'Darbeyi de Belgeleri de Erdoğan'a Haber Verdim Ama...'

Savcılığa başvuran Veren, Maliye ve Hazine Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati, Yeni Akit’ten kovulan Mehtap Yılmaz ve FETÖ tutuklularının ailelerini dolandırmaktan tutuklanan daha sonra serbest bırakılan FETÖ itirafçısı Hüseyin Sarıçiçek’ten şikayetçi oldu.

24 Ekim 2018 Çarşamba 22:10

Fethullah Gülen'in eski yaveri Nurettin Veren’in, hükümete yakın Yeni Akit gazetesindeki işine son verilmişti.

Veren, Maliye ve Hazine Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati’yi eleştirdiği yazısında, Nebati’nin FETÖ lideri Fethullah Gülen’le çekilen fotoğrafını da yayımlamıştı.

Veren’in bu yazısı Akit’teki son yazısı oldu.

Nurettin Veren, işine son verilmesinin ardından hakaretlere ve tehditlere maruz kaldı.

ŞİKAYETÇİ OLDU

Savcılığa başvuran Veren, Maliye ve Hazine Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati, Yeni Akit’ten kovulan Mehtap Yılmaz ve FETÖ tutuklularının ailelerini dolandırmaktan tutuklanan daha sonra serbest bırakılan FETÖ itirafçısı Hüseyin Sarıçiçek’ten şikayetçi oldu.


 “BENİM GAZETEMDE BANA KARŞI NASIL BÖYLE BİR YAZI KALEME ALIRSIN”

Veren’in dilekçesinde dikkat çeken satırlar yer aldı.

Dilekçesinde, Nurettin Nebati’yle yazısından sonra aralarında geçen diyaloga yer veren Nurettin Veren şunları kaydetti:

“Bu konuşmadan Nurettin Nebati, kendisiyle ilgili kaleme aldığım yazının iftiradan ibaret olduğunu söyleyerek;

'Benim gazetemde bana karşı nasıl böyle bir yazı kaleme alırsın? Beni aramadan benim hakkımda nasıl yazı yazarsın? Bu ne basın ahlakı ne de Müslümanlık ahlakı ile bağdaşır. Hem bu dünyada hem ahirette iki elim yakanda' demek suretiyle beni açıkça tehdit etmiş, yeni bir yazı yazarak kendisinden özür dilememi istemiştir.”

Nebati'nin kendisine "Allah vere FETÖ sizi öldürmüş olsa, 4 yıl değil 40 yıl da yatmış olsanız dahi, söylediğiniz hakikatlerin gazetedeki o yazının iftira olduğu gerçeğini değiştirmeyecek" dediğini kaydeden Nurettin Veren, Nebati'nin Fethullah Gülen'le çektirdiği fotoğrafı, sıradan insanların çektiremeyeceğini kaydetti.

“CEZAEVİNDEN BENİ ÇIKARIP CUMHURBAŞKANLIĞI RESMİ KONUTUNA GÖTÜREN…”

Veren dilekçesinde ayrıca dikkat çeken şunları yazdı:

"FETÖ'nün nasıl tehlikeli bir örgüt olduğunu ve neler yapabileceğini 2015 yılında Kırklareli Cezaevinden beni çıkarıp Cumhurbaşkanlığı resmi konutuna götüren Cumhurbaşkanı ve yanında olan Bekir Bozdağ'a tek tek anlattım. Onlara cemaat içindeki çetenin (FETÖ),

-Öncelikle askeri darbeye kalkışacağını,

-Siber saldırılarla ekonomik ve siyasi karışıklığa neden olacağını,

-Uluslarası platformda Türkiye hükümetini karalayan propagandalar yapacağını açıkça anlatıp, bu konuya ilişkin 6 sayfalık yazılı beyanlarımı ilettim.”

“KEZBAN HATEMİ BEN BİR ŞEY TALEP ETMEDEN ÖNCE DAVRANIP…”

Nurettin Veren dilekçesinde ayrıca şunları kaydetti:

“Sayın Cumhurbaşkanı ve dönemin Adalet Bakanı bu dile getirmiş olduğum hususları değerlendireceklerini söylemişlerdir. Hatta Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ve Özel Müdürüne bu konuyla ilgili talimat vermiş;

Avukat Kezban Hatemi ben bir şey talep etmeden önce davranıp cezaevinden ben birkaç gün içerisinde Nurettin Veren'i sağlık gerekçesiyle çıkarabileceğini söyledi.

Sayın Cumhurbaşkanı FETÖ mücadelesi yapmak üzere evimde bulunan evrakları ve belgeleri İzmir'e gidip Bekir Bozdağ ve Kezban Hatemi'ye vermemi ve çalışmalara başlamamızı emretti.

Bunun üzerine tutuklu haldeyken, polis nezaretinde tarifeli uçakla (arşiv kaydına ulaşılabilir) İzmir'e gidip iki bavul evrakı İstanbul'a getirip Kezban Hatemi'ye teslim ettim. Fakat daha sonra defaaten aramama karşın Bekir Bozdağ ve Kezban Haremi, ısrarlı aramalarıma rağmen telefonlarımı açmamışlardır. Hatta bu belgeleri Kezban Hatemi kargo ile ilgili evrakları beni tekrar göndermiştir. Bu hadisenin üzerinden bir yıl gibi uzun bir süre sonra 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının gerçekleşmesi bu uyarıların hiçbirinin devlet organları tarafından dikkate alınmadığının, önleyici bir tedbir alınmadığının açık bir göstergesi olmuştur. Bu olay ve görüşmelerin, özel kalem müdürü Hasan Doğan, avukat Kezban Hatemi bu görüşmelerin şahididir.”

“POLİS NEZARETİNDE TARİFELİ UÇAKLA İZMİR’E GİDİP…”

Veren dilekçesinde şu ifadeleri kullandı:

“Bunun üzerine tutuklu haldeyken, polis nezaretinde tarifeli uçakla (arşiv kaydına ulaşılabilir) İzmir'e gidip iki bavul evrakı İstanbul'a getirip Kezban Hatemi'ye teslim ettim. Fakat daha sonra defaaten aramama karşın Bekir Bozdağ ve Kezban Haremi, ısrarlı aramalarıma rağmen telefonlarımı açmamışlardır. Hatta bu belgeleri Kezban Hatemi kargo ile ilgili evrakları beni tekrar göndermiştir. Bu hadisenin üzerinden bir yıl gibi uzun bir süre sonra 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının gerçekleşmesi bu uyarıların hiçbirinin devlet organları tarafından dikkate alınmadığının, önleyici bir tedbir alınmadığının açık bir göstergesi olmuştur. Bu olay ve görüşmelerin, özel kalem müdürü Hasan Doğan, avukat Kezban Hatemi bu görüşmelerin şahididir.”

Nurettin Veren, dilekçesinde Mehtap Yılmaz ve Hüseyin Sarıçiçek’in kendisine yönelik hakaretlerine de yer verdi ve söz konusu kişiler hakkında soruşturma açılmasını talep etti.

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol