanı olup durup dururken hapis yatmaktan filan korkuyorlar.
Birçoğu yersiz korkudur muhakkak. Öyle midir? Umarım öyledir. Ben öyle diyorum soranlara.
Ama korkuyorlar işte. Bu ülkenin okumuş, çalışan, suç işlemeyen, vergi veren yetişmiş insanları korkuyor arkadaş! Ve bir kısmı vatanından gitmek için ciddi planlar yapıyor.
Memleketi yöneten sizlersiniz. İki şey sormak isterim: 1) Performansınızdan mutlu musunuz? 2) Farkında mısınız, birçok şeyin telafisi var ama bu bahsettiğim insanları kaybedersek, bunun telafisi yok!
Sevgili siyaset üstatları! Korku iklimini dindirin. Adaletin iyi işlediğine bizi inandırın. Eşitliği, liyakat sistemini, demokrasiyi kurmaya çalışın, dili yumuşatın, artık normalleşmeyi başlatın. İnattan, kutuplaştırmadan, höt zöt’ten vazgeçin. “Bu ülkede her an her şey olabilir, herkes her haksızlığı yaşayabilir,
kimse de bir şey diyemez” fikrini benim dizilerim kadar komik hale getirin bir an önce! Vatandaşa kendini memleketinde güvende hissettirin! Germeyin artık şu ülkeyi!
Bakın herkes gidiyor! Ama ben gitmem, kalıp başınıza ekşirim ona göre!
Saygı, sevgi ve baki selam..."
Yazının orjinal linki:
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/gulse-birsel_488/insanlar-neden-korkuyor_40265748
Hürriyet
Son Güncelleme: 08.11.2016 12:24
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol
kalemine sağlık bacım bende korkuyorum ama gidecek yerim yok
14 yıldır uygulanan siyaset genç ölümlere sebep oldu ve oluyor.İstediğiniz kadar yaptıklarınızla övünün.Kan varsa, bunun adına "kaşıkla verip sapınla çıkarıyor" derler.Birsel'e bu güzel yorum ve değerlendirme için teşekkürler.
Eline,ağzına sağlık tüm gerçeklet budur.Lütfen bu yazıyı dikkate alalım sevgili milletimizin vekilleri sadece kendi cıkarlarınızı düşünmeden herkes elini taşın altına soksun ve gerekeni yapın.
ÇÜRÜK FINDIK ..SAĞLAM FINDIK İŞİ DEİL BU İŞ. ÜLKEDE GÜVEN VE ADALET ORTAM BİTTİĞİ İÇİN GİDİYOR GENÇLER. VE BU GENÇLER DONANIMLI OKUMUŞ MESLEKLİ GENÇLER. ÜLKEDE ADALET BİTMİŞ VE HAKLARI HAKEDİLDİĢI İÇİN DEİLDE CEMAAT ÜYELERİNE VERİLİR OLMUŞ. VE DEVLET BUNU AßİKAR YAPMIŞ YAPANA GÖZ YUMMUŞ. HAKKINI ARAYANA HAPİS CEZASI ÇIKMIŞTIR. ..GENÇLER BU AKILSIZ GERİCİ AHMAK YÖNETİME ARTIK DUR DENİLMENİNDE ÖNÜNÜN KAPATILDIĞINİ GÖRMÜYPRMU. NİÇİN DURSUNLAR BU ÜLKEDE. TÜRKİYE ARTIK HAKKIN HUKUKUN BASININ BİTTİĞİ BİR ÜLKE DURUMUNDA. SADECE CEMAAT ÜYELERİNE TARİKAT ÜYELERİNE HIZMET VEREN HUKUKSUZ BİR ÜLKE HALİNE GELMİŞSE GENÇLER BU YOBAZLIĞA NİÇİN DAYANMAK ZORUNDA KAFAYI YEDİNLERKİ. ÇOK HAKLILAR. GİTMEK BEYİNLERİNI DONANIMLARINI UYGUN ÜLKELERDE KULLANMALILAR. TÜRKİYE ARTIK ADALETSİZ HUKUKSUZ YOBAZ VE TARIKAT LARIN DEVLETİ ELE GEÇİRDİĞI BIR ÜLKE. ..ÖRNEK FETOŞ Ş
Bu ülkede ne olursa olsun. Gitmem. Kalır düzelmesi için savaşırım. Kaçıp giden zaten ülkeye sahip çıkan değil. Halk dilinde rahatına düşkün, pılını pırtını toplayıp kaçandır. Kurtuluş savaşı kaçanlarla değil kalıp savaşanlarla kazanıldı.
