CEBRAİL, PEYGAMBERİN KALBİNİ ÇIKARDI MI?

İhsan Eliaçık Hoca İle Kur'an'ı Keşfet'te bugün: İnşirah Suresi...

20 Ekim 2014 Pazartesi 12:44
CEBRAİL, PEYGAMBERİN KALBİNİ ÇIKARDI MI?
 Sevgi ve merhameti sonsuz Allah'ın adıyla,
Göğsünü ferahlatmadık mı? (İNŞİRAH)
Belini büken yükünü hafifletmedik mi?
İtibarını yükseltmedik mi?
Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır; hiç kuşkusuz.
Evet, her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
Şu halde zorluk kalktığında gevşeme.
Ve rabbine özlemle yönel!

İNŞİRAH: Sözlükte 'ferahlama, rahatlama, açılma' demektir.

Ayette geçen göğsün açılması tabiri hakkında iki görüş vardır:

1- Bu, Cebrail'in Hazreti Peygamber'in çocukken gelip göğsünü yarması, kalbini çıkarması, yıkaması, günahlardan iyice temizleyip ilim ve imanlara doldurarak tekrar yerine koyması olayıdır.

2- Böyle bir olayın aslı yoktur. Burada Hazreti Peygamber'in şahsı üzerinden bütün insanlarda zaman zaman görülen sıkıntı, bunalım, stres gibi hallerin geçici olduğu, bunlara takılıp kalmamak gerektiği, sıkıntı ve zorlukları yenmenin çeşitli yolları bulunduğu anlatılmaktadır. (Kadı Abdülcabber)...

İkinci görüşün tercihe şayan olduğu anlaşılıyor. Çünkü benzer bir ayette 'Allah doğru yolda yürümeye layık gördüğü kimsenin kalbini İslam'a açar.' bir başkasında 'Doğrusu biz senin göğsünün daraldığını biliyoruz.' buyurulur. Yine rivayete göre Hz. Peygambere 'Ey Allah'ın Resulü göğüs genişleyebilir mi?' diye sorulduğunda 'Evet' demiştir. Bunun alametinin ne olduğu sorulduğunda da 'Aldanma diyarına meyletmemek, ebedilik yurduna yönelmek ve gelmezden önce ölüm için hazırlık yapmaktır" buyurmuştur. (Razi)

Şu halde ayette Hz. Peygamber'in o an yaşadığı stres ve gerilim hali hastedilerek, 'Hira mağarasında varoluş sancıları çekerken, kendini ararken, Rabbini beklerken yaşadığın o metafizik gerilim, daralma, bunalma ve stres halini gidermedik mi? Arayışına ve çektiğin ruhi ızdıraba cevap vererek, arayışını sonuçsuz bırakmayarak vahyedip seslenmedik mi? Böylece içini rahatlatarak, göğsüne ferahlık vererek bir cıkış yolu göstermedik mi?" denmek istenmektedir.

Belini büken yükünü hafifletmedik mi?: Yani altında kendini ezilmiş gibi hissettiğin, belini büken, kemiklerini çatırdatan o büyük sorumluluğu hafifletmedik mi? 'Bu duyduğum ses neydi? Ben şimdi ne yapacağım, bunu insanlara nasıl açıklarım? Herkes benimle alay edecek, kimse inanmayacak?' diye endişelendiğin kaygıyı sana peşpeşe vahyederek gidermedik mi?

İtibarını yükseltmedik mi?: Yani 1-Senin toplumda güvenilir, emin birisi olarak anılmanı sağlayarak itibarını yükseltmedik mi? 2- Seni muhatap kabul ederek, sana Peygamberlik bahşederek itibarını yükseltmedik mi? Senin gibi dünyanın başka yerlerinde de arayış içinde olan insanlar vardı. Biz seni seçtik, bu işe seni layık gördük...

Buradan anlaşılmalı ki, arayış içinde olan herkes eninde sonunda Peygamber olacak diye birşey yoktur. Bir de Allah'ın seçmesi lazım. Çünkü bu tek taraflı bir monolog değil; çift taraflı bir diyalogtur. Kesbin sonucunda vehb, vehbin sonucunda kesb karşılıklı arayış ve seçime bağlıdır... Demek ki, vahiy işi bir buluşmadır. Uygun şartlar gerçekleştiğinde vuku bulan insanın Allah'ını araması, Allah'ın hak edeni seçmesiyle sonuçlanan büyük bir buluşma! Bu nedenle ayette buna şükretmeli ve hamd etmelisin denmek isteniyor.

Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır: Yani başlattığın harekete 'şehrin zenginlikten şımarmış ileri gelenlerinin' verdiği şiddetli tepki seni yıldırmasın. Her zorlukla beraber kolaylık vardır. Biz senin her zaman yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz.

İnşirah Suresi ve bundan hemen önceki Duha Suresi içeriği itibariyle Hz. Peygamber'i teselli ediyor. Bu iki surenin 'mal ve oğul sahiplerinin' şiddetli tepki ve karşı çıkışına karşılık bir kısa soluklanma olduğu anlaşılıyor. Bundan sonraki surelerde de görülebileceği gibi 'nimet sahiplerine' yönelik periyodik vahiy hücumu devam edecek.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 20.10.2014 12:47
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Sadi Guney 2014-10-20 13:56:20

mal ve ogullar tabiri cok yanlis bir tabir. asli mal ve binalar dir. binalari turkce de mulk olarak kabul edersek; mal ve mulkler diye tabir etmemiz lazim. "ogullar" tabiri cok yanlis !

Avatar
suat coskun 2014-10-22 13:17:40

Sadi bey bunlar mal oldugu icin herseyi oyle goruyolar bi egri orasi mi yani herseyi yanlis arapca sozlukle meal verip kendileri calip kendileri oynuyo

Avatar
m.ali 2014-10-22 23:40:26

Sadi bey arapça bilginizin ne kadar az olduğunu kanıtladınız tşk.ler. 'beniyne' kelimesinin nerisinden bina anlamı çıkardınız. Ve sizin mülk dediğiniz şey zaten bir mal değil mi? Arapçada 'beni' sizin anladığınız bina değil oğul çocuk anlamındadır. Örn. BeniAdem = Ademoğlu. Eski kültürlerde insanlar ki günümüzdede öyle ya varlıklarıyla ya çoklukları ile övünürlerdi bu yüzden oğullar deniliyor. O bina dediğiniz kelime de yakın bir kelime aslında Aslı 'beneye'dir çoğulu binalar yani Bünyan dır