savaş düşmana karşı yapılır ve kutsaldır ...
Beğen (17) Beğenmedim! (2)peki şu an ne savaşı var ... düşmanın kim ?..
sevemediğimiz bu hükümeti ve yaptıkları beğenenler malesefki düşman değil , karşı komşumuz , dayımız , kardeşimiz , arkadaşımız !!!...
bunlara karşı ne gibi bir savaş öneriyorsunuz ...
biz yıllardır tartışıyoruz bu arkadaşlarla ve daha bir arpa boyu yol gidemedik .
onlarda sabit fikrinde , bizde ... millete bir düşman gösterin bu durumda ...
baştakilerin haricinde yok ... baştakilerinde destekçisi yanımızdakiler ...
gelde çık işin içinden !!!...
aynen senin gibi düşüyordum lakin yaşadıklarımdan sonra hiç bi anlamı olmadığını fark ettim. sadece onun bunun oyuncagı olursun, filler tepişir sen ezilirsin. Gereği yok bana göre
Beğen (16) Beğenmedim! (0)Tek hayatın var, eğer kalıp yıllarını düzelmesi için savaşarak harcar, sonunda elin boş kalırsa bakacaksın hayatına yaşlılıkta ve ne kadar kötü geçirdiğini düşüneceksin. bir kere ölüyor insan, bir kere de yaşıyor ama.
Beğen (11) Beğenmedim! (0)HAKLI OLMAYA HAKLISIN.! AMMA BİZ KORKMUYORUZ, KORKMAYACAĞIZ, YILMAYACAĞIZ, SINMEYECEĞIZ, DİRENECEĞİZ, MŰCADELE EDECEĞiZ VE KAZANACAĞIZ.! NETTOO.! NETT.! MUSTAFA IȘLEKER.
Çok anlamlı düşündürücü yazı alla
Çok güzel yazmışsınız. Lakin şu bir gerçek ki, söylediğiniz şey sadece size ve sizin gibi düşünenlere göre doğru ve etkili.
Ham fındık, bir vesileyle tüccara ya da artık nereye satılacaksa satışa çıkarılmadan oturulur başına, seçilir. İçi boş olanlar vardır. Rengi kara olanlar vardır. Delikli olanlar vardır. Bunlar atılır. Ve geriye hala fındık kalır. İşte yolumuza bu fındıklarla devam ederiz. Bir kara fındığı attık diye üzülmeyiz. Çünkü onlar bizden değildir. Çünkü sonunda elimizde tam da istediğimiz gibi fındıklar kalır.
İşte sizin bahsettiğiniz insanlar da, kendilerine ve kendilerini destekleyenlere bu şekilde görünmektedir. Yani belli bir kesim "hakikatten doğru söylüyor" derken, bir kesim de "ammaaan be, ne olmuş?" diyor.
İki kere iki dört...
Belki de sağlam fındıkları atıyorsunuzdur, kurtları içinize doldura doldura içinizi çürüttüğünüzün farkına bile varmadan
Beğen (14) Beğenmedim! (1)senin ananın fındığından ne haber çok güzel galiba
Beğen (4) Beğenmedim! (27)delik olan fındıkların, siz olma olasılığınıda biraz düşünün derim
Beğen (58) Beğenmedim! (14